10

102 11 10
                                    

-Seonghwa'dan-

Gözlerim, aldığım tam uykudan olsa gerek kendiliğinden aralanmıştı.

Sırtımda hissettiğim ani acı ile inlemiştim. Sırtımın tutulmamış olmasına dua ederken dün gece ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.

Dün gece Yeosang ağlayarak kucağımda uyuya kalmıştı ve ben onu kucağımdan indirmek istemediğim ve uyandırmak istemediğim için duvara yaslanarak uyumuştum. İşte şimdi de belim tutulmuştu...

Yerimden hafifçe kalkarak küçük bedeni dikkatlice kucağıma aldım ve yatağına uzandırdım. Belimi dikleştirdiğimde saplanan ani acı ile yüzümü buruşturdum. Giyeceğim temiz kıyafetleri alarak odada ki banyoya girdim. Sıcak suyu açarak küvetin dolmasını sağladım. Sadece bu odada küvet vardı bir aralar ama artık hepsinde vardı. Jongho ayağını kırdığı zamanlarda bu odadaydı ve ayakta yıkanamayacağı için küvet yaptırılmıştı ve ondan sonra da diğerleri kendi odasına yaptırmıştı kendi paraları ile...

Üzerimdekileri çıkarıp sıcak suya girdiğimde ilk başta çok sıcak gelmişti ama kemiklerim için sıcak su iyiydi. Yeosang ise sıcak sudan hiç hoşlanmazdı. 

Sıcak su tamamen soğuyana kadar banyoda kalmıştım. Su soğuklaştığında ise kurulanıp üzerimi giydim ve banyodan çıktım. Gözlerim direkt olarak yatağa gittiğinde göremediğim beden ile korkarak odadan çıkmıştım ki hemen karşı duvarda sırtını duvara yaslamış, dizlerini karnına çekmiş ve yüzünü de dizlerine gömmüş çocuğu gördüğümde şaşırmıştım. Hafifçe yanına çömeldim ve saçlarını okşadım.

"Yeosang neden buradasın?"

"Seni arıyordum hyung..."

Fısıldayarak konuşmasına rağmen ağladığını anlamıştım bile. Kollarımı etrafına dolayıp göğsüme yasladım başını.

"Aklımda bir fikir var duymak ister misin?"

Başını kaldırarak meraklı bakışları ile gözlerimin derinliklerine baktı. Baş parmağım ile gözyaşlarını sildim nazikçe.

"Odaya geçelim mi ilk önce miniğim?"

Başını yavaşça aşağı yukarı sallayarak onaylamıştı. İncecik belinden tutarak onu ayağa kaldırdım ve odamıza soktum. Belinden tutarak banyoya ilerlettim ve yüzünü yıkattıktan sonra yatakta bağdaş kurarak birbirimize dönük bir biçimde oturduk. Ellerim arasında minicik kalan ellerini tuttum.

"Hastayım ve sen de bana bakacaksın."

"Hasta mı? Hasta mı oldun hyung neden i-"

İşaret parmağımı dudaklarının üzerine koydum. Tanrım...yumuşacıklardı.

"Hayır hastaymış gibi yapacağım ve yurtta kalacağım ama sen de bana bakacak kişi olacaksın herkes gittiğinde de güzelce eğlenip dinleneceğiz."

"Ama bu yalan söylemek olur..."

Merak etme güzelim sen bize iyi olduğunu söylerken zaten her seferinde yalan söylüyorsun...diyemedim ona.

"Sorun olmaz boş ver sen onu, Sadece kabul ediyor musun onu söyle."

"Tamam kabul."

Kocaman gülümseyerek ellerim arasındaki ellerine minik öpücükler bıraktım.

"Sen burada bekle gidip Hongjoong ile konuşacağım."

O sessizce durunca gülümseyerek ayağa kalktım ve Hongjoong'un odasına ilerledim.



L.T.  >>  WooSanHwaSangWhere stories live. Discover now