1.1

7.9K 914 959
                                    

"You rise, I fall
I stand, you crawl
You twist, I turn
Who's the first to burn?"

"You rise, I fallI stand, you crawlYou twist, I turnWho's the first to burn?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hyunjin, gözlerini açtığında pek iyi bir yaşama sahip değildi. Babasını iyi bilirdi ta ki aslında işlerinin arkasındaki gerçeği öğrendiği zaman dünyası başına yıkılmıştı. Hayatta idolü olarak belirlediği kişi aslında başarısı, samimiyeti, iyi niyeti hepsi sahteydi. Bunu öğrenmişti.

Kendi alanına çekilmişti ve korkmamıştı.

O babasına karşı tüm gerçekleri yüzüne vurdukça babası da onun üstüne gelmiş ve bir evin içinde iki düşman yaşamaya başlamışlardı. Sonra oğlunun değişen davranışlarından dolayı eve bir psikiyatrist çağırmıştı ve birkaç seanstan sonra ortaya çıkan tek bir tanım vardı.

Psikopat ya da sosyapat.

Doğuştan ya da sonradan kazanılmış.

Herkes cevabı biliyordu ama ağzını açmıyordu.

O günden sonra Hwang Jun oğlunun bu tanımdan sonra kendisine attığı gülüş ile korkmaya başlamış, onu odasına hapsedip kısıtlayabildiği kadar kısılamıştı. Çünkü biliyordu ki, Hyunjin ondan daha zekiydi.

Bildiğinde yanılmamıştı.

Chan, eve geldikleri zaman üzerini değiştirip salona geçti ve bilgisayarını kucağına aldı. Evdeki herkesin uyumasını beklemiş, öyle gelmişti salona. Bir şeyler olmalıydı, Hyunjin'in ondan sakladığı bir şeyler vardı bunu biliyordu.

Aylar önce Changbin'in ona attığı dosyayı açtı ve Hwang Jun ve ailesi hakkındaki her şeyi atlamadan okumaya başladı. Hyunjin'in hastane kayıtları yoktu, alışveriş kayıtları yoktu sadece en son bir yıl önce olmak kaydıyla kaldığı otel kayıtları vardı ve bunlar da Jun denetimindeydi.

Evet, baba oğul birbirlerini sevmiyorlardı ama Hyunjin'i eve kapattıracak kadar olan sebep neydi? Bunu düşünüyordu. Hyunjin'in çekilmiş fotoğraflarına bakarken bundan birkaç yıl öncesine gitti, kısa saçlı daha küçük bir Hyunjin'in haline denk geldi.

Bu görüntü ona tanıdıktı.

"Tanışmış olmalıyız biz," diye konuştu düşünceyle. Kaşları çatılmış bir şekilde hafızasını yoklamaya başladı. "Eminim, biz tanışmış olmalıyız."

Hyunjin aptal değildi.

Ama Chan da aptal değildi.

Ve Hyunjin'in sadece tek bir isim duymasıyla böyle büyük bir işe kalkışmayacağına adım gibi emindi.

Bilgisayarını kenara bırakıp ayaklandı ve Jisung'un odasına girdi. "Hyung?" diyerek merakla ona baktı Jisung. Bu saatte Chan'ı beklemiyordu. O yatakta doğrulurken Chan ona yaklaştı ve, "Bir şey soracağım," dedi merakla. "Ama iyi hatırlamaya çalış."

red lights, hyunchan ✓Where stories live. Discover now