bak göğsümde izin var

ابدأ من البداية
                                    

"Başka sevdiğin bir şey yok mu oğlum? Hep Cihan'danbahsedeceksin?" Tolga abinin videodaki sesi aramıza girerken Cihan'a iyice sokulmuştum.

Şimdi göğüslerimiz birbirine değiyordu. Aldığı titrek nefesler benim yanağıma çarpıyor, en az onun da benim kadar heyecanlı olduğunu söylüyordu.

Küçük Furkan'la aynı anda söyledik,
"Yok ki, ben en çok Cihan'ı seviyorum."

Duygusallıkla gözümden akan bir damla yaş eşliğinde Cihan'ın dudaklarına eğildim. Sanki bu anı bekliyormuş gibi hızla saçlarıma çıkardı ellerini, dudaklarıma duyguyla yüklü öpücükler bıraktı.

Bunun en yoğun öpüşmemiz olacağını daha ilk saniyesinde anlamıştım. Tüm organlarım titriyor gibiydi, içim içime sığmıyordu. Sımsıkı tutundum omuzlarına. Eğer bunu yapmadaydım düşerdim, zira dünya ayaklarımın altından çekilmişti.

Yaz meltemi yüzümüze vurup geçerken saçlarım dağıldı, dudaklarımızın arasına girdi. Artık onu göremiyordum ama önemli değildi.

"Yaa, Büşra! Çekilsene Cihan'ın yanından!" Huysuz sesim araya girdiğinde öpücüklerimiz durdu, dudaklarımızın üzerinde güldük.

Gözlerim hala kapalıydı, dudaklarım onunkilerin üzerindeykrn fısıldadım,
"Seni seviyorum."

Cihan'ın gözünden düşen bir damla yaş birleşmiş dudalarımızın arasından geçti. Gözlerimi araladığımda, yumuşak kahvelerinin sevgiyle bana baktığını gördüm.

Alnını alnıma dayadı, saçlarımdaki ellerini yanaklarıma çıkardı. Suratında kocaman bir gülümseme olsa da gözleri dolu doluydu.

"Seni her şeyden çok seviyorum Furkan." dedi sesi çatlarken.

Kafamı salladım. Konuşabilecek gibi değildim.

Bu anı böyle hayal etmemiştim. Doğum gününü unutmamı telafi etmek için böyle bir şey organize etmiştim. Romantik bir an olacağını, kahkahalara boğulacağımızı düşünmüştüm.

Ne var ki sevgimizi hesaba katmamıştım. Yürüdüğümüz yolları, aştığımız engelleri görmemiştim.

"Cihan! Bıraksana oğlum, çocuğu boğacaksın!" Tolga abinin sesiyle ikimiz de ekrana baktık.

Kamera ileriyi, iki çocuğun birbirine sarılmasını çekiyordu. Cılız vücudum tıpkı şimdiki gibi Cihan'ın kolları arasındaydı.

O iki küçük çocuk büyümüştü, ne var ki sevgileri değişmemişti.

Çok şey yaşamışlardı, belki bir daha hiç görüşmeyeceklerini düşündükleri zamanlar olmuştu ama yine de birbirlerini bulmuşlardı.

Kamera kapandı, etraf karardı.
Saat çok geç olduğu için dışarıda hiçbir ışık yanmıyordu, tamamen karanlığa gömülmüştük.

"Beğendin mi?" Diye sordum ona dönüp.

Onu göremiyordum, yine de varlığını hissediyordum.

Nefesi yüzümü yalayınca bana eğildiğini anladım.
"Çok."

Burnunu burnuma sürterken ona daha çok yaklaştım. Parmak ucunda yüksekip dudaklarına uzandım. Karanlığı fırsat bilip utancımdan sıyrıldım, açık ağzına dilimi gönderdim.

Bunu beklemediği için başta duraksa da bana izin verdi. Öpücüğümüzü derinleştirerek beni belimden tuttu, vücutlarımızı yapıştırdı.

Şu an her bir uzvum ona temas ediyordu.
Ve ben daha fazlasını istiyordum.

Göremediğim için dudaklarımla hissederek boynunu buldum. Oraya kocaman öpücükler kondurdum.

Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamamlandı]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن