39

6.9K 457 516
                                    

*İyi okumalar

Yalı'nın hayatıma giriş şekli, hayatımdaki yeri, hayatımdaki ilerleyişi...her anlamda beklenmedikti. Bu beklenmeyen durumları kabul edip, kapılmam ise beklediğim bir şeydi. Bu yüzden engel olmadan uyum sağlamıştım.

Sigaramdan derin bir nefes çekip, yan tarafımda yatan çıplak bedene baktım. Dudaklarıma yapıştıktan sonraki her an film şeridi gibi geçmişti. Eros'un erotik filmine uyum sağlamıştım. Yalı uyuya kaldığında, rahatlayan bedenime rağmen uyuyamadım. Duygularım bedenim kadar rahat değildi. Çarşafa düşüp, delen külü umursamadan sigarayı komodinin üzerindeki küllüğe bastırıp yataktan kalktım. Kalkmamla hafif kımıldanan Yalı'ya kısa bir göz attım. Terlemiş saçları yastığın üzerinde dağınık duruyordu. Ağzı hafif aralık, derin derin nefesler alıyordu. Tek elini yastığın altına koymuş, tek elini de benim üstüme uzatmıştı. Az önce kalktığımda eli de çarşafa düşmüştü.

İşleri bu kadar hızlandırması, düşüncelerimi hızlandırmam gerektiğini farketmemi sağlamıştı. Dün geceden sonra, onunla her zamankinden daha yakın olacağımızı biliyordum. Bu yakınlığın planlarımı altüst etmesini istemiyordum. İlk defa ne tepki vermem gerektiğinden emin değildim. Şimdi gidersem, bunu burnumdan getirirdi. Onun karakterini özümsemiştim. Gitmezsem, ne yapmalıyım emin değildim. Romantik bir sabah öpücüğü mü? Siktir, bu hiç benlik değildi.

Sonunda evden çıkmayıp, en azından odadan çıkabilirim diye düşündüm. O uyanana kadar bir şeylerle oyalanacaktım. Güneş doğana kadar kendimi önemsiz birkaç şeyle meşgul ettim. Önünde oturduğum odanın kapısı hızla açılınca, içerden çıkan gergin bedene baktım. Beni gördüğü an rahatlamıştı. Gittiğimi sandığını anlarken "Günaydın." dedim.

Dünden sonra utanmasını, çekinmesini ya da benim gibi ne yapıp yapmayacağını bilememesini bekledim ama Yalı beni şaşırtmaya bayılıyordu. Oturduğum koltuğun önüne gelip, bacaklarını iki yanıma koyunca yutkundum. Tam kucağıma oturup, ellerini de iki yanıma yaslamıştı.

Dudaklarıma nefesini üfleyip "Gitseydin, bu evi başına yıkardım." dedi.

Hayal edebiliyordum. Gözümde resmen o anları canlandırabiliyordum. Bu yüzden gülüp kafamı iki yana salladım. Ardından belinden tutup, onu kendime bastırdım. Düşündüğüm onca olumsuzluğa rağmen dudaklarına eğilirken tereddüt etmedim. Beni durduran o olmuştu.

"Dişlerimizi fırçalamadan öpüşürsek bu ilişki başlamadan biter."

Dediği şeyle kahkaha atarken, esneyip kafasını boynuma yasladı.

"Çok erken kalkmışsın."

Boynumdaki dudakları dikkatimi dağıtırken, gülümsemem gitti. Kafamdaki düşünceler beni uyutmuyordu. Hem az önce 'ilişki' diyerek verdiği subliminali de almıştım. En azından başlamadı demişti.

"Uyuyamadım."

Kafasını kaldırıp "Neden?" dediğinde, büzdüğü dudaklarına baktım.

"Aklımı başımdan alıyorsun çünkü."

Onunla ilgili düşünmekten uyku tutmamıştı. İçinde kaybolduğum düşüncelerimi bilse bir saniye yanımda durmazdı. Dudaklarında büyük bir gülümseme oluşurken "Sen de." dedi.

Ardından parmaklarıyla çenemi sıktırıp, yanağıma dudaklarını bastırdı.

"Dün çok güzeldi."

Yanağımdaki dudakları hareket ederken, kalçalarını da kucağımda hareket ettirdi.

"Sabah seksi için banyoya gitmemiz gerekmiyor mu?"

"Sevişeceğimizi kim söyledi."

Benimle alay ediyordu. Kıkırdayıp tekrar yanağımı öptüğünde, onu altıma alıp koltukta uzanmamızı sağladım. Gözlerinde gördüğüm keyifli parıltılar bana doğrularımı sorgulattı. Onun kim olduğunu ve şu andaki durumumuzu...Her şeyi sorgulatırken bu sorguyu bozan elimi tutup vajinasının üstüne götürmesiydi.

"Bence öpüşmeden de devam edebiliriz."

Elimi kilodunun üzerinde oynatırken, kalçalarını hareket ettiriyordu. Dudaklarını ısırıp, gözlerini kapadı. Kafasını geriye attığı an tüm doğruları siktir edip ona uyum sağladım.

Mahvolacaktık ama hangimizin daha çok mahvolacağını zaman gösterecekti.

Devam edecekken, odadan yükselen telefon sesiyle durakladık. Benimki sessizdeydi ve Yalı'nın hızlı toparlanmasından onun telefonu olduğunu anlamıştım. Altımdan kalkıp, hızla telefonunu almaya giderken hala toparlanamayan kendime küfredip silkelendim. Yalı, telefonu açıp konuşmaya başlamıştı. Kimle konuştuğunu ya da ne konuştuğuna konsantre olmadım. Gerek de kalmamıştı çünkü yanıma gelip kendisi anlatmıştı.

"Halam aradı." dediğinde, kaşlarım çatıldı.

"Ne diyor?"

"Sana ev tuttuğumda onu da yanıma alacağım demiştim. Arkadaşımla kalıyorum diye, ayrı eve çıkana kadar ondan beklemesini istemiştim. Şimdi, birkac günlüğüne gelip beni ziyaret etmek istediğini söylüyor. Sorun olur mu?"

Yaptığı uzun ve detaylı açıklama, benim kabul etmem için olduğu belliyken yutkundum. Halasının bu şehirde olması bana sorun yaratırdı. Tanıdığa denk gelmesini istemiyordum. Etrafta fazla göz vardı ve planlarım tekrar aklıma geldi.

Ayağa kalkıp, karşısında dikildim. Kollarımı beline sarıp, onu kendime çektim. İşte, onu etkileme isteğimin nedeni tam da şimdi yapacağım şey yüzündendi.

"Daha aramızdaki şeyler yeni oluşmaya başladı. Bu rahatlığı bozmak istemiyorum. Sonra gelmesini söylesen?"

Yalı başta tereddüt etse bile, elimi kalçasına indirip sıkınca dudaklarını ısırdı.

"Rahatımızı bozmazdı. Beni biliyor."

"Ben rahat edemem."

Gözleri yüzümde gezindikten sonra iç çekip kafasını salladı

"Tamam, konuşup sonra gelmesini isterim. Ama sonrası için burda kalması sorun olmaz değil mi?"

Yüzüme yayılan gülümsemeyi kesmeden "Elbette." dedim.

"Başımın üstünde yeri var."

Yalı mutlu bir ifadeyle bakarken, ben de ona uyum sağladım. Gelen telefon, benim için iyi olmuştu. Bir kez daha zamanımın dar olduğunu hatırlamıştım. Her an her şey değişebilirdi ve bu değişim kendiliğinden değil benim elimden olmalıydı.

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin