~BOZDOĞAN - V. BÖLÜM~

24.9K 1.3K 152
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

...

"Biliyorum ne kadar istemesem de evlendik... Buna mecbur bırakıldık. Hayatın bize çizdiği kader buymuş... Sana tek bir şey söyleyeceğim, ilk ve son kez... Ben seni karım olarak görmüyorum Süheyla. Seni karım olarak kabul edemem. Sen benim için Halil'in karısından başka bir şey değilsin. Ben... Amca oğlumun dokunduğu tene dokunamam... Kadın diye koynuma alamam... Boşuna hazırlanmış, beyaz elbiseler giymişsin ama olmaz. Senden bana karı, benden sana koca olmaz Süheyla..."

"S-sen-"

"Ben diyeceğimi dedim Süheyla. Boşuna umut bağlama. Olmaz bizden. Ha unutmadan... Yengemlerin bu söylediklerimden haberi olmayacak."

"Sen beni yanlış anlamışsın bey oğlu! Ben giydiğim elbisenin rengini bile sen deyince fark ettim. Evet! Dediğin gibi, evlendik... İkimiz de hiç istemesek de evlendik. Benim sana umut bağladığım yok. Beni bin istemeyeni bir istemem. Altın değilsin ya illaki tenime değesin!"

Tarık karşısında patır patır konuşan kadına bakakaldı hayretle. Aylardır fısıltıyla iki kelimeyi zor konuşan Süheyla mıydı bu ona laf yetiştirip, paylayan?

Süheyla'da en az Tarık kadar şaşkındı. Yirmi yıllık yaşamı boyunca tek bir kişiye sesini yükselttiğini hatırlamıyordu. Şimdi ne olmuştu da Tarık'ın karşısında bülbül kesilmişti...

Utanç ve pişmanlık içinde kıvranırken hızla eğdi başını. Tarık birkaç dakika daha süzdü kızı. Saniyeler içinde nereye kaybolmuştu o hırçın bülbül?

Yanından kıvrılıp banyoya girdi alelacele. Utancından kıpkırmızı kesilen yüzüne buz gibi suyu çarptı birkaç kez. "Aptal mısın kızım sen! Ne diye adama karşı ağzına geleni sayıyorsun ki? Seni şimdi kapının önüne koysa ne diyebilirsin adama!" Süheyla, kendi kendini bir güzel paylarken; Tarık onu çoktan boş vermiş, dolaptan bulduğu pikeyle beraber sedire uzanmıştı.

Genç kız banyodan çıktığında, iri cüssesiyle küçük sedire sığmayan ve iki büklüm yatan adamı görünce şaşkınlıkla baktı. Orada koca yatak dururken burada mı yatacak diye düşünürken, dolaptan geceliklerini alıp tekrar banyoya girdi. Üstünü değiştirdi. Hareketleri öylesine yavaştı ki, dışarıdan seyreden biri onu ağır çekim bir filmde oynuyor sanabilirdi.

Odaya döndüğünde gözleri koltukta rahatsızca yatan adamı buldu tekrar. Sol kolunu kafasının altına, sağ kolunu ise gözlerinin üzerine koymuş; uyumaya çalışıyordu. Süheyla bir şeyler söylemek için dudaklarını araladıysa da ne söyleyeceğini bilemeyip geri kapadı. Bu durum birkaç kez tekrarlanınca vazgeçip ışığı kapadı ve adımlarını yatağa çevirdi. Bu yabancı adamla aynı odada nasıl kalacaktı? İşin bu kısmını daha önce hiç düşünmemişti. Uykusuz bir gece daha onu bekliyordu...

Sabah gözlerini araladığında her zaman olduğu gibi önce banyoya girdi. Oradaki işlerini halledip üstünü değiştirmek için odaya döndüğünde fark etti sedirde uyuyan adamı. Sahi, dün evlenmişlerdi öyle ya! Nasıl da unutmuştu.

BOZDOĞAN (EMANET I) [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now