Sekiz Krallık, Sekiz Tılsım⁵

298 43 27
                                    

[Konuk karakterler Yoko-chan013 taicore ]

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[Konuk karakterler Yoko-chan013 taicore ]

🍀|Gon

Melek Krallığı listemizden silinmişti. Yolun çoğunu geçmişiz gibi geliyordu bana. Bu yüzden mutluydum çünkü evimi ve arkadaşlarımı özlemiştim. Elbette kendi ırkımı gram özlemedim orası yanlış anlaşılmasın.

Melek Krallığı bulutların üstünde bir krallık. Biz aşağı indiğimizde nerede olduğumuzu bilmiyorduk. Ama sonradan buranın Tokyo olduğunu anlamıştık. Biraz mantıklı gelmişti aslında. Sonuçta Melek Krallığı en güçlü krallık olarak geçiyordu.

Tokyo'da pek bir tanıdığımız yoktu. Bu yüzden konaklamak yerine Gece Krallığı'na nasıl gideceğimizi araştırma kararı almıştık.

"Evet, bir fikrin var mı?" diyerek Killua'ya döndüm. İnsanlar ona tuhaf tuhaf bakıyordu. Kıyafetleri yeni alınmış gibi tertemizdi ama vücudu ve saçları kir içindeydi. Aslında çok görünen bir kirliliği yoktu ama uzun zaman boyunca suyun altına girmediği belli oluyordu.

Sol eliyle yağlı saçlarını karıştırıp bana döndü. Evet, saçları yağlanmıştı. Bunu fark ettiğinde aşırı tepki vermişti çünkü hep suyun altında olduğu için saçları hiç yağlanmamıştı. "Aklımda bir şeyler var," diye mırıldandı. Merakla ona döndüm. "Ne gibi?"

Elini çenesine koyup kafasını gökyüzüne dikti. Bende kafamı yukarı kaldırdım. Güneş yavaş yavaş batıyor, gecenin karanlığı ve yıldızları kendilerini göstermek için hazırlanıyorlardı.

"Üç seçenek var." Killua'ya döndüm. Bana dönmüş bir şekilde sağ elinin üç parmağını kaldırmıştı. İşaret parmağı havada kalacak şekilde diğer parmaklarını indirdi. "Birincisi, aradığımız krallık ayda olabilir. Oraya gitmenin bir çok kolay yolu var." Ardından orta parmağını kaldırdı. "İkincisi, kuzey yıldızında olabilir. Nihayetinde yön gösteren bir yıldız o." Ardından yüzük parmağını kaldırdı. "Son olarak alfa yıldızlardan birinde olabilir." Kaşlarımı çattım. "Alfa yıldızlar?"

Killua elini indirip ellerini ceplerine yerleştirdi. Yürümeyi öğrendiğinden beri yaptığı bir alışkanlıktı bu. "On iki burcu bilir misin?" Kafamla onayladım onu. "İşte onları oluşturan ana yıldıza alfa yıldız denir. Onlardan birinde olabilir." Alt dudağımı büktüm. "Olabilir." Ardından aklıma gelmiş gibi kısa bir aydınlanma yaşayıp hızla başımı kaldırdım. Dudaklarımı büküp başımı eğmiştim. Kafamı kaldırdığımda Killua'nın dudaklarıma baktığını gördüm. Ya da gördüğümü sanıyorum çünkü ona bakmak için kafamı kaldırır kaldırmaz gözleri ile gözlerimi buluşturdu.

O kısacık an sanırım benim hayalimdi. Âşık olunca böyle olunuyormuş demek ki. Kendimi hızlı toparladım. "Senin burcun ne?" Omuz silkti. "Yengeç." Gülümsedim. "Bende boğayım." Ardından elimi çeneme koyup azıcık olan burç bilgimi gözden geçirdim. "Biz seninle iyi anlaşıyoruz. Yani çok iyi anlaşmıyoruz ama iyi anlaşıyoruz." Tek kaşını kaldırdı. Kalbimin ritmi hızlandı. Boğazıma çiçekler tırmandı. Hepsini sert bir yutkunuşla yuttum. "Bu çok saçma. İnsan anlaşabileceği ve anlaşamayacağı kişileri doğduğu aya ve tarihe denk gelen yıldızlara göre seçmemeli."

peri güzeli ⌘ killugon ✓Where stories live. Discover now