Marco'nun yanlarına gelmesi ile durum biraz daha iyiye gitmişti. Marco yaraya ilk yardımı yaptıktan bir kaç dakika sonra at arabasıyla geldiler ve Mikasa'yı götürdüler.
Mikasa'nın gitmesi ile diğerleride gitmişti. Mikasa ameliyattayken Armin Eren'i sakinleştiriyordu.
"Sağ salim çıkacak Mikasa! O bizi bırakmaz!"
"Onun yanından ayrılmamalıydım Armin! Nasıl vurulur!? Kim vurduysa onun-"
"Kenny vurdu."
Levi köşede sessiz bir şekilde dururken sessizliğini bozmuştu.
"Siz neden birşey yapmadınız!?"
"Mikasa bana siper olunca birşey yapamadım."
Eren sinirden duvara yumruk atmıştı.
"Eren sakin ol! Mikasa seni böyle görmek istemez!"
"O herifi geberteceğim!"
Eren kafasını ellerinin içine almıştı.
"Ona duygularımı söylemeden ölemez Armin!"
Levi aklına gelen şeyle kaşlarını çattı.
"Eren'e ona karşı d-duygularımın olduğunu söyle..."
"A-ama söylesem ne olacak? O bana karşı öyle duygular hissetmiyor."
"Gerizekalı."
"E-efendim?"
"Oda sana yanık işte kör velet!"
"Siz nereden biliyorsunuz?"
Eren merakla Levi'a yaklaştı.
"Gözlerini kapatmadan önce sana olan duygularını söylememi istedi. Gerçi söylemesine gerek yoktu. Birbirinize nasıl baktığınızı görünce anlaşılıyor."
Levi elini Eren'in omzuna koydu.
"Ayrıca merak etme. Mikasa kolay kolay pes edecek biri değil. Ve kendini topla! Mikasa uyandığında senin bu boka dönmüş suratını görürse kendini daha kötü hissedecektir!"
Levi'ın konuşması bittiğinde doktor içeriden çıkmıştı.
"Askerin durumu iyi. Kurşun karın boşluğuna denk gelmiş. Bir kaç saate uyanır. Ayrıca bir kaç gün istirahat etmesi lazım."
"Onu görmek istiyorum! Görebilir miyiz?"
"Hemşire içeriden çıkınca görebilirsiniz. Geçmiş olsun!"
