Yeni Bölümden Alıntı

1.8K 127 50
                                    


Merhaba aşklarım. Evet yeni bölümden bazı kesitler. Keyifli okuyun ve tahminlerinizi yorumlara yazın.

Akşam yemeğimizi birlikte Nazlı ben ve Ateş üçümüz yedik. Nazlı’nın dinlenmek için odasına çıkması ile Ateş’le baş başa kaldık. Ateş telefonuyla ilgilenirken ben de karşı koltukta oturuyordum. Bir süre Ateşi sevdiğim adamı seyrettim. İçimden ona sarılmak geldiği için yerimden kalkıp yanına oturdum. Telefondan gözlerini kaldırıp tek gözünü kırptıktan sonra tekrar işine odaklandı. Bacak bacak üstüne atmış sırtı koltuğun başlığına yaslanmıştı. Kafamı bacaklarının üzerine koydum. İlgi istediğimi anladığı için telefonunu bırakarak saçlarımdan aldığı ufak bir tutamı burnuna götürerek kokladı.

Bir süre gözlerimiz birbirinde bakıştı. Bu şekilde yan yana olduğumuz halde birbirimizi özlediğimiz için özlem giderdik. Ateş parmaklarını dudaklarımın kenarında aheste aheste gezdirerek, “Ne yaptın? Görmemem için kırk takla attığın gelinliğin tamamlandı mı?” diye gelinliğimi sordu. Ateş evlenmeden gelinlik görülmemesi gerektiğine olan inancıma batıl inanç ve saçma olduğuna inandığı için görmek istiyordu. Aslında görmek istemesinin bir nedeni de açık olup olmamasıydı.

Gelinliğim aklıma geldiği için neşeli bir şekilde, “çok güzel oldu sevgilim. İnan bu kadar güzel ve içime sinen bir gelinlik olacağını ummuyordum” dedim.

Hala parmakları dudaklarımda geziniyordu. Tabii gözleri de onu takip ediyordu. Her an öpecekmiş gibi ilgisi dudaklarımdaydı. İlgilendiği dudaklarımdan gözlerini çekmeden, “Sevindim! İnşallah çok açık bir gelinlik değildir” diye uyarıcı tonda sordu.

Gelinliğimin sırtı komple bel boşluğumun altına kadar açıktı. İnce ve seyrek şeritlerle yanlardan çapraz şekilde tutturulmuştu. Omuz askısı da aynı şekilde aynı incelikteydi. Göğüs kısmı derin V şeklindeydi. Göğüs altından sonrası tamamen transparandan oluşuyordu ta ki etek kısmına kadar. Etek kısmı çok abartılı olmayan işlemelerle süslenmişti.

Ateşe gelinliğimi tarif etmek yerine “aşkım çok yakıştı. Sen de beni gördüğünde çok beğeneceksin” dedim. O anın aklıma gelmesi ile bir anda heyecanlanmıştım.

Ben seni her şekilde beğenirim. O gelinliği de illaki beğeneceğim. Benim sorduğum açık olup olmadığı” diyerek onu kandıramayacağımı anlatmış oldu.

En iyisi zeytin yağ meselesi gibi üste çıkmak ve duygu sömürüsü yapmaktı. Yüzümü asarak, “Ateş yaa sen niye abartıyorsun? Hayatımda ilk defa evleniyorum. karışma gelinliğime istediğim gibi diktireyim” diye çemkirdim.

 Ateş yaptığım isyana, “ilk ve son kez evleniyorsun.” Diye düzeltti. Ardından da, “tamam bir şey demedim. Sende sakın sabrımı taşıracak kadar abartma” diye rica şeklinde söyledi. Kafamı kaldırıp dudağına hızlı ve güçlü bir öpücük kondurdum. Ateş’in yüzündeki gülümsemeye hayran hayran bakarken “çaylar soğudu. Yenisini doldur hadi” Dedi. Kafamı tamam anlamında salladıktan sonra ayağa kalktım. Tam bardakları elime aldığımda midemin bulanmasıyla bardakları almadan lavaboya gittim. Lavaboda gene midemi tamamen boşalttıktan sonra elimi yüzümü yıkayarak çıktım.  Ateş  kapıda beni bekliyordu. Oldukça endişeli görünüyordu. Endişesi sesine de yansımıştı. “neyin var?” Diye sordu.

Böyle ufak tefek şeyler için üzülsün istemiyordum. Gülümseyerek, “yok bir şeyim. Sürekli düğün için dışardayım. Büyük ihtimal stresten oldu” diyerek koluna girdim. Yürümeye başladığımızda Ateş, “yarın yine de bir doktora gösterelim.” Dedi. Hala endişeliydi.

Onu rahatlatmak için, “ bu gün Ada’yla gittik. Kan verdim. sonuçlar yarın çıkacak. Görürsün bak bir şey çıkmayacak” dedim.

 Birden yürümesine son verip agresif bir ses tonu ile, “ daha önce de mi kustun? " diye sordu.
" Sadece birkere" dedim sakin ve umursamaz bir şekilde.
Yine endişesi yerli yerinde, "Hasta olmana dahi katlanamam Güneş” dedikten sonra kollarının arasına aldı. Dudağıma kondurduğu öpücükle birbirimizden ayrıldık.

Bahçeye çıktığımızda, Ateş “çayları ben doldururum. Sen geç otur” dedi. Ve bardakları alıp mutfağa doğru ilerledi. Koltuğa oturduğumda telefonum çaldı. Arayan Ada’ydı. "Efendim canım” dedim neşeli çıkan sesimle.

Ada’nın sesi benim aksime durgun çıkmıştı, nasılsın diye sordu." İyiyim! Ne oldu? Sesin kötü geliyor” diye sordum.

Ada daha neşesiz bir şekilde, “sana bir şey söylemem gerek.” Dediğinde artık neşem kaçmış endişelenmeye başladım. Endişe içinde “söyle hadi. Çatlatma adanı.” Diye isyan ettim.

Ada’dan duyduğum şey beynimden vurulmuşa dönmene neden oldu. Bu nasıl olabilirdi. İmkansızdı. Tam sevdiğim adamla bir ömür mutlu yaşayacağım derken. Duyduklarım  mutlu olamayacağımı gösterir gibiydi.

Yeni bölümün tamam bir iki güne gelecek sizleri çoook öpüyorum.
















VAROLUŞ TAMAMLANDIOnde histórias criam vida. Descubra agora