21

7.1K 553 112
                                    

*İyi okumalar

Mekanıma her zamankinden daha erken geldiğimde, sadece gündüzcüler vardı. Pub kısmı açık değilken kafe kısmı yine ağzına kadar doluydu. İçeri girmemle selam veren çalışanlara baş selamıyla karşılık verdim.

Halit "Patron erken gelmişsin" deyip, yanıma geldi.

Ev Yalı gittikten sonra her zamanki sessizliğine gömülmüştü. Bu yüzden, erken çıkmıştım.

"Sizi denetleyeyim dedim. Sıkıntı var mı?"

Kadir ve Can iç kapıda dikilirken onlara da selam verdim.

"Yok, bir kaç dallama sorun çıkardı ama hallettik."

Başımı salladım. Halit arkamdan gelmeye devam ederken kapalı olan pub kısmına geçtim. Kapalı olsa bile malzemeciler ve temizlik elemanları gelmişti. Masaları düzeltip, akşam için hazırlık yapıyorlardı.

Durup, Halit'e döndüm. Yüzünde ki hafif tedirgin ifadeyi yakaladığım an kaşlarımı çattım. Yıllardır yanımda olduğundan, ifadelerinin hepsini de anlayabiliyordum.

"Dallamalar dışında bir sorun olmadığına emin misin?"

Halit gergince durduğunda, kaşlarım biraz daha çatıldı. Bana yalan söylemesinden nefret ederdim. Uyarıcı bakışlarımla ağzını açtı.

"Erkenden kuzenlerinizden Hikmet Bey geldi. Size haber verecektim ama mekana bakmaya geldiğini söyledi. Y-yakında burayı kendisi işletecekmiş."

Son cümlesini korkuyla kurmuştu. Kaşlarım düzelirken, kahkaha attım. Kendinden emin piçe de bakın.

"Ne düşünüyorsun Halit? Sence patronun değişecek mi?"

Halit kafasını iki yana sallayıp "Asla düşünmedim." dedi.

Gülüşümü kestim. Boynumu kütletip "Düşünen var mı?" diye sordum.

Yine tedirgin olmuştu. Elbette vardı. İnsanlar birbirinin ayağının kaymasını beklerdi. Eminim tek bir söylenti, çalışanlarımın ileri geri konuşmasına neden olmuştu. Gözlerimi etrafta gezdirip "Herkesi ofise çağır." dedim.

"Müşteriler?"

Ona sertçe bakıp "Kadir'leri kasaya çek. Üçünüz hariç, herkesi indir." dedim.

Beni onaylayınca arkama dönüp, çalışma odama ilerledim. Kadir ve Can'ın arkamdan konuşanlardan olmadığına emindim. Birinin kardeşlerini okutuyor, diğerinin de annesinin tedavi masraflarını karşılıyordum. Korkuyla kazanılan itaatkarlik, saygı ve minnetle kazanılan itaatkarlik kadar olamazdı.q Odama geçip, koltuğa oturdum. Arkama yaslanıp, çalışanların gelmesini bekledim. Kapı tıklatılıp, saniyeler sonra açıldı.  İçeri giren 12 kişi sırasıyla selam verip, karşıma dizildi. Bana meraklı bakışlar attıklarında ayağa kalkıp, masanın önüne ilerledim. Ellerimi masaya dayayıp, kalçamı da masaya yasladım.

"Sizi çağırma nedenim, işin nasıl gittiğini sormak. Yoruluyor musunuz?"

Hepsine tek tek baktım. İlk kim konuşacağını bilmiyor gibiydi. Burda sadece sabah vardiyası vardı ve sabahları fazla gelmediğim için, isimleri dışında tanıdığım yoktu. Akşamcıların hayat hikayesini bile bilirdim.

Sonunda diğerlerinden daha kısa olan, Ezgi konuştu.

"Gayet iyi gidiyor patron ama açık masaları Tip boxlarla kapatıyorlar. O bizim hakkımız."

İlk sikayet gelmişti.

"Masalardan açık çıkmasın diye kaçak müşterileri takip etmek de sizin sorumluluğunuz. Sorumluluklarınızı yerine getirmediğinizde haklarınızı kaybedersiniz."

Beklenmeyen Misafir (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin