22

234 34 34
                                    

Öpüşmelerinin ardından Jaemin ağlamaklı şekilde geri çekilip özür diledikten sonra hızla oradan ayrılmıştı. Jeno neler olduğunu anlayamayıp kapısını kilitlemesine izin vermeden peşinden odaya girdi.

"Jaemin neden ağlıyorsun? Sen... Pişman mısın?"

Tabii ki pişman değildi Jaemin. Sadece... Değildi işte.

"Hayır değilim. Yine olsa yine yapardım."

Jeno kapıda dikilmeyi bırakıp önündeki sandalyeye adımladı. Yanına değil karşısına oturmayı tercih etmişti.

"O zaman sorun ne?"

"Ben... Ben seni haketmediğimi düşündüm. Beni istemediğini düşündüm bir an."

"Seni istemeseydim sana karşılık vermezdim değil mi Jaemin. Sana seni sevdiğimi söyledim. İlk günden beri sana aşığım ben. Seninde beni sevdiğini öğrendim bu beni ne kadar mutlu etti tahmin edebiliyor musun? Ama... Öpüştükten sonra kaçman beni çok kırdı. Pişmansın sandım."

"Çok özür dilerim Jeno. Seni seviyorum ve öpüştüğümüz için pişman değilim. Beni affetmen için ne yapabilirim?" Jaemin tüm bu ciddiyetin arasında aklına gelen sinsiliği yaptığı için kendiyle gurur duyuyordu. Jeno tam onu zaten affettiğini söyleyecekti ki yüzündeki gülüşten ne istediğini anlamıştı. Ona istediğini vermeye karar verdi.

"Hmm... Belki beni tekrar öpebilirsin."

Jaemin de bunu demesini beklediği için zaman kaybetmeden tekrar dudaklarını birleştirdi. Ancak ne yazık ki yine çok uzun sürmemişti.

"Aa kör oldum."

"Chenle kör oldum."

Aynı anda bağıran ikili aslında aynı yerde değillerdi. Biri Jaemin ve Jeno'nun bu değerli anını bölerken diğeri oturma odasında Mark ve Haechan'ın öpüşmesini bölüyordu. Chenle, Jisung'un da kendi gibi bağırdığını duyduğunda hızla oturma odasına gidip olanları anlamaya çalışıyordu.

"Lele bunlar resmen... Öpüşüyordu!"

Sanki suç işlerken görmüşler gibi tepki vermeleri dördününde gözlerini devirmesine neden olmuştu.

"İnanamıyorum. Bu evde kimsenin namusu kalmamış. Biz ve Renjun hyung hariç."

"Ne diyorsun Jisung ya. Saçmaladınız iyice. Sanki ne yaptık sevgilimizi öptük." Mark'ın kendisinden sevgilim diye bahsettiğini duyan Haechan mutluluktan havalara uçuyordu.

"Aynen sevgilimizi de mi öpmeyelim." Şimdi Jaemin de uçuyordu.

Renjun de seslere daha fazla dayanamayıp aşağı yanlarına indi. Zaten sevgili olmalarını bekliyordu onların. Geç bile kalmışlardı ona göre.

"Ee siz ne zaman sevgili oluyorsunuz?"

"Ne alakası var şuan."

"Birbirinizi seviyorsunuz ve sevdiğinizi de biliyorsunuz e niye sevgili olmuyorsunuz."

"Şey... Öhm... Ben aslında bu halimizi seviyorum. Adına sevgili demek zorunda değiliz bence zaten demesek bile öyleyiz. Hem bu büyünün bozulmasından korkuyorum. Yani bence biz böyle gayet iyiyiz." Jisung içinden gelenleri söylediğinde Chenle'yu kıracak bir şey söyleyip söylemediğini kontrol etmek için ona döndü. Chenle ona kocaman gülümsüyordu. Bu demek oluyordu ki harika bir iş çıkarmıştı.

"Şuna bakın büyümüş." Haechan göz yaşlarını siliyormuş gibi yapıyordu.

"Ya hyung ben zaten büyüğüm."

"Sus bebek."

...

15 gün sonra
...

Fantasy DreamWhere stories live. Discover now