0.5

1.7K 229 85
                                    

.︎✞︎.

Bahçede oturan arkadaş grubuna doğru yavaş adımlar atarken kafası bir hayli bulanıktı Hyunjin'in. Dün yemekten sonra, eve gittiği gibi yatakta sırt üstü uzanıp tüm gece bakışlarını beyaz tavana sabitleyerek bir şeylerden emin olmaya çalıştı. Duygularından. Daha Minho'yu ilk gördüğü saniye midesinde kıpırtılar oluşmuş, kalbi buna eş zamanlı hızlanmaya başlamıştı. Uzun süredir tatmadığı o garip duygu istemsizce onu telaşlandırırken, huzurlu da hissettirmişti aynı zamanda.

Korkuyordu bir yandan, hissettiği yoğun duyguların sadece bir çekim, belki de geçici bir heves olmasından çok korkuyordu. Dün hiç olmadıkları kadar samimi olmuşlardı. Hyunjin, içindeki dürtüye engel olamayıp parmağını Minho'nun kızarmış yanağında gezdirmeye başladığında, tüm vücudundan sıcak bir hava dalgası geçmişti bir anda. Minho'nun da geri çekilmeyip, onu ittirmemesi belki de aralarındaki muhtemel çekimin tek taraflı olmadığının kanıtlar nitelikte değil miydi?

'içeride rahibin dediklerini duymadın mı? Seninle arkadaşlık kurarsam düşüncelerim senin gibi kötü yola gidebilirmiş. Umarım sende en yakın zamanda düşünce tarzını değiştirisin ve doğru yolu bulursun' Gerçekler suratına tokat gibi çarptığında; acıyı yüzünde değil, kalbinin derinliklerinde hissetmişti.

Kendi kendine silkelenip, düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı. "Günaydın gençler." Ortama girdiği gibi hararetli bir konuşmanın içinde olan arkadaşları susmuştu. "Ben geldim diye mi sustunuz? Aşk olsun! Benden birşey mi saklıyorsunuz yoksa?"

"Ne saklayacağız ya, iyice drama bağladın. Otur şuraya." Changbin'in sesinin sakin tonu, içindeki kuşkuları azaltırken yine de temkinli olmaya çalıştı. Çünkü biliyordu ki ne olursa olsun, Changbin hep soğukkanlıydı.

"Ne konuşuyordunuz peki?"

"Yarın son iki ders kulüp etkinlikleri olacak da, bizde seçtiğimiz kulüpler hakkında konuşuyorduk." Dedi Jisung, bir yandan elindeki elmadan ısırık alırken.

"Sahi, sen hangi kulübü seçtin Hyunjin?"

Kendine sorulan soruyla bakışlarını Seungmin'e döndürerek dudaklarını araladı. "Görsel sanatlar."

"Resim yapmaya ilgin olduğunu bilmiyordum."

"Biliyorsun ki mimar olmak istiyorum ve mimar olmak için de iki büyük kriter; sayılarla aranın iyi olması ve çizimde az biraz yetenekli olmandır Changbin. Ayrıca bu sene farklılık olsun istedim, senin gibi her sene müzik kulübüne gitmek değil."

Ortamda gereksiz gergin bir hava oluşurken Jeongin dikkatleri üzerine çekti. "Bende futbol kulübünü seçtim."

Söylediği şeyle tüm arkadaşlarının tavrı sahte bir şaşkınlık almıştı.

"Vay canına! Ciddi misin sen?"

Jisung'un dediğiyle Jeongin gülmeye başladı. Okulun futbol takımının kaptanı Jeongin'di. Daha küçük bir çocukken bile en büyük hayali; ileride yetenekli bir futbolcu olup profesyonel liglerde oynamaktı. Bunun içinde elinden geleni yapıyor ve yanından uğurlu topunu bir an olsun ayırmıyordu.

blue neighbourhoodWhere stories live. Discover now