7.bölüm

5.4K 539 222
                                    

Merhaba, keyifli okumalar diliyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen ihmal etmeyin. Kısacık yorumlar bile beni çok mutlu ediyor. Sizi seven yazarınız🥰😘🥰😘🥰😘🥰😘

Ertesi günüm ve ondan sonra ki dört günüm. Ateş ile tanışmadan önce nasıl geçtiyse, yine öyle geçmişti. Ateş üç gün diye gittiği yerden, beş gün geçmiş, hala gelmemişti.

Bu beş gün boyunca, Rüzgar ile çok iyi arkadaş olmuştuk. Rüzgar, dış görünüşüne göre, çok daha sıcak kanlıydı. Tam benim, erkek versiyonum gibiydi. Onun esprileri ve şakaları yüzünden. Ne zaman yanıma gelse, düşüncelerimden sıyrılmak zorunda kalıyordum.

 Rüzgar, bana genelde “ kız çene” diye sesleniyordu. Ben de ona “ yarma” diye çağırıyorum. Bu taktığımız lakaplar ikimizin de hoşuna gidiyordu.

Ben, Cihan, ve Rüzgar bir arada olduğumuzda, sürekli gülmemize neden olan, bir şeyler yaratıyorduk. Zamanımızı çok güzel geçiriyorduk.

Tabii, bunu çekemeyenler, yok değildi. Ecrin, bu duruma, oldukça sinir oluyordu. Çözemediğim bir nedenden dolayı, bu kız benden nefret ediyordu. Sürekli gözü üzerimdeydi. Bir derdi  vardı ama, ne olduğunu çözememiştim. Ama çözme konusunda ısrarcıydım.

Bu beş gün boyunca. Ateşi  düşünmemek için, sürekli kendimi bir şeylerle oyalıyordum. Çevremdekiler, farkında olmadan , oyalanmamda yardımcı oluyorlardı. Ne zaman Ateşi düşünmeye başlasam, benim bu halime alışkın olmadıkları için.  Hemen müdahale ediyorlardı. Bu düşünceli hallerimi başımdaki belaya yordukları için, daha hassas davranıyorlardı. Tabii ki başımdaki belaları da düşünüyordum ama, daha çok Ateşi düşünüyordum. Bu kadar çabuk kalbime işlemiş olması beni daha çok delirtiyordu.

Bu süre zarfında, korumalarımla da iyice kaynaşmıştım. Akşamları işe geldiğim için, gündüzleri ya ben onlara gidiyor, yada onlar bana geliyorlardı. Resmen  abi kardeş gibiydik. Bana çok iyi gelmişlerdi. Gündüzleri kızların yokluğunda.

O televizyonlarda ki, gibi kapımda bekleyen korumalardan, değillerdi. Ama beni de ihmal etmiyorlardı. Beni pencerelerinden, dönüşümlü olarak, sürekli kontrol ediyorlardı. Binamda oturan herkesi öğrendikleri için. Binaya, farklı birileri geldiğini gördüklerinde, evden çıkıp soluğu benim binada alıyorlardı. Biliyordum, pencerelerinin önünde,  mutlaka içlerinden birinin olduğunu. Ve bu  beni çok rahatlatıyordu. Güven de olduğumu bilmek, evde rahat etmemi sağlıyordu.

Bu esnada, beni kaçıranlar da beni, unutmamışlardı. İki kez aramışlar ve yüreğimi ağzıma getirmişlerdi. Evrakları alıp, anlamadığımı sordular. Ben de her seferinde aradığımı ve bulamadığımı, büyük ihtimal Ateş’in, yanın da götürdüğünü,  söylemiştim. İnanmış olacaklar ki bir daha aramamışlardı.

Hasan ile Kader’e  gelirsek. İlerleme yoktu. Kader sürekli çaktırmamaya çalışarak Hasanı, soruyor. Hasan ise  pencereden, Kaderi görür görmez, binanın balkonuna çıkıp, sigara içiyordu. Maksat, Kader'i görüp sohbet edebilmekti.  Ama bizim utangaç kızımız, çocuğun hevesini her seferinde kursağında bırakıyordu. Bir şekilde, onları bir araya getirecektim. Kafaya koymuştum. Bunu nasıl yaparım bilmiyordum ama bir şekilde çözecektim.

Beş günümü bu şekilde geçirmiştim. Şimdide duştan çıkmış, saçlarımı tarıyordum. Bir süre saçlarımla uğraştıktan sonra, Ada’nın dolabına yöneldim. Altıma diz kapaklarımın hafif üzerinde, bordo bir etek giydim. Üzerime ise bol, siyah, gömlek giydim. Gömleğin ön kısmını, eteğin içine koydum. Sırt kısmını, eteğin üzerinde bıraktım.

 Bu şekilde hem spor hem de hanım hanımcık bir izlenim vermiştim. Saçlarımı düzleştirdiğim için neredeyse kalçalarımı geçiyordu. Ayaklarıma da babet giymeyi düşündüğüm için onu da kapının önüne hazırlamıştım.

VAROLUŞ TAMAMLANDIKde žijí příběhy. Začni objevovat