35th Birthday

251 28 244
                                    

THEN

"Merak etme. Senin başarısızlığının aksine onun evet demesini sağlayacağım. Zamanı geldi, kıyamet kopmak üzere."

Söylediklerimden sonra bu sefer çıplak eliyle boğazımı kavradı ve beni tekrar duvara yapıştırdı.

"Ne yaptığını sanıyorsun! Seninle aynı taraftayız."

Alabildiğim az miktarda nefesi ona tıslayarak kullandığım zaman elini biraz gevşetti.

"Hayır kardeşim. Bu defa değil."

NOW

Ne demek istediğini anlamaya çalışırcasına gözlerine baktım.

"Beni öldürecek misin?"

Tek kaşını kaldırıp kafasını yana eğdi.

"Zorunda kalacak mıyım?"

Neler olduğunu anlayamıyordum. Tanrının öz oğullarından biri, bir baş melek karşımda duruyordu ve benimle aynı tarafta olmadığını söylüyordu.

"Benden ne istiyorsun?"

O merak ettiğim soruyu zar zor sordum.

"Ne istemediğim üzerinde konuşmayı tercih ederim. Mesela kıyametin bir fanı değilim."

"Sen aklını mı kaçırdın?"

Sorduğum soruyu tamamen gerçek anlamıyla sormuştum. Bunu kastediyor olamazdı, kıyametin kopması gerektiğini çok iyi biliyordu.

"Kıyamet koptuktan sonra büyük adamın ne yapacağını düşünüyorsun? O sadece sorumluluktan kaçıyor! Dünyayı yok ettikten sonra çekip gidecek ve bütün düzen alt üst olacak."

Elini gevşetti ve beni serbest bıraktı. Boğazımı kavradım, nefes alışverişim düzene girene kadar tek kelime etmedim.

En son bu denli nefessiz kaldığım anı düşünmeden edememiştim. Meleklerin varlığını öğrendiğim gün, bir melek tarafından nefessiz bırakılmıştım. O melek ölmeden birkaç saniye önce beni tanımıştı, ancak bu konu üzerinde hiç düşünmemiştim. Aşk duygusu gözümü tamamıyla kör etmiş olmalıydı.

Bütün bunları düşünmek, beni anlamadığım bir şekilde sakinleştirmişti. İşte şimdi Gabriel'ın zırvalamalarına dönüş yapabilirdim.

"Düzen zaten alt üst durumda. Dünya üzerindeki tüm kontrolünü yitirdi."

"Bu kötü bir şey. Çünkü...?"

Muzip bir tavırla sonunu uzatarak söylediği bu cümleye verecek bir cevabım yoktu. Ortama, sorusunu cevapsız bırakacağımı anlayacağı kadar uzun süre sessizlik hakim olunca konuşmaya devam etmeye yeltendi, ama sorumla onu durdurdum.

"Kıyametin kopması taraftarıydın. Ne değişti? Fikrini ne değiştirdi?"

"Kıyamet dediğin şey bizim için sıradan bir akşam yemeği, kopup kopmaması umrumda değil. Bir zamanlar tüm bu kargaşanın son bulması adına kıyametin kopması gerektiği fikrine bağlanmıştım. Ama sonra bir düşündüm. Bir kez olsun gelecekte bizi neyin beklediğini düşündüm."

Başından sonuna kadar dalgacı ve vurdumduymaz bir tavırda olacağını beklemiştim, ama şuanda ciddileşmişti.

"Tanrının dünya üzerindeki kontrolünü yitirdiğini söylüyorsun. En azından cennetin başında. En azından bir şeyler için çabalıyor Castiel. Çekip gitmesi cennet ve cehennem için de kıyamete dönüşecek. Yoksa cennetin Sam ve Dean'i var da ben mi bilmiyorum?"

Unprofessional Love | DestielWhere stories live. Discover now