Sweet Eyes of Blue

248 32 131
                                    

✒️bölüm şiiri✒️
"Blue" by Annette Wynne

"Tanrı her şeyi yarattığında
çok fazla maviye sahip olmasına sevindim-

Tüm dünya için büyük bir gökyüzü.
Ve senin için de seninki gibi gözler."

× × × × ×

"Evet, açık hava sinemasına gelmek için muazzam bir gün anasını satayım."

Yoğun ısrarlarım sonucu onu buraya getirmiştim, ancak havanın bu kadar soğuk olacağını tahmin edememiştim. Arabanın içi ısındıkça camlar puslanıyordu ve sürekli ön camı temizlemekten filmi seyredemiyorduk. Zaten camlar kapalı olduğu için de söylenenleri duyamıyorduk.

"Neden yalnızca iptal etmediler ki?"

Herkesin aynı sorunu yaşadığına emindim, ancak çevremizdeki arabalar eksilmiyordu. Dean bu kadar kaba olmasa aslında bulunduğumuz ortam fazlasıyla romantikti.

"Bir daha silmeyeceğim!"

Puslu camı gösterirken sinirle direksiyona vurdu.

"Biraz daha söylenirsen bunu kişisel algılayacağım."

Getirdiğim içi kahveyle dolu olan termostan bir bardak doldurdum ve ona uzattım. Elimden alarak büyük bir yudum aldı.

"Teşekkür ederim. Yalnızca bunu senin evinde, örtünün altında da yapabilirdik."

"Dean, zaten günlerdir evden çıkmadık. Yarın işe dönüyorum ve son günümüzü evde pinekleyerek geçirmek istemedim."

Hak verircesine kafasını salladı.

"Ama sen üşüyorsun ve bu durum beni sinirlendiriyor."

Doğru söylüyordu. O söylediği an vücudum ürpermişti, gerçekten soğuktu.

"Haklısın. Biraz üşüdüm."

Kontağı çevirirken konuştu.

"Hemen eve dönüyoruz."

Elimi kontaktaki elinin üzerine koydum.

"Ya da... Sadece beni ısıtsan?"

Elini tereddütle kontaktan çekti. Bana yaklaştığı zaman gülümsedim. Impala'nın en sevdiğim özelliği buydu, ön koltuk da arka koltuk gibi tekti ve aramızda bir engel yoktu. Bu sayede bana istediği kadar yaklaşabilirdi.

Kollarını hızla bana doladığı zaman ona karşılık verdim. Onu geriye doğru yatırdım, koltukta uzanmasını sağladım. Buna şaşırmıştı ancak itiraz etmedi.

"Ne yapıyorsun?"

"Isınmaya çalışıyorum. Bir sakıncası var mı?"

Gülümsedi.

"Asla. Seni her şekilde ısıtırım."

Kendimi tamamen üzerine bıraktım. Alan dar olduğu için koltuğa sığmıyorduk, Dean'in sırtı boşlukta kalmıştı ve başı ön kapı camına denk geliyordu. Acı çekmemesi adına elimi boşta kalan sırtına yerleştirdim.

"Her şekilde mi?"

Bunu söyledikten hemen sonra dudaklarımızı birbirine sürttüm.

Sesli bir şekilde yutkunduktan sonra boğazını temizledi.

"O konuya gelirsek..."

Boşta kalan ellerinden birini enseme koydu, diğeriyle de yüzümle oynamaya başladı. Söylemeye çalıştığı şeyi az çok tahmin ettiğim için onu durdurdum.

Unprofessional Love | DestielWhere stories live. Discover now