32.Bölüm

5.3K 204 2
                                    


Feyza kaybolalı 15 günü geçmişti.
Hem polis arıyordu, hemde tuttuğumuz özel ekip hiç bir gelişme yoktu. Artık ümidimi kaybetmeye başlamıştım.

Mehmet abim beni aradı.
Bir çobanın onu aradığını, bir kutudan telefon numarasının yazılı olduğu bir kağıtda, Feyza Demirci yardım edin mesajı yazılmış olduğunu,
Kadir bey'e bildirdiğini Gebze Denizli Köyüne araştırmaya gittiklerini söyledi.

Abi hemen bizde gidelim dedim.
Mehmet abim bende aynı şeyi Kadir bey'e söyledim, Demirkan ama ya tuzaksa tutuklattığınız adamların tuzağı olabir önce biz bakalım dediler bekliyeceğiz dedi.

Beklemek bu ara yaptığım en iyi iş abi, her ümidimizi boşa çıkmasından tükendim dediğimde.
Oğlum sen ne kadar üzülüyorsan, ben senden daha çok üzülüyorum o benim kardeşim, eğer benim bulaştığım adamlar yüzünden bunu yaşıyorsak ve Feyza'nın başına ben yüzünden birşey gelirse halimi düşünsene dedi.

Haklısın abi dedim konuşma bitti.

Bir kaç saat sonra Kadir beyi aradım.

Daha bir bilgiye ulaşamadık, bölgede ki tüm sarı evlere bakacağız dedi, polise haber verildimi dediğimde.

Hayır eğer buralardaysa Jandarma'dan yardım alacağız ama önce biz bir bakınalım, bilgi doğruysa ürkütmeyelim dedik.
Şimdi çoban kutuyu bulduğu yere götürüyor bizi sağlıklı bir bilgi ulaştığımda sizi arıyacağım dedi ve kapattı......

Feyza......

Sabahlar akşamları, akşamlar sabahları kovalıyordu. Okan iyice kafayı yemiş bir haldeydi.
Aşk böceği gibi dolaşıyordu. Sabahları oda kapılarıma güller koymalar, aşklı meşkli şarkılar, ayıcıklar kalp çikolatalar hiç bıkmadan her gün bir başka atak yapıyordu.

Bu sabah evde bir sessizlik vardı, odamdan çıkıp evin içinde dolaştım,ortada gözükmüyordu sanırım alışverişe gitmişti. Hem Okan diye sesleniyordum, hemde pencereleri kapıları kontrol ediyordum.
Arka tarafata ki kapının tokmağını çeviriyordum ki, arkamdan belime sarılıp çenesini omzuma koydu. Dudakları kulağıma değiyorken beni kendine çekerek benimi arıyorsun aşkım dedi.

Bırak diye debeleniyordum ama bırakmaya niyeti yoktu, daha çok sıktı dudakları boynuma değdiğinde çığlık atıp daha çok debelendim.

Kokun beni deli ediyor Feyza, artık beklemeye sabrım yok, benim olmanı istiyorum.
Hazır değilim, hastayım beklemekden bıktım.

Sana başta söyledim.
Birlikte olduğumuzda sana yaşattığım hazdan sonra o şerefsizi bedeninden sileceğim, hem belki bir bebeğimiz olur mutluluğumuz katlanır dediğinde ayağına öyle kuvvetle bastım ki kolları boşaldı.

Kendimi kolundan kurtarıp ona yüzümü döndüğümde bu dediğin asla olmayacak unut bunu dedim.

Çenemi sıkıp bana bak artık çok oluyorsun dediği sırada. Kapı çalındı heyecanla kapıya baktığımda ağzımı kapatıp.

Beni odaya sürükledi, ses çıkarırsan boynunu kırarım.
Gelen kişiyi öldürmemi istermisin belkide çocuktur, dediğinde onun bir katil olabilecek kapasitede olduğunu anlamıştım.

Kapı ısrarla çalıyordu, tamam dedim ses çıkarmıycaktım, benim yüzümden kimse ölsün istemiyordum.

Okan odadan çıkıp kapımı kitledi ve gitti.
Baya uzun bir süre sonra döndü, kapımı açtı.
Afferin sana sözünü tutmana memnun oldum dediğinde, Kim gelmiş dedim.

Hiç, yoldan geçen biri arabasının lastiği patlamış, kriko istedi onu verdim.
Sonra getirmesini bekledim sandığın kadar kötü biri değilim dedi.

Kesin kötü değilsin, en ufak hareketinde boynumu kırmaya yada başkasını öldürmeye yöneliyorsun. Sen beni. Saplantı yapmışsın,sevdiğin falan yok insan sevdiğini incitmez, kırmaz, üzmez kaçırıp hapsedip zorlamaz.
Kessss sesini gene beni sinirlendiriyorsun dedi ve odadan çıkıp gitti.......

Demirkan....

Ne büroda ne evde hiç bir yerde duramıyordum.
İşe kendimi veremiyor çıldıracak gibi oluyordum.
Mehmet abimin iş yerine gittim, onunda benden pek farkı yoktu ofisine girdiğimde.
Arzu annem ile Mehmet abim oturuyorlardı.

Annemin gözleri ağlamaktan kızarmıştı beni görünce ayakalktı bana sarıldı, ağlamaya başladı ağlama anne bulacağız.
Az kaldı her yeri arayan polisler ve adamlarımız var dedim.
O sırada telefonum çalmaya başladı, telefonu sıkıntıyla cebimden çıkartım ekrana baktığımda Kadir Bey'in aradığını gördüm,heyrcanla açıp alo dedim.

Demirkan Bey, bulduk dediğinde. Allahım,,,,, şükürler olsun dedim,nasıl iyimi, nerede, soru sormaktan dinlemiyordum.
Demirkan Bey sakin olun ve dinleyin dedi.
Megafonu açıp masaya koydum ve Kadir Bey'i dinlemeye başladık.

Arkadaşlarım çobanın notu bulduğu yerde, geniş çaplı bir arama başlatdı.
Feyza Hanımın notundaki sarı büyük evi 2 km ileride buldular.
Emin olmak için eve keşif elamanı yolladık. Kriko bahanesiyle kaçırıldığı arabayı gördük.
Feyza Hanımın içeride alıkonulduğunu sanıyoruz.
Evin çevresine gözcüler yerleştirdik.

Evin sahibi Okan Yılmaz diye birisi.

Tanıyormusunuz dediğinde lanet olsun......

Ben Feyza ya Söylemiştim bu adam da hoşlanmadığım bir şeyler var uzak dur demiştim,şüpelerim doğru çıktı.
Şerefsiz,,,, dediğimde, Mehmet abi kim o Demirkan dedi.

Feyza'nın karşı komşusu. Kansız köpek onu paranparça edeceğim elimden kimse alamayacak. Kadir Bey konum göndersinler ben kendim gidip kapısına dayanacağım, onu doğduğuna pişman edeceğim.
Mehmet abim sakin ol evlat bende sen kadar merak ediyorum ama yaptığımız en ufak hata da Feyzam zarar göre bilir dedi.

Ben sinirden sağ, sola yumruk atıyordum, eğer o pis ellerini karıma sürdüyse yemin ederim onu öldürürüm abi dediğimde annemi daha çok ağlarken gördüm gözlerinde ki yaşlar hem mutluluk, hem korku gözyaşlarıydı.
Önünde diz çöküp özür dilerim anne kendime hakim olamadım affet onu kurtaracağız merak etme sana sağ salim getiriceğim dedim ve sarıldım........

SAPLANTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin