36. Bölüm

3.5K 250 617
                                    

Merhaba arkadaşlar. 36.bölüm ile yine karşınızdayım. Lütfen oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin sizi seviyorum. 🥰😘🥰😘🥰😘

 

 

Masaya yaklaştığımızda masada oturanları görebileceğimiz konuma geldik. Gözlerimi görmediğim o iki kişide gezdirdiğimde içlerinden birisini tanımıştım. Kaşlarımı bilinçsize çatarak, “bu hastanede Ateşi ziyarete gelen adam değil miydi? Evet ya ta kendisi. Adı da ilginç bir şeydi. Neydi, neydi Uff kahretsin hatırlayamadım. Şimdi neydi diye düşünüp duracağım artık. Neyse bulurum ben şimdi o ismi. ”  diye kendi kendine konuşurken tüm gözler bizdeydi.

 Ateş’in gözleri ise baktığım yerde o adamdaydı. Ancak benden farklı bakıyordu. Sanki adamı bir kaşık suda boğacakmış gibi ölümcül gözlerle. “Ya sabır, bir kerede arkadaşlarına sevgiyle baksan ya. Tamam anladık ağır abisin biraz buna ara versen de şu aşık olduğum yüzün kendini kasmaktan kurtulsa diyorum”

Utku’nun yerinden kalkması ile ikimizin de gözlerimizi ona çevirdik. Utku kibar bir şekilde, “hoş geldiniz. Gel yenge bu tarafa otur” diyerek çaprazındaki iki kişilik koltuğu işaret etti.  Ateş, Utku’nun yönlendirdiği yere oturmam için bel boşluğumdaki eli ile hafiften ittirerek o tarafa yürümemi sağladı. Oturmamı bekledikten sonra kendisi de oturarak kolunu yaslandığım koltuğa doğru uzattı.

Yerimize oturmamızın hemen ardından tek kadın olan esmer kız gülümseyerek “Hoş geldin Ateş” dedi. Ben yokmuşum gibi. “Manyağa bak? Geri zekâlı ne olacak.” Gözlerimi içimden söylediğim sözlere tezat sakin bir şekilde kıza çevirdiğimde gözleri Ateş’ten cevap bekler gibi bakıyordu. Ateş ise bacağımın üzerinde olan elimi alıp kendi bacağına koyarken kızı duyumsamazlıktan geldi.

Gördün mü ebeninkini? Geri zekâlı şey.” Dedim yine dayanamayarak içimden

Bu sırada masada bulunan  tanımadığım diğer adam, “hoş geldiniz.” Dedi.

Ateş, kıza yaptığı hareketin tam tersi olarak“ hoş bulduk Tuna” diye cevap verdi. Kızın beni yok saydığı gibi Ateş de onu yok saymıştı. Kızın yüzünün düştüğü anı, an ve an izledim. Keyifle, mutlulukla ve içimden kötü kız kahkahası atarak.

 Ateş’in Tuna diye hitap ettiği adam ikimize de hoş geldiniz dediği için gülümseyerek kafamı salladım. Daha sonra dayanamayarak, Ateş’in kulağına yaklaştım ve, “bu kadının senden hoşlanıyor olma ihtimali yüzde kaç?” diye sordum.

Ateş yarım bir gülümseme ile, “ yüzde kaç olursa olsun umurumda olduğunu sanmıyorum” Dedi tek gözünü kırparak. Ateşe karşılık olarak dudağımı ısırarak kafamı öyle olsun bakalım der gibi salladım. Sonrasında aklımdaki şeyi söyledim. “senin umurunda olmayabilir. Ancak onun umurunda olduğu ise kesin, bana yok muşum gibi davrandığına bakılırsa” dedim.

Takılma onun hareketlerine. Sende ona yokmuş gibi davran” dedi ve bana vermemesi gereken bir izin verdi. Artık Gözde korksa iyi olurdu.

Tuna, “Hey taze aşıklar. Kendi aranızda sohbeti bırakın da tanışalım. Sevgilinin bunu yapmaya pek niyeti yok gibi görünüyor. Bu yüzden bu işi ben üsleniyorum.” Dediğinde Ateş yine ve yeniden ifadesiz bir surat ile Tuna’ya bakmakla yetindi.

Ateş’in bu tepkisiz halinden dolayı Tuna gözlerini devirerek,  “Ben Tuna. ” Dedi eliyle kendini işaret ederek. Tuna Ateş kadar uzun olmasa da bayağı uzun boyluydu. Tip olarak kumral kahve tonlarda göz rengi olan kalıplı biriydi. Aslında Ateş’in tüm arkadaşları uzun boylu ve kalıplı adamlardı. Sanki özellikle seçilmişler gibi. Ateş’in, bir an, ‘kalıplı olmazsanız sizi arkadaşım olarak kabul etmem’ demiş olabileceği aklıma gelince gülmek istedim. Ancak gülemezdim ortam buna pek müsait değildi. Gülmemek için de dudağımı ısırarak kamufle etmeye çalıştım.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now