24

70 7 0
                                    

Yeosang sırtının duvarla buluşmasıyla acı bir şekilde inledi.

"Benden neden kaçtığını anlatacaksın Yeosang."

"Ne kaçmasından bahsediyorsun?"

"Beni gördüğünde yolunu değiştirmen, yurttayken yüzüme bile bakmaman ve daha nicelerini fark etmeyeceğimi mi sandın?"

"Evet... Yine fark etmezsin sandım. Ama belli ki sonunda dikkatini çekmişim."

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Bir de soruyor musun?"

Wooyoung tek kaşını kaldırarak Yeosanga baktı.

"Yıllardır tüm ilgin San'ın üzerindeydi, şimdi de öyle olsun tamam mı? Sana bir şeyleri de anlatmak zorunda değilim."

"Saçma sapan kıskançlığını bir kenara çekiyorum şimdilik. Sen benim en yakın arkadaşımsın Yeosang, söylemek zorundasın."

"BU SAÇMA SAPAN BIR KISKANÇLIK DEĞIL. Yeter artık. Bu kadar kör olabileceğini düşünmüyordum gerçekten. Beni deli ediyorsun! San ile tanıştığından beri beni unuttuğunun farkında bile değilsin. Senin için tek gerçek var o da San. Saatlerce ağladığım günlerde ve uyuyamadığım gecelerde sen yoktun Wooyoung. Sen Sanı tanıdıktan sonra ben diye biz şey kalmadı. Ben senin en yakın arkadaşın değilim Wooyoung... Eğer öyle olsaydım makyaj yapmama rağmen göz altlarımdaki morlukları, anlık gelen ağlama nöbetlerimi fark ederdin. Ama sen sadece San ile ilgilendin. Ve şimdi de gelip bana saçma sapan kıskançlık yapma demeye hakkın yok.

Ve en önemlisi de."

Onları dinleyen kişiden habersiz konuşmasına devam etti Yeosang.

"O gün odama geldiğinde, eğer sana izin verseydim bana yapacağın şeyi ne aklın alır ne de hayalin."

Sonuna kadar tuttuğu göz yaşlarını artık serbest bıraktı. Göz yaşları gözlerinden hızla bir bir akarken stüdyo kapısına ilerledi. Son kez dönüp arkasındaki kişiye baktı.

"Senin yüzünden her gece nefret ettiğum o sıcak suda arınmaya çalışıyorum."

Buruk bir gülümseme ile kapıya kolunu atıp kapıyı açtığında kapının önündeki beden ile donakalmıştı.

L.T.  >>  WooSanHwaSangWhere stories live. Discover now