Sekiz Krallık, Sekiz Tılsım³

505 49 253
                                    

[Konuk Karakter: swagagustdied]

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[Konuk Karakter: swagagustdied]

💬Yorum Sınırı: 210💬
❗Yorum sınırını doldurmak için yapılan saçma sapan yorumlar kabul edilmeyecektir.❗
➡️Örnek: "A, B, C" gibi tek harflik yorumlar.⬅️

[Ben kartları ve kapakları yaparken Canva uygulamasını kullanıyordum. İlk hesabım e posta yüzünden silindi. Bu yüzden kapaklarım ve kartlarım gitti. Eski "Sekiