༄ Derin acı

1.4K 104 16
                                    


Jungkook yol boyu babasının aramalarını açmadı. Jimin'i hiç onun elinde bırakır mıydı? Kendinden bile sakındığı sevgilisini ne hale getirmişti. Yaptıklarını yanına kalacağını sanıyorsa yanılıyordu.

'Burası da neresi?'

'Bilmiyorum. Taehyung gidebileceğimizi söyledi. Gel tut elimi.'

Tanımadıkları bir apartmanın önündeydiler. Parmaklarını parmaklarına geçirip içeri girdiler. Merdivenlerden çıkarken Jimin zorlanıyordu. Bacağı hala acıyordu. Hatta koştuğu için daha da artmıştı. 'Koşarken mi oldu bu?' 'B-baban yaptı.'

Jungkook sinirden gerilirken şuan hiç zamanı olmadığı için yürümeye devam etti. Beş katlı binanın dördüncü katında durdular. 'Burası.' Paspasın altındaki anahtarı alıp kapıyı açtı. Gıcırdayarak açıldı. 'Çok korkunç görünüyor.' 'Merak etme ben buradayım.' Ilk adımı Jungkook attı eve. Karanlık olduğu için duvarda ışık anahtarını aradı. Bulduğunda yaktı ve önlerine çıkan geniş hole girdiler. 'Kapıyı kapat sevgilim.'

Jungkook içeriye odalara göz gezdirdi. Gayet temiz bir evdi. Dış kapıyı iki kez kilitledikten sonra salonda oturan Jimin'in yanına geçti. 'Bacağından başka neren acıyor?' 'Yanağım ve kolum. Sanırım orası morardı.' 'Bekle krem falan bulacağım.'

Jungkook banyoda bulduğu ilk yardım kutusu ile tekrar sevgilisinin yanına geldi. 'Soyun bakayım yaralarına.' Jimin üşüyordu yinede üzerindeki ince tişörtü çıkardı. Ardından altındaki eteği de.

Ayakkabılarını da çıkarıp bir kenara koydu. Jungkook Jimin'in belinde gördüğü morlukla hızlı onu kendine çekmiş daha yakından bakmıştı. 'Bunu da mı o yaptı?' 'Evet. T-tekme attı.' 'Piç herifi gördüğüm anda geberteceğim!' 'Hayır jungkook. Baban o senin.'

'Artık değil. Sevdiğim adama dokunmaya cüret etti. Beni karşısına aldı. Bitireceğim onu. Sonu ölüm olmasa bile hapishane parmakları ardı olacak.' Eline sürdüğü kremi belindeki ve kolundaki beyaz tenine hiç yakışmayan morluklarda gezdirip yaydı. Sonrada güzel yüzündeki küçük morluğa sürdü. Dudağı kenarındaki yaraya sürmeden öpücük kondurdu ardından kremi güzelce yedirdi yaraya.

'Bacağını uzat bakalım.' Jimin yaralı bacağını uzatırken bile canı acıyordu. 'İncinmiş gibi. Krem sürüp saralım.'

Eline biraz daha krem sıkıp hafif şişmiş morluga güzelce yedirdi. Sonra bandajı Hemen dizinin altından başlayarak bileğinin azcık yukarısına kadar sardı. Tutturduktan sonra öptü orayı. 'Bir daha saçının teline bile dokunamayacaklar Jimin. Sana yemin ederim.'

'Sen yanımda olduğun sürece bana kimse zarar veremez kook. Artık uyumak istiyorum. O kadar yorgun hissediyorum ki.' 'Sana kıyafet bulacağım.'

İç çamaşırlarıyla duran Jimin Jungkook'u takip ederek yatak odasına geldi. O kendisine kıyafet bulurken yatağa oturdu. Bugün yaşadıklarını asla unutamayacaktı. Vücuduna gelen her darbede annesini hatırlamasını asla unutmayacaktı. Gözünden akan yaşı silecekken jungkook önce davrandı. 'Ağlama dayanamıyorum. Sana zarar geldiği için kendimi öldürmek istiyorum Jimin.'

'Ağlamadan duramıyorum özür dilerim.' Elindeki uzun kollu tişörtü başından geçirdi. 'Bu gece bunlarla dur. Yarın bir şekilde eve gidip kıyafet almayı deneyeceğim.' 'Hayır jungkook. Yakalanırsın. Lütfen gitme.' 'Bunu yapmak zorundayım. Biraz da para alacağım.' Jimin böyle saklanarak yaşamak istemiyordu. Onun yerine polise haber veremezler miydi?

Bulduğu eşofman altında giydirdi küçük bedene. Ne kadar olmasada bu gecelik idare edecekti. 'Hadi yatalım.' Örtüyü açıp girdiler. Birbirlerine sarılıp uyumayı denediler. Ama ikisinin de gözüne gram uyku girmemişti.

ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋWhere stories live. Discover now