9.Bölüm

19 8 0
                                    

Multi: Arın Keskin
İyi okumalar💙🖤

Kendime gelmem gerektiğine karar verdiğimden beri yirmi yedi dakika geçmişti.

Giyindiğim elbise siyahtı, vücuduma oturuyordu, miniydi ve arka kısmindaki çarpraz ip detaylarıyla sırtımı açık bırakıyordu.

Saçlarımı taramış ve toplamayi sevmediğimden açık birakmiştım ama elbisenin sırt detayını kapatmaması için sol omzuma almıştım, kalçama kadar bukle bukle uzanıyordu.

Makyaj olarak gözlerime hafif bir göz makyajı yapmış ve eyeliner sevmediğim için sadece rimel ve göz kalemi sürmüştüm.
İşim bitince gözlerim makyaj çantamdaki koyu kırmızı ruja takıldı ve sırıttım. Bu ruju aldığımdan beri hiç kullanmamış olmalıydım.
Ruju elime aldım ve dudaklarıma yedirdim.

Bittiğinde aynada kendimi tekrar kendime baktım ve bir eksik olmadığını düşünüp siyah topuklu ayakkabılarımı giyindim, üzerime deri ceketimi aldım ve dışarı çıktım.

Birkaç dakika sonra sokakta taksi bekliyordum, tek kulağıma taktığım kulaklığımda son ses açtığım
Duman- İçerim Ben Bu Akşam çalarken sadece dudaklarımı kıpırdatarak şarkıya eşlik ediyordum.

"İşte ayağa kalktın, Freya," diye fısıldadım kendime. "Sen busun, baş ağrısıyla boş boş tavanı izleyen o kız sen değilsin, hiçbir zaman olmadın da."

Her şey güzel gidiyordu.

Ama taksi bir türlü gelmedi.

Diğer sokaklara da yürüdüm, belki oradan geçer diye, ama bir taksi bile görmemiştim. Şansıma lanet okurken bunun olma ihtimalini düşünüyordum, ki oldukça düşüktü.

Oflayarak ayağımı yere vurdum ve etrafıma bir kez daha bakındım. Yine bir ana sokaktaydım ama yurttan bayağı uzaktım, bu beni tedirgin etse de önemsemedim. Navigasyon denen bir şey vardı sonuçta.

Sıkıntıyla sağ elimi saçımdan geçirdim ve avuç içimi alnımda tuttum. Bugün neden her şey olabildiğine ters gidiyordu ki?
Biraz daha yürüdüm, gözüm sürekli hızla akan trafikteydi.

Birden bir araba kaldırıma yaklaştı, biraz daha yaklaştı ve biraz daha... Tam yanımda durdu, onu unursamadan huzursuzlanarak yürümeye devam ettim. Ne yapmaya çalışıyordu ki?

Ben hızlı hızlı yürümeye başlarken o da peşimden arabayı ağır ağır sürerek bana yetişebiliyordu.
Bir süre sonra bu durum sinirime dokunmaya başlamıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdım öfkeyle, gri arabanın gölgelikli camindan dolayı görünmeyen sürücüsüne doğru.
"Defol git şuradan!"
Durduğum için araba da tam yanımda durdu, kaldırımda birkaç adım gerilerken arabanın cami yavaşça açıldı.

"Taksi arıyorsun sanırım," dedi sürücü, sırıtarak. "Nereye istiyorsan bırakabilirim."
"Hiç gerek yok," dedim sertçe, ardından hızla yürümeye devam ettim.

"Hadi ama," dedi adam arabasını tekrar yanımda durdurarak. "Geç kalmak istemezsin, değil mi?"
"Geç kalmayı tercih ederim, beyefendi." dedim keskin bir sesle. "Eğer etmeseydim bile arabanıza binmeyecek kadar akıl sahibi biriyim."

Adam, beni iğrendirecek kadar sapıkça bakan çok açık mavi gözleri ve şakaklarına yağlı yumaklar halinde düşen kır saçlarıyla ellili yaşlarının ortalarında gibiydi.
Midemin bulandığını hissettim.
"Böyle yapma tatlım," dedi aynı pis sırıtışla. "Hadi gel, hem eğleniriz biraz."

"Ne diyorsun sen, piç!" diye bağırdım. "Ağzını topla ve ben 911'i aramadan defol git!"
"Öyle mi, güzelim?" dedi adam. "Peki, bunu sen istedin."
Arabasının kapısını açtı ve indi, birkaç adım daha geriledim.
"Hiçbir bok yapamazsın, seni pis sapık!" diye bağırdım öfkeyle. "Kızın yaşındaki kızlara sapıklık yapabilecek kadar iğrençsin!"

SpotlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin