༄ Bugün çok güzelsin

1K 75 6
                                    

Jungkook şirketini tamamen kurmuştu. Jeon Holding eskisi gibi yine baş köşedeydi. Babasının hile ile kazanmalarının aksine daha doğru yollarla emeğinin hakkıyla şirketini yöneteceğine yemin etti.

Taehyung'a da haber vermiş ona katılmasını, yardımcı olmasını istemişti. Ondan başka kime guvenebilirdi ki zaten.

En yakını yanında olursa her işin altından daha kolay kalkardı. Taehyung kabul etmiş asistanı -yardımcısı- olarak işe alınmıştı.

''Jungkook bir saat sonra toplantı var. Ondan sonra öğle arası. Ardından Bayan Kang ile konuşman var şu yeni bina hakkında.''

''Tamam.''

Jungkook kahvesinden bir yudum alıp önündeki dosyalara imza atmaya devam etti. Neredeyse bir yıldır çok çalışıyor şirketi için her şeyi yapıyordu.

Tam da jungkookdan beklenen hareket aslında. Her şey de iyi olmak için varını yoğunu ortaya koyardı. Çok azimliydi.

''Kahvaltı ettin mi sen?''

''Hayır.''

''Gözlerinin altı morarmış. Her şey yolunda neden bu kadar çalışıyorsun ki.''

''Bir an bile hata yaparsam kendimi affetmem. Bu şirketi daha yükseklere taşıyacağım.''

''Zaten en yüksekte sensin muazzam bir başarı yakaladın. En küçük yönetim başkanı olarak bu noktaya gelmen zaten büyük başarı bunun yüzünden bir sürü ödül de aldın...''

''Ne demek istiyorsun?''

''Biraz yavaşla. Zaten en iyisi sensin. Beni buraya çağırdığından beri çok değiştin. Hadi ama jungkook. Elindeki belgelerin bir acelesi yok. Odana kahvaltı söyleyeceğim. Kendine gel biraz.''

Jungkook oturduğu koltukta geri yaslanarak gözlerini kapattı. Dün gece uyuyamamıştı. Bu halinden bir kaç gündür jiminde şikayetçiydi. Aynı zamanda annesi de.

Ama kendine engel olamıyordu. Bir an olsun vazgeçerse, şirketini kaybederse işte o zaman büyük sıkıntı olurdu. Zaten babasının düşmanı etrafında kol geziyorken nasıl diken üstünde durmadan yasayabilirdi ki?

''Ben iyiyim Taehyung.''

''Eski jungkook'u göremiyorum. Bu kadar işkolik olma.''

''Bu oyun değil ama! Eskisi gibi değilim çünkü bir sürü sorumluluklarım var!''

Jungkook bağırınca Taehyung susmuş karşısındaki koltuğa oturmuştu. ''Biliyorum. Demek istediğim birlikte başarabiliriz bütün yükü kendi omzuna almışsın. Ben varım sonra jimin var... Hep birlikteyken ne olabilir ki?''

Jungkook elindeki kalemi masaya atıp eliyle yüzünü kapattı. Eskisi gibi değildi bu doğru. Çok çalışıyor sevdiklerine zaman ayırmıyordu.

''Biz ne diye burda duruyoruz. Daha fazla asistan işe alırsan eğer yükün hafifler.''

''Güvenemiyorum kimseye. Babamın çevresi piç doluymuş. Hepsinin geçmişini okudukça sinir krizi geçiriyorum.''

''Kadromuz çok az böylece tüm yük sende. Hızlı bir yükseliş yaptın ama bize daha çok kişi lazım. İzin ver ben bulayım. Eli yüzü düzgün bir kaç kişi tanıyorum.''

''Oh peki...''

''Şimdi kahvaltını getirmelerini söyleyeceğim. Sonrada sakinleştirici içip biraz dinlen. Toplantıyı akşama erteliyorum.''

''Tamam.''

Jungkook'un bir an omzu hafiflemişti sanki. Korkusuna kimseye güvenmiyordu ki. Ama Taehyung'un tanıdığı ise iyi birileri olacağı kesindi. Güvenebilirdi.

ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋWhere stories live. Discover now