16-yeni harlanan duygular

Start from the beginning
                                    

~

Jungkook şakaklarındaki sızıyla  gözlerini istemedende olsa açarken yerinde dikleşip olanları hatırlamaya çalıştı.

Neler yapmıştı kim bilir?

Aklına dolan kısmi anılar ile gözleri şokla açıldı.

Taehyung'a herşeyi anlatmıştı.

Fakat bunun için pişmanlık duymuyordu. Rahatlamış hissediyordu.

Jiminle tanışmalarından sonra Jungkook küçük olana karşı inkar edilemez şekilde bağlanmıştı.

Fakat jimin her zaman kariyerine önem veren özel hayatla bağlantısı bile olmayan biriydi. Jungkooka karşı ne arkadaşca nede aşkla bir bakışı vardı.

Tek istediği kariyerinde en iyi yerde olmaktı.

Bu düşünce herşeye karşı olan bakışını kör etmişti.

Jungkook içinse ayrı kalmak jiminin gözünde görünmez olmaktansa bir adım atmış jimine bunu teklif etmişti.

Red edilmeyi hatta tokatı bile göz önüne almışken jimininde ailesinin evlilik baskısı sonucu oda kabul etmişti.

Düşüncelerinden kurtulup başını ovalamıştı. Mutfağa kahve yapmak adına gitmişti.

Tezgahın üstünde gördüğü kahve ve sandviçle yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

"Yemek yapmayı beceremiyorum biliyorsun): bunuda internetten baktım zaten.. herneyse! Afiyetle ye ve bolca dinlen. Baş ağrın olursa diye 2. Çekmecede ağrı kesici var. Afiyet olsun kook!"

Jimin.

Okuduğu notla elini saçlarından geçirmiş aptalca gülümsemişti.

"Ah jimin. Bana ne yapıyorsun böyle? Tek sözünle kendimi gözyaşlarına boğarken iki tatlı kelimenle kendimden geçiyorum?"

~

Jungkook çalan telefonuyla başını kağıtlardan kaldırıp eline alarak direkt açtı.

"Jungkook?" Taehyung'un sesini duyunca aklına dün geceki itirafları geldiği için bir anda dondu.

"Kendine gelebildin mi? Seninle konuşmak istiyorum."

"Oh-hyung kendime geldim ama konuşmasak. Gerçekten istemiyorum."

"Hadi ama jungkook. Lütfen."

"Pekala iş yerimin önündeki kafeye gelebilir misin?"

"Pekala 10 dakikaya orada olurum."

~

Jungkook tedirgin adımlarla kafeye giderken masalardan birinde hyung'unu gördü.

Karşısındaki sandalyeye oturup ellerini masa üstüne koyup uzun parmaklarıyla oynarken bakışlarını kaçırdı.

"Jungkook.. utanman gerekmiyor. Buraya sana kızmaya nasıl böyle şeyler yaparsın diyip ahkam kesmeye gelmedim. Sana yardım edeceğim dostum."

"Ama jimin ve sen-" tae gülüp başıyla onaylar gibi hareket yaptı.

"Evet jimin ve ben çok yakınız onu en iyi ben tanırım. Minie benim için en özel insandır. Yani sana en iyi yardımı dokunacak kişi benim." Son cümlede yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu.

"Hyung ne yapacağız-"

"Sadece beni dinle ve uygula." Eliyle garsonu çağırırken umursamazca konuştu.

~

Jimin çalan telefonuyla, elindeki belgeyi bırakıp açtı.

"Kook?"

"Jimin?"

"Başın ağrıyor mu? İyi misin?" Jimin kendini koltukta sırt üstü bırakıp yüzündeki tebessümle konuştu.

"Ağrım yok. Sayende." Jimin sessizce kıkırdarken jungkook flört ediyorlarmış gibi hissetti.

"unutmadan söyleyeyim, bu akşam yemeği bir arkadaşımla serendipity kafede yiyeceğiz. Çok geç kalmamaya çalışırım."

"Ohh anladım. Afiyet olsun sana. Gelirken tatlı ister misin diye soracaktım ama dışarda yiyecekmişsin." Yüzü hafiften düşerken jimin bunu hissetmiş gibi yumuşak sesiyle cevap verdi.

"Eğer çilekli bir pasta alırsan tatlımı seninle yemeyi çok isterim." Jungkook jiminin 'çok' kelimesini uzatmasına ve sesindeki flörtöz tona şaşırsa bile karşılık vermede gecikmedi.

"Pastanedeki tüm çilekli pastaları alma fikri aklımdan çıkmıyor." Jiminin kahkahası kulağına dolarken dudaklarını dişledi.

Jimini güldürdüğü için kendiyle adeta gurur duyuyordu.

"Yah kook! Herneyse gitmem gerekiyor. Duruşmam var." Onaylayan sesler sonrasında telefon kapanınca jimin aptalca kendini gülümserken buldu.

Neden böyle yapıyordu hicbir fikri yoktu ama jungkook ile arasında geçen cinsel ilişkileri üstüne üstlük daha sonra onu öpmesi derken herşeyi akışına bırakmaya ve eskisi kadar kasmamaya karar vermişti.

Doğru mu yapıyordu bilmiyordu ama iyi hissediyordu.

~

Jungkook saat geç olduğu için -ona göre geçti saat henüz 9 bile değildi halbuki- jimini merak etmiş ama arayarak sıkmakta istememişti.

Arkadaşıyla yemek yiyeceğini söylediği için onlara sürpriz yapmak adına pastayı eline alıp üstüne birşeyler geçirdikten sonra arabasıyla hızla tanıdık kafeye  ulaştı.

Masalarda gözlerini gezdirmiş sonunda tanıdık siyah saçlı bedeni görmüştü.

Arkası dönük siyah uzun saçlı bir kızla oturmuş karşılıklı konuşuyorlardı. Jungkook sakin kalmaya çalıştı arkadaşı olabilirdi değil mi?

Jiminin üzgün yüzüyle kizin masadaki elini tutması ve patpatlaması üzerine elindeki poşeti iyice sıkıp kendine hakim olamadan masaya doğru ilerlemeye başladı.


33k olmuştuk sanırım en son? Umarım yanlış hatırlamıyorumdur.

Kitabımı tiktok vs uygulamalarda öneriyorlar çok mutlu oluyorum🥺❤

Umarım sevmissinizdir! Görüşmek üzere<3

kingdom_reac kitap kapağı için teşekkürler!!!

convenience marriage - KookminWhere stories live. Discover now