69.bölüm

3.2K 157 2
                                    

Demirkan polisin söylediklerini tekrarlarken kanım donmuş bir şekilde dinliyordum.

Çağlayı, Çerkezköyde ağır yaralı bir şekilde yol kenarında bulmuşlar.

Çok fena dövülmüş yola atılmış koma halindeymiş.

Çerkezköyde donanımlı bir hastane olmadığımdan İstanbula Metropolitan Hastanesine getirmişler,
bilinci kapalı halde yoğun bakımdaymış ailesine haber vermişler dediğinde dünya başıma yıkıldı.

Neden beni aramıştı, ne olmuştu, bana çemkiren, beni suçlayan ne arayan ne soran kız ne olmuşduda beni aramıştı.

Bir kaç gün hastaneye gidip geldik ailesi gelmişdi ama durumu stabildi hastaneye rahat rahat gidip gelsinler diye abimler ailesine evlerini açmışlardı.
Doktorlar kafasına aldığı sert cisim sonucu sinirlerde oluşan hasar yüzünden koma halinin ne kadar süreceğini ve ne zaman uyanacağını bilemediklerini söylediler.

Polisin yapdığı tahkikatda.
Çağlanın şirket aracınla yanlız seyahat ettiği görüntülerine ulaşıldığı kime yada nereye gittiğinin bilinmediği bilgisi verildi.
Telefon kayıtlarından iş arkadaşları ailesi dışında bir kaç kezde patronu ile görüşdüğü onun dışında bir anormallik saplanamadığı bilgiside verildi.
Benim içime ilk düşen şüpe Alper Yılmazdı Çağlaya pahalı elbiseler, takılar alan bu yılışık adam acaba ona bunu yapmış olabilirmiydi.
Çağlanın telefonunu kırılmış halde atıldığı yolda bulmuşlardı polis tamir edilip inceleneceğini söyledi.

Günler geçmişti ama Çağlanın durumunda bir deşiklik yoktu.
Ailesi başımdaydı 2 günde bir Duru ile ziyarete gidiyorduk ona bunu kimin yaptığını çok merak ediyor kafamda senaryolar yazıyordum.
Her sabah olduğu gibi evden çıkıp iş yerine gittim.

Demirkan benden önce büroya gitmiş odasında işine gömülmüştü, ona gidip aldığım davanın avukatı değişmiş davayı yeni alan avukatın sekreterinin aradığını ve öğle yemeğinde benimle görüşmek istediklerini bunun için çengelköye davet ettiklerini söyledim.
Avukat hanım kolay gelsin ozaman size dedi ve kafasını dosyalarına geri gömdü.
Öğlen yola çıkıp söyledikleri yere vardım bir masaya oturdum ve beklemeye başladım, merhaba diyen sese döndüğümde karşımda Alper Yılmazı görmemle şok oldum.
Sen dediğimde evet ben Maya Holdink davayı bana getirdi davacı avukatının sen olduğunu görünce çömez bir avukat için ne büyük bir başarı demedim değil Feyza Mertoğlu dedi.

Sinir damarlarımda gerildi ve gözlerimden fırladı küçümsemekte tam sana göre birşey zaten.

Beni neden görmek istediniz Alper Bey dediğimde.

Davayı kazanamayacağını benim karşımda hiç bir şansının olmadığını bil istedim, tabi illada kazanmak piyasada isim yapmak istiyorsan beni yenerek ün yapmanı sağlaya bilirim,bununda minik bir karşılığı olur tabi dedi.

Neymiş o karşılık merak ettim dediğimde.
Benimle evimde bir akşam yemeği dedi.

Sinirden dişlerimi sıksamda tebessüm ederek ona doğru eğildim ve Alper Bey kokuyu aldınızmı dedim.
Ne kokusu dediğinde...
Sanırım çöp bidonunun kapağı açık kalmış yada bu koku sizin komuşmuz hezimetinizin kokusu olmalı dayanamayacağım kalkacağım size iyi günler 5 gün sonra görüşmemek üzere dedim.

Feyza seni dümdüz edince göreceksin kokuyu dediğinde arkam dönük halde yürürken elimi kaldırıp ona orta parmak çektim.
Arabama biner binmez yola koyuldum ve Demirkanı aradım olanları anlattığımda doğru eve git geliyorum dedi.
Eve vardım Baharla oynuyordum kapı açılıp sertçe vurduğunda Demirkanın çok sinirli olduğunu anladım
Nezahat hanıma Baharı alıp odasına çıkmasını rica ettim.
Demirkanın gözlerinde ateşler yanıyordu,
Feyza nasıl bu adamla buluşmaya gidersin, kim olduğunu sormadan etmeden gidip onun karşısında oturdun ve seni taciz etmesine izinmi verdin diye bağırınca elimi kaldırdım ve onu susturdum.

