"Küçük WuFan'ı kadar özlediğini bilmiyordum. İncelemen bitti mi ?"

"Sikeyim. Bilerek senin 'Küçük -ama hiçte küçük olmayan- WuFan'ını sıkmadım tamam mı ? Şimdi siktir olup gider misin ? Hem nasıl girdin ki buraya ? "

Suratımda sahte bir gülümseme ile ona doğru baktım. Bana gülümsedi ve arkasındaki çoktan kırılmış ve yerde olan kapıyı gösterdi. Hulk Aşkına ! Bu herifte ne güç var !?! Ağzım açık kapıya bakarken açık olan ağzımdan öptü ve suratımı avuçlarının içine aldı.

"Lu... Sana bir yere kadar iyi davrandım ama çok şımardın. Ceza vaktin."

"N-ne c-cezası be. D-defol o-odamdan."

'Ceza' deyince aklıma gelen şey benim sapık olmamdan kaynaklanmıyoru tamam mı ? Herifin düğündüğü tek şey bel-altı.

"Ne cazası olduğunu göstereyim."

Ben ne olduğunu anlamadan t-shirtünü hızla çıkardı ve beni yatakta yatırıp üstüme çıktı. Heycandan ne yapacağımı bilmediğim için öylece duruyordum tabii ki. Suratında piç bir sıırtmayla dudaklarıma yaklaştı ve dudaklarını sürtüp geri çekildi. Ona ne kadar sinirli olsam da gerçekten azdırıcı hareketleri var. Elleri ile kolumun altındaki, t-shirtümün açık kısmından içeri suulca süzüldü ve göğüs ucuma dokundu.

"Aghmm..."

Tamam, sonunda tepki vermem iyi ama inlemek nedir ? Biri bana açıklasın. Luhan kendini hemen sal zaten. Hatta hemen şimdi boşal. Bu nedir ya ? Memnun bir şekilde gülümsedi ve dudaklarını boynuma sürttü, ardından kulak mememi dili ile kavradı ve emdi. İnlememek için dudaklarımı ısırmaya başladım. İnlersem yenileceğimi biliyordum çünkü. Elleri ile göğüs uçlarımı taciz ederken, dili ile kulağımın arkasını yaladı. Titredim ve elimle yatağın çarşafını sıktım. Sertleşme Lu. Kendinş toparl-

"Aghhm... Tanrım."

Evet. Sıçtığımın resmiyeti. Eli ile çoktan sertleşmiş olan, pijamamın altındaki penisi kavrayıp bir daha sıktı. Tanrım bunu yapmak zorunda mı ? Gerçekten işini iyi yapıyor. Dudaklarını tekrar dudaklarımı yaklaştırıdı ve sürtüp geri çekti. Dili ile dudaklarımı yaladı ve ardından kendi dudaklarını yaladı. Islak dudaklarını boynumdan aşağıya doğru sürtüp köprücük kemiğimi emdi. Yutkundum, gerçekten dayanamayacak durumdaydım. Dili ile tekar boynuma geldi ve adem almamı emdi. Refleks olarak dizimi oynattım ama daha kötü oldu. Bacaklarını iki yanıma koymuştu ve dizim oynatınca şertlemiş penisine değdi. O da dayanamamış olacak ki t-shirtümü hızla çıkardı ve sertleşmiş olan göğüs uçlarıma ıslak dudaklarını değdirdi, ürperdim ve refleks olarak ellerim saçlarına gitti. Şu reflekslerimi durdurmanın bir yolunu bulmam lazım. Sağ göğüs ucumu emerken diğerini boşta bırakmayaral eli ile taciz etmeye devam etti. Ellerimle saçlarından daha çok bastırıyordum kendime. Tamam onu istiyor olabilirim, evet. Hadi yapalım. 

"Aghmmm..."

Artık kendimi kasmama gerek yok sanırım. Ama neden her güzel bir iş tam ortasından kesilir ki ?! Kapı çalıyordu ama WuFan'ın önemsediğini pek sanmıyorum. 

"W-WuFan... K-kapı- agghmm..."

Susmam için eli ile sertleşmiş penisimi tuttu ve sıktı. WuFan'a ne kadar seslensemde duymazlıktan geldi, ama kapı zilini duymaktan sıkılmış olacak ki hızla kalktı ve üstü çıplak bir şekilde salona gitti ve çalan kapıyı açtı. Arkasından gittiğimde kapıda Sehun'u gördüm. Köşeye sindim ve onları izlemeye başladım.

"Ne istiyorsun ?"

"Benim isteğim seninle değil ejderha bozuntusu. Lu'yla konuşmak istiyorum."

WuFan, Sehun'un yakasından tuttu ve kendine çekti. Onları ayırmak için hiçbir girişimde bulunmadım. Açıkcası gurum okşandı -aslında üşendim ama çaktırmayın-. 

" 'Lu' DEĞİL SEHUN. ÖĞRETMEMİ İSTER MİSİN ? 'LUHAN'. SÖYLE BAKAYIM ? 'LU-HAN'."

WuFan aşırı sakin ama sert bir ses tonunda söylemişti bunu. Şerefsiz. Hem aldat hem sahiplen oh ne güzel. 

"Tekrar edeyim o zaman Kris-sshi. 'Lu'. Lu ile konuşmam gereken şeyler var, 'Lu' ile benim aramda sadece. O yüzden 'Lu' ile konuşacağım."

Sehun inadını 'Lu' derken WuFan'ın kafasından çıkan dumanları neredeyse görebiliyordum. Bir kaza çıkmadan yerdeki t-shirtümü aldım ve üstüme geçirip kapıya koştum. 

"Uh ! Hunnie ! Sonunda geldin. Hadi konuşalıım !"

Sehun'un kolundan tutup dışarıya sürükledim ve arkamdan sinirle bakan WuFan'ı aldırmadan ilerledim. Evden uzaklaştığımızda adımlarımızı yavaşlattık. Bu ölüm sessizliğini bozan Sehun oldu.

"Lu... Sana söylemem gerekn birşey var."

Kolumdaki saate baktım ve saatin gece yarısını geçmiş olduğunu gördüm.

"Söyle Hunnie. Aramızda sır yok biliyorsun. Ama gecenin bu saatinde niye çağırdın anlamış değilim."

"Lu. Ben seni istiyorum."

Oldu o zaman.

Y/N: Yarın 2 bölüm yayınlamayı düşünüyorum ama yorum yaparsanız :3 İyi okumalar.

Fucking FaboluosWhere stories live. Discover now