0.8

7.6K 916 1K
                                    

"I don't even it like high
I'm throwing on my low key vibe

Bulletproof passengers
On the road to sex, drugs, etcetera"

Chan ve Minho neler olduğunu daha kavrayamazken Seungmin'i sakinleştirmeye çalışıyorlar, bir yandan da daveti hallediyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chan ve Minho neler olduğunu daha kavrayamazken Seungmin'i sakinleştirmeye çalışıyorlar, bir yandan da daveti hallediyorlardı. "Jisung'a söyleyin gelmesin," dedi Chan sinirle.

Duyduğu gibi görevi bırakıp buraya gelmek istemişti ama şu anlık ona ihtiyaç yoktu. Telefonu Changbin'in bir şey demesine izin vermeden kapattığında gözleri salonu buldu. Minho, Seungmin'in oturduğu sandalyenin karşısında diz çökmüş, elleri yanaklarında onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Seungmin," diyerek hala ağlayan kardeşinin yanında diz çöktü. Onu bunca zaman tüm bu işlerin hepsinden uzak tutmuştu, Seungmin sadece isim olarak ya da sözde biliyordu hep fakat şimdi içine düşmek, onu çok kötü etkilemişti.

"Seungmin, güzelim benim, ağlama biz buradayız şimdi eğer Hyunjin'i de istiyorsan bizimle konuş bebeğim tamam mı?"

Seungmin elini kaldırıp gözyaşlarını silmeye başladı pek etkili olmasa da yardımcı olmak için bunu yapabilirlerdi. "Şimdi ne olduğunu anlat," dedi Minho. Güven dolu bakışları Seungmin'in rahatlamasını sağlamış, kafasını sallamıştı.

"B-biz siz gittikten sonra film izledik tamam mı?" deyip aklına gelince tekrar gözleri doldu. Chan ve Minho karşısında diz çökmüş bir vaziyette kafa salladıklarında devam etti. "So-sonra bir anda sesler gelmeye b-başladı. Hyunjin başta siz sandı ama sonra bahçeyi adamlar sarmaya başladı, o da koşarak kapıyı kilitledi fakat gir-girdiler içeri."

"Peki bu sırada siktiğimin herifleri durdurmadı mı? Ben onları boşuna mı dikiyorum lan buraya!"

"Abi, onlar senin adamların değilmiş. Hepsi, hepsi Honjoong diye birine çalışıyormuş. Onlar geldikleri gibi gittiler."

"Orospu çocukları."

Bir darbe daha yerken Seungmin burnunu çekip devam etti. "Hyunjin'in kim olduğunu bilmiyorlardı, be-beni almaya gelmişlerdi başta ama Hyunjin kendini öne attı."

"Nasıl inandılar peki?"

"Sevgilin olduğunu söyledi. Bir sürü şeyle ikna etti sonra da bana vu-vurdular geri uyandığımda bu haldeydim." Büyüğüne baktı. "Onu, onu öldürecekler hyung! Eğer adamlar ikna etmeseydi şu şu anda burada ikimiz ölü olacaktık!"

Chan ve Seungmin bir birilerine karşılıklı çözüm yolu üretmek için bağırırlarken Minho, "Kameralar!" dedi aklına gelen şeyle. "Chan, kameralara bakalım. Kim kaçırmış görürürüz."

"Tamamdır!"

Chan çöktüğü yerden ayaklandığı gibi gidecekti ki Seungmin pişmanlıkla alt dudağını ısırdı. "Şey, kameralar çalışmıyor olabilir."

red lights, hyunchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin