Don't Make Me Lose You

337 41 188
                                    

Gözlerimin duvara bakarak daldığını, Dean'in bana seslenmesi ile fark etmiştim. Bakışlarımı onun endişeli yüzüne çevirdim.

"Dün gece hakkında konuşmak ister misin?"

Beni öptüğü an tekrar zihnimde belirdi. Dün bunu isteyerek yapmadığını söylemişti, bunu tekrar duymaya niyetim yoktu.

"Dean, bana zaten açıkladın. Tekrardan konuşmaya inan gerek yok."

Gözlerini kısıp düşünmeye başladı. Dudakları dışa doğru kıvrıldı.

"Sana açıkladığım şeylerden söz ediyordum. Doğaüstü varlıklardan, aile mesleğimizden..."

Kaşlarım refleksle yukarı doğru kalktı.

"Ah."

Onca şey yaşamışken Dean'in öpücükten bahsettiğini düşünmem aptalcaydı. Yüzünde kafası karışık bir ifade belirdi.

 Yüzünde kafası karışık bir ifade belirdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sen ne sanmıştın?"

Dün gece çok fazla şey olup bitmişti. Hayatımın en korku dolu, en endişeli, en heyecanlı, en çaresiz, en huzurlu günüydü. Hepsi bir gecede birleşmişti.

"Hiç. Hiçbir şey."

Kafasını salladı. Gözleriyle önümde duran tabağı işaret etti. Gözlerimi tabağa diktim.

"Aslında... Pek aç değilim."

Tabağımdaki tost ile oynarken itirafta bulunmuştum. Dean mahçup bir ifade ile tabaktaki tostla bakıştı.

"Yanmışlar değil mi? Hemen yenisini yapabilirim."

Yerinden kalkmaya yeltendiği zaman kolundan tutup yeniden oturmasını sağladım.

"Midemle ilgili. Sanırım dünkü viski geri çıkmaya çalışıyor."

Anlayışla kafasını salladı.

"İlk defa ölü ve yanan bir beden gördün. Miden haksız sayılmaz."

Hatırlattığı anılarla dün geceye gittim. Bu travmayı atlatabileceğimi biliyordum, ama kısa sürmeyeceğinden de emindim. Bu travma sonrası stres bozukluğumun etkilerini olumlu hale çevirmeliydim.

"Ben gitsem iyi olacak."

Dünyanın en saçma cümlesini duymuş gibi yüzünü buruşturmuştu.

"Nereye?"

"Evime."

Dean kafasını şiddetle iki yana salladı.

"Mümkün değil. Seni bırakmıyorum doktor."

Onu ikna etmek zor olacağa benziyordu. Çünkü bana kafa tutarken oldukça net bir çizgi çizmişti.

"Öyle ya da böyle o eve geri döneceğim Dean."

Unprofessional Love | DestielWhere stories live. Discover now