23- Bildiklerinin aksine

131 18 66
                                    

Hiç bulunmak istemediği bir durumdan kaçma şansı varken kaçmamıştı. Bunu yapamazdı, ne kendine ne de kaybettiklerine. Şimdi bulunduğu manzaraya bakarken kalbi durma noktasına gelmiş, nefesi çoktan ondan uzaklaşıp havaya karışmıştı. Karşısındaki Sarı ve Siyah'a bakarken önceden yapamadıkları, pişmanlıkları ve hataları film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu.

Bir kez daha derin bir nefes aldı. Aklını toparlamak istediği gibi cesaretini de toparlamak istedi bu durumdan çıkabilmek için. Ne yapacağını bulmalı, akıllı davranmalıydı. Böyle bir durumdan ancak aklını kullanarak çıkabilirdi fakat düşünceleri gördükleri karşısında duraklayınca, kurtulmak için aklını kullanabileceğini sanmıyordu.

Kafasını kaldırarak Sarı'ya baktı güçlü kalmaya zorladığı bakışları ile. Sarı'nın bakışlarında artık öfke barınmıyordu dakikalar öncesindeki gibi. Etrafı dolduran ve odaya tekrar keskin bir demir kokusu yayan kan, herkesin bakışlarını değiştirmişti. Kamera odasında ekranlarda gördüğü duyguların artık hiçbiri burada barınmıyordu.

Seyir odasına artık sadece kargaşa hakimdi. Öfke, yerini karmaşaya bırakarak ortadan tamamen kaybolmuştu. Danica ise karmaşanın aksine tam bir boşluktaydı. Aylardır peşinde olduğu her şey artık açığa kavuşacaktı, kavuşmak üzereydi. Sadece karşısındaki manzaraya anlam vermesi gerekiyordu, sonra soru işaretlerinin hepsi bir anda yok olabilirdi.

Anlam vermesi gereken şey neden Siyah'ın bunları yaptığıydı. Anlaması gereken şey neden Siyah'ın Sarı'yı kanlar içinde dizlerinin üstünde durmasına zorladığıydı. Ekranlarda gördüğü görüntü sonrası burada Sarı'nın öfkeyle ona saldıracağını ve Siyah'ın bedeni ile karşılaşacağını sanmıştı. Karşısındaki manzara ise tam tersiydi.

Danica şaşkınlık ve kafa karışıklığı ile bir kaç adım atarak odanın içine daha da girdi. Onun adım attığını gören Sarı, ona içeri girmemesini söylese de acı ile dişlerini sıktı; dizlerinin üzerine daha da yığıldı. Yüzünde hiçbir ifade barındırmayan Siyah ise Sarı'nın tulumundan çekiştirerek onu dik durmaya zorladı.

Gördüğü bu hareket sonrası Danica adım atmayı bıraktı, bulunduğu yeri koruyarak onlara daha fazla yaklaşmamaya karar verdi. Bu durumdan nasıl çıkacağını hala düşünmeye çalışsa da tüm bedeni şaşkınlığın etkisi ile duraklamıştı. Düşünecek gücü bile yoktu içinde, konuşacak ise hiç kalmamıştı.

"Başından beri mi?" diye sordu kendinin bile duyamayacağı kısık bir ses ile ama Siyah'ın onu duyduğunu biliyordu. İçinde kalmayan güç, sesinin bir fısıltı gibi çıkmasına neden olmuştu.

Onun başından beri bunları yapmadığını, sadece eşitliği bozmak için bir hata yaptığını söylemesini umuyordu. Evet, birini öldürmesi ve hatta şu an Sarı'yı öldürücü bir darbe ile yaralaması kötüydü ama gemideki diğerlerini öldürmesinin yanında oldukça hafif kalıyordu. Özellikle herkesi öldürdükten sonra onunla aynı odada bulunmuş olması Danica'nın tüylerini ürpertiyordu.

Danica da eşitliği bozmak istemişti. Bu kadar ileri gitmeyecek olsa da, onları öldürmeden canlarını yakmak istese de eşitliği bozmak istemişti. Siyah'ın da eşitliği bozmak üzere yola çıkarak yanlış bir hareket yapmış olmasını umuyordu. Başından beri aradığı katilin yanında yaslandığı kişi olmamasını umuyordu.

"Pişmanım."

İçinin titremesine engel olamadı Danica, dışına yansımasına izin vermese de onun bunu hemen fark edeceğini biliyordu. Bu bir nevi itiraf gibiydi, tam bir özür olmasa da olanlar hakkında pişmanlığın dile getirilmesiydi.

Başından beriydi. Başından beri aradığı katil onun yanındaydı. Danica ise bunu fark edememişti.

"Yanlış anlama." dedi Siyah Danica'nın durakladığını fark edince. "Yaptıklarımdan pişman değilim. Sadece olaylar istemediğim yöne gitti, pişmanlığım bu nedenle."

Aramızdalar ✔ #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin