7

114 12 27
                                    

Seonghwa kucağındaki kıpırdamalar ile gözlerini aralamıştı.

Her zaman uykusu hafif olmuştu büyük olanın.

Minik bedene baktı başını eğerek büyük olan. Siyah saçlı çocuk huzurla kolları arasında uyuyordu. Ellerini siyah saç tutamları arasına daldırıp okşadı büyük olan. Ince uzun parmakları siyah tutamlar arasında dolaşırken camdan dışarıya baktı. Yeosang'ı uyandırması gerekiyordu ama o böyle melek gibi uyurken uyandırmak istemiyordu.

Kapı gürültülü bir şekilde tıklandığında Yeosang uyanmıştı.

"Geliyoruz!"

Seonghwa kapıdakinin kim olduğunu umursamadan seslendi kapıdakine sonra ise minik bedene döndü.

"Günaydın Yeosang."

"Günaydın hyung...Nedem uyandırmadın?"

"Çok güzel uyuyordun miniğim ben de uykunu bölmek istemedim."

Yeosang hyunguna gülümsedi ve yanaklarını sıktı.

"Benim tatlı hyungum biricik kardeşine kıyamıyor muymuş."

Seonghwa küçük bir kalp krizinden sonra kocaman güldü.

"Hadi git yüzünü felan yıka sonra da kahvaltı edelim."

Yeosang başını sallayarak yataktan kalktı ve odadaki banyoya girdi.

Seonghwa ise üzerine düzgün bir seyler giyerek Yeosang'ı bekledi. Yeosang'da üzerini değiştiğinde aşağıya indiler.








Sonraki bölüm bayaaa bir kaos yapmayı planlıyorum...

L.T.  >>  WooSanHwaSangWhere stories live. Discover now