114. Bölüm

1.4K 126 17
                                    

114.Bölüm

__ Bunu bana sormayı nasıl düşünebilirsin ha, delirdin mi?

__ Ya ne dememi bekliyorsun? Dostum beraber oldunuz siz…

Onun hafif çekingen bakışlarını benim öfkeden parıldadığına emin olduğum gözlerim karşılıyor! Eğer bunu bana söyleyen o olmasaydı çoktan yüzünde farklı bir renk yaratmıştım ama niyetinin iyi olduğunu biliyorum! Yine de şaşkınlık ve siniri aynı anda hissediyorum!

__ Deniz’le yaşadığım ne varsa... Aptalca bir ihtiyaçtan başka bir şey değildi! Sadece fiziksel olarak değil, manevi olarak da öyle! … Kaç kez gözlerimi tekrar, tekrar kapatıp açtım biliyor musun, yanımdakinin Beril olmasını dileyerek!

Nefessiz kalmışçasına konuşmama ara verirken parmaklarımı saçlarımın arasından geçirip kalıyorum bir an! O günleri, o düşünceleri hatırlamaktan nefret ediyorum!
Emreyse ona bakmama rağmen yanıma yaklaşarak elini omzuma bırakıyor. Bu özür diler gibi bir elektrik gönderiyor bana! Ona çeviriyorum gözlerimi ve…

__ Yanımdaydın, diyorum gözlerimi hafifçe kısarken!

Beril yanımda yokken yanımdaydın ve şimdi bana başka bir kadına ilgi duyduğumu mu soruyorsun!

__ Tamam, biliyorum… Şey üzgünüm!

Emre elini benden çekerken hafif bir iç çekiyor.

__ Beni tanıyorsun, bazı şeylere farklı yönlerden bakıyorum ben saçmalıyorum! Demek istediğim Beril’i sevmeme ihtimalin olamaz zaten… Ona nasıl bağlı olduğunu kendi adımdan bile daha iyi biliyorum!

Son an da beni gülümsetmek istercesine söylenen bu sözlere hafifçe başımı sallıyorum ama gülümsüyorum da!
__ Hadi yürü koca kazık! Ve mümkünse büyü artık!

Devrim’le ilgili öğrenmek istediğim bilgileri uzun zamandır benim için çalışan Murat’a sıraladıktan sonra içim rahat olarak kapatıyorum telefonu. Aynı an da kulağıma dolan mükemmel diyebileceğim iniş çıkışlara sahip müzik eşliğinde evin kapısını kapatıyorum yavaşça. Yüzümde küçük bir gülümseme müziğin beni çağırdığı yere salona giriyorum ve aynı an da Beril beni fark ederek kemanı bırakıyor elinden! Gözlerinde ki tatlı ışıltılardan bakışlarımı çekmeden yorgunluğuma yenik düşerek kendimi bir koltuğa bırakıyorum!
__ Hoş geldin canım!

O huzur veren yumuşacık sesle beraber başımı da koltuğun arkasına yaslıyorum ama elim kendiliğinden ona uzanıyor! Beril her zaman ki gibi hiç bekletmiyor beni! Yüzünde tatlı gülümsemesi yanıma gelerek elimi tutuyor ama sadece bir an! Sonra şaşkın bakışlarım arasında koltuğun tamamen bir ucuna giderek ellerini bacaklarına koyuyor.

__ Gel buraya koca bebek!

Yüzümde ki gülümseme daha da genişliyor o zaman. Koltuğa tamamen uzanıp başımı Beril’in bacaklarına bıraktığımda yorgunluğumu daha da ağır hissediyorum sanki! Bir an gözlerimi kapatıyorum.

__ Çok yorgunum…

Kısıkça çıkıyor sesim ama onun saçlarımda gezinmeye başlayan parmakları şifalı gibi!

Günün tüm olumsuz yönünü alıyor üzerimden. Ben çok şanslıyım…

Kaç kişi hiçbir çıkar olmaksızın, ark niyetsiz saf bir aşkla sevildiğini benim kadar yoğun hissedebilir ki? Ben bunun değerini her zaman bileceğim.
Beril’in güzel gözlerine bakarken söz veriyorum içimden ve göğsümde duran elini alarak dudaklarıma götürüyorum.

Yalnızlığın Sesi( Raflarda...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin