yirmi üç

3.2K 343 311
                                    

euphoria

"Tekrarı olmayacak."

"Aynen."

Fakat olmuştu. Tekrar yaşandı. Tekrar. Ve tekrar. İki cerrah, ilerleyen haftalarda habire gizli saklı birlikteliklerine devam etmişlerdi. Boş hasta odaları ve banyolarında, yalnızca görevlilerin girebildiği belirli odalarda, depo gibi dar alanlarda şipşak seks yapmışlar, nöbet odasında birbirlerine dokunup mastürbasyonlarına yardımcı olmuş, birbirlerine sürtünmüşlerdi. Çatıdaki ufak barakada yiyişmiş, belirli bir uzaklıktaki Jimin'e ait park alanında Jimin'in arabası içinde, sakso çekmişlerdi.

"Tekrarı olmamalı." demişti Jimin, bir gün yine tek kişilik tuvalette seks yapmaları ardından pantolonunu çekerken. Bir keresinde normal erkekler tuvaletinin dar kabininde seks yapmışlardı fakat neredeyse yakalanmak üzere oldukları deneyim ardından bunu oldukça riskli bulmuşlardı. Eh işte, şu anda tam bu sebepten tek kişilik, ferah, engelli tuvaletindelerdi.

"Aynen." nefesini orgazm uçukluğu ardından düzene sokmaya çalışırken yanıtladı Jungkook. Dispenserden birkaç peçete daha alıp yerde gördüğü menileri temizledi. Ah ne de ince düşünceliydi.

Jimin ayna karşısına geçip saçlarını ve cerrahi kıyafetini düzeltti, olabildiğince düzgün gözükmeye çalışıyordu.

"Bu sondu." demişti Jimin banyodan çıkıp gitmeden hemen önce. Aralarında bir sistem oluşturmuşlardı. İlk Jimin çıkıyor, ardından Jungkook, odada veya düzüştükleri alan her neresiyse 5 dakika bekliyordu. Olur da birileri onları görürse, planları; Jungkook'un midesinin kötü olduğunu ve Jimin'in de sırtını sıvazlamak için yardım ettiğini, söylemekti. Saçma sapan olsa da ellerinde bir tek bu vardı.

Travma cerrahı utançla suratını sıvazladı. Bu kaçıncı düzüşmeleriydi, sayısını bile hatırlamıyordu. Kendiliğinden oluveriyordu ve Jungkook gittikçe doyumsuzlaşıyordu. Şimdiye dek yaptığı en iyi seksler Jimin ile olanlardı, ve her seferinde birliktelikleri, daha da iyileşiyordu.



Başka bir gün ise, iki cerrah bi konuda fikir ayrılığı yaşamışlardı ve düzgünce bunun hakkında tartışıyorlardı. Jungkook'un öfke problemi baya bir yol katetmişti ki Jimin artık onun tarafından insanların önünde küçük düşürülmediği için şükrediyordu.

"Ameliyata henüz hazır değil, Jeon. İki hafta oldu. Bir hafta daha beklemeliyiz."

"Buna gerek yok. Ameliyata şu an da hazır. 2 hafta boyunca zaten sıkı bir tedavi uyguladık, artık hazır."

"Eğer sonki MR'ı kontrol ettiysen, hala hazır olmadığını fark etmişsindir..." Jimin kendi fikrini savunmaya devam ederken Jungkook da karşılık verdi. Asistan doktorlar sessizce oturup üstlerinin konuyu enine boyuna tartışmasını dinlemiş, fikirleri sorulunca konu hakkındaki fikirlerini belirtmişlerdi. Nihayet oylamaya sunulunca, Jimin kazandı.

Jungkook sinirle odayı terk etti ve Jimin asistanlara öğle molası olduğunu söyledi. Kalp cerrahı Jungkook'u koridorun sonunda görünce peşinden gitti. Jungkook'un bir odaya girdiğini görmüştü, odanın kapısına vardığındaysa bir depo olduğunu gördü. Kapıyı tıklattı ve Jungkook açtı, Jimin'i hızla içeri çekmişti. 

Dudaklarını birleştirdiler, bedenleri birbirine yapışmıştı, küçücük odada yiyişirken birkaç malzemenin düşmesine sebep olmuşlardı. Daha sonra Jimin dizleri üzerine çöküp Jungkook'un pantolonu ve boxerını indirdi. "Sabit dur," demişti kendinden emin bir şekilde, iki eli Jungkook'un uyluğunu kavramışken.

Jungkook Jimin'in saçlarını eline dolayıp inledi. Jimin, şimdiden toplarıyla oynayıp yavaş fakat tekrarlı bir şekilde uzunluğunu yalamaya başlamıştı bile. Dilinin ucuyla, yarıkla uğraştı.

a Dose of SaltWhere stories live. Discover now