4.5

12.3K 362 20
                                    

Sadece tavanıma bakıyordum. Annem bugün erken uyumuştu. Ben de tüm elektronik aletleri ve ışıkları kapatıp yatağımda uzanmıştım. Hiçbir şey düşünmüyordum ama çok şey düşünüyormuş gibi yorgundum.

Hava sıcak olduğundan camı açmıştım ve arada esen rüzgar çok güzel geliyordu. Neredeyse uyumak üzereydim.

Derken bir şey gördüm. Camın pervazını tuttu bir el. Ardından karanlık odadan ve arkasından vuran sokak lambası ışığından ötürü simsiyah görünen bir beden yukarı doğru çekti kendini.

Nefeslerim sıklaştı. Çığlık atıp atmamam gerektiğini bilemedim. Şok olmuştum. Bedenimi kaldıramıyordum korkudan. Sesim çıkmıyordu. Yıllardır burada yaşıyordum ve hiç hırsız girmemişti evimize. Yani bu zaten rutin olan bir şey değildi ama...

Titreyip sesi çıkmayan bedenim yatağımda uzanırken o içeri girdi ve beni gördü. Beni gördüğünü biliyordum. Onun görünmemesini sağlayan ışık, benim yüzümü hafifçe de olsa aydınlatıyordu.

Yanıma ilerledi. Yatağımın ucundaydım. Dizlerimden aşağısı yataktan aşağı sarkıyor, başımsa yatağın ortasına geliyordu. Bir dizini bacağımın yanına koyup destek aldı ve diğer dizini de diğer yanıma koydu. Sanırım artık bağırmanın tam sırasıydı. Üzerimde duran bu hırsız üzerime eğildiğinde çığlık atmak için ağzımı açtım.

Ama hızla dudaklarıma kapanan dudaklarla ufak bir inilti çıkmıştı ağzımdan. Bu koku... Bunu tanıyordum. Parfümünün kokusunu tanımamam mümkün değildi. Bu kokuyu çok seviyordum ama o bunu bilmiyordu.

Dudaklarımız arasına bir mesafe koyduğunda gözlerim doldu. "Ne yapıyorsun sen?" Acı çeker gibi söyleyince dudaklarını yanağıma sürttü. "Geleceğimi yazdım sana." Acaba ben görmüş müydüm onu?!

"Git, lütfen. Bak hem çok yorgunum hem annem uyanırsa açıklayamayız, lütfen." Başını kaldırdı. "Biz birbirimize karşı ne kadar kibarız böyle. Sürekli lütfen, canım, güzelim... Değil mi?" Onu dövebilirdim. Kafasını duvara sürtmek istiyordum hattâ. Müstakel üvey abi adayımın. "Git."

O gelmeden yarım saat öncesine kadar kendi kendime deli gibi bazen ağlayıp bazen güldüğümden yanaklarım hâlâ nemliydi. Gözlerim de acıyordu ki uzun süre açık tutamıyordum. Dudaklarını yanaklarımda gezdirdi ve gözümün yanında bir yerde durdu. Obu itmek bir yana dursun sadece gözümü kapatabilmiştim. Ve bu çok iyi gelmişti. "Ağlamandan nefret ediyorum." Dudağımı ısırdım. "Beni sen ağlatıyorsun."

"Bunu düzeltmem için bir fırsat bile vermedin bana."

"Yapacağın açıklamayı dinlemek istemiyorum. Benimle oynadın." Bir şey söylemedi. Belimden tutup beni yukarı çekti. Başımı yastığa koymamı sağladı. Kendisi de ceketini ve ayakkabılarını çıkarıp yanıma yattı. Sadece bekledim. Ne istiyorsa yapmasına izin verdim.

Yanıma yatınca kolunu belime sarıp bana döndü. Benim bedenimi de kendisine çevirdi. "Kıskandım." Gözlerine bakmak istemediğim için tişörtüne bakıyordum. Ellerimse aramızda duruyordu. "Annem babamdan ayrılmak istemedi. Ama babam hiç onu affetmedi."

Derin bir nefes verdi. "Annenin babamla benimkinin istediği şeyi yaşamasını kıskandım. Ama ona bir şey yapamazdım. Ben de bir kızı olduğunu duyunca seni üzerek ona zarar vermek istedim. Seni rezil etmek, anneni hayalkırıklığına uğratmak istedim. Benim yaşayamadığım şeyi sen yaşama istedim. Ama," iç çekti. "Alıştım sanırım. Çok alıştım sana. Konuşmadığımız, seni görmediğim her an özlemek, seni düşünmek o kadar yorucu ki... Özlemek hiç bu kadar ağır olmamıştı."

Boğazım düğümlenmişti ama konuşamıyordum. Konuşursam ağlardım ve bu hiç iyi olmazdı. "Lütfen bana bir şans daha ver. Denememize izin ver. Söz veriyorum boşa çıkarmayacağım." Histerikçe güldüm. Gözlerim dolmuştu. Ağzını açmıştı ki işaret parmağımı dudaklarına bastırdım.

Kollarımı boynuna doladığım anda gözlerimden akan yaşlar çok sessizdi. Sadece nefes sesim varken gözyaşlarım tişörtünü ve boynunu ıslatıyordu. Kollarını belime dolayıp sırt üstü yattı ve beni üzerine çekti. Güneş doğana kadar öyle kaldık. Ben ağladım. Uyudum. Uyandım. O ise sustu. Sanırım biz susarak daha iyi anlaşıyorduk.

- - - - -

Akın'ın hikayesini de dinlemiş olduk böylece. Ne düşünüyorsunuz?

Instagram : leyhizal

Instagram Sayfası : leyhizalhikayeleri

Twitter : leyhizal

Yayım Tarihi : 7 Aralık 2021

Don't Cry Darlene | TextingWhere stories live. Discover now