18

81 6 2
                                    

-Seonghwa'dan-

Koşarakta olsa Yeosanga yetiştiğimde sahil kenarına varmıştık bile. Yüksek kayalıklardan birisine oturduğunda ben de sessizce yanına oturdum.

Omzunun sarsıldığını fark ettiğimde içimde bir şeyler kopmuştu.

Elimi omzuna koyup kendime çektim. Saniyesinde kollarını belime dolayıp başını göğsüme gömdü tıpkı bir yavru kedi gibi.

Kendini tutmayıp hıçkırarak ağladığında gözlerim dolmuştu. Onun bu güzel kalbinin bu kadar şeyi kaldırması zordu. O; narin, güzel, masum bir kalbe sahipti. Onun kalbini kıranların kafasını kırmak istiyorum...

"Hyung...ben. Ben onu unutmak istiyorum."

"Hm?"

Yeosang'ın dudaklarından dökülen şeyin gerçekliği tartışılırdı. Belki yine halüsinasyon görüyordum...

Derin bir nefes verip kafasını göğsümden kaldırdı ve gözlerimin en derinine baktı. O an eridim...

"Ben Wooyoungu unutmak istiyorum."

________________________________

-Yeosang'dan-

Şirketten çıkarak ,daha doğrusu koşarak, yeni keşfettiğim şirkete yakın sahil kenarına ilerledim.

Arkamdaki adım seslerini işitsem de  umursamadan sahildeki en yüksek kayalığa oturdum. Arkamdaki kişi de oturduğunda duş jelinden kim olduğunu anlamıştım.

Yine Seonghwa hyungdu.

O gelmedi ve gelmeyecek...

San benden daha değerli...

Diğer omzumda bir el hissettiğimde hiç düşünmeden Seonghwa hyunga sarıldım.

O an aklıma bir çok şey gelmişti.

Mesela artık her ânımda Wooyoung yoktu. Her ağladığımda, her mutlu olduğumda ve her korktuğumda yanımda olmadı.

Acı verici de olsa gerçekleri görmüştüm. Ben artık Wooyoung için bir hiçtim.

Aldığım ani kararı Seonghwa hyung'a söylemek istedim.

"Hyung...ben. Ben onu unutmak istiyorum."

"Hm?"

Seonghwa hyungun cevabı üzerine yerimde dikleştim ve gözlerine baktım.

"Ben Wooyoungu unutmak istiyorum."

L.T.  >>  WooSanHwaSangWhere stories live. Discover now