Demirkan fazla ileri gidiyorsun.
Ben çocuk değilim.
Nerede.
Nasıl davranacağımı gayet iyi biliyorum o konuştuğunda ben de acizce oturmadım sana söyledim
ona gereken cevabı dava günü vereceğim dedim.
Feyza adam aşalık bir çakal sen onla baş edemezsin davayı senden aldım ben giricem dedi.
Asla diye bağırdım, kaybetsem bile asla ezilmiyeceğim bana bu kadarmıydı güvenin dedim.

Güvenle alakası yok o adam değil bir sırtlan buna izin vermem onla görüşmeni göz göze bile gelmeni istemiyorum dedi.

Bu konu tartışmaya açık değil davayı bırakmıyorum ya yanımda ol yada uzak dur dememle Demirkan kapıyı vurup evden gitti.
Gece yarısı olmuşdu hala ortada yoktu Leventi aradım onla değildi. Serdar zaten Duru ile beraberdi Başak onlarda olmadığını söyledi abim evdeydi nerde bu adam derken.

Kapı açıldı ve Demirkan geldi odaya çıktı odaya gittiğimde kıyafetlerini çıkarmış yatağa girmek için banyoda hazırlanıyordu.
Ondan önce yatağa girdim üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı Demirkan boxerinle yatağa girip arkasını döndü sarılsammı sokulsammı ne yapsam diye düşünürken bana döndü gözlerimiz bir birini tarıyordu aynı anda özürdilerim sözleri ağzımızdan döküldü elleri saçımı kulağımın arkasına iterken yüzümü okşadı ona doğru sokuldum ve tenim onun tenine değince inledi dudaklarımız birleşti elleri sütyenimin kopçasını açmaya çalışırken bende boxerine elimi sokmuş onu okşuyordum sütyenimi çıkartıp gögüslerimi ağzına aldı emiyor sıkıyordu erkekliği boxerin üzerinden bana baskı yaparken beni altına aldı çamaşırlarımızı çıkartıp attık içimdeki yerini aldığında oda bende çok sesli inledik ilk kez sevişiyor gibi hoyrattı öğle hızlı hareket ediyordu ki oda bende boşalana kadar nefes nefese kaldık.
Bir birimize sarılıp saatlerce sessiz durduk sonra duşa girdik kahve içip konuşduk bana yardım edeceksin ve ben o adi kadın düşmanını yerle bir edeceğim dedim.......

Duruşma gününe kadar Demirle çalışıp davaya hazırlandım....
Sabah dava için lacivert pantalon takımımı, içinede kırmızı gömleğimi giydim ve mahkeme solanuna girdim hazır bir şekilde hakimi bekliyorduk Alper Yılmaz masamın yanından yerine geçerken güzel takım ama yazık olmuş bayramda giyerdin dedi. Kendime hakim olmalıydım Demirkan salonda oturuyordu ve benim en ufak huzursuzluğumda Alpere saldırmayı bekliyordu bunu onada kendimede yapamazdım. O yüzden sakin olmalıydım.

Dava kıran kırana geçti elim çok sağlamdı ve Alper davayı kaybedeceğini anladığı an çirkinleşmeye başladı.
Hakim üst üste uyarılarda bulunsada şahsıma saldırıları yüzünden dava durdu ve hakim karar diye bağırdı ikimizde susduk.
Davalı taraf Maya Holdingin, evrakta sahtecilik yaparak ortağı olduğu kuruluşu zarara uğrattığı tespit edilip davacı taraf Hazar Holdinge belirlenen tazminatı ödemesine temmiz yolu açık olmak üzere karar verilmişdir dedi.
Benim gözlerim Demirkanı bulduğunda bana iftaharla baktığını gördüm evrakları toplayıp çantama koydum salonun kapısına doğru yürüyordum Alper önümde durup bunu ödeyeceksin dediğinde adaletin kestiği parmak acımaz ama çok acıyorsa kıçına sok acın geçer dedim ve onu itip Demirkana doğru yürüdüm ellerimiz birleşti ve ordan ayrıldık arabada çığlık atarak gülüyordum......

SAPLANTI Where stories live. Discover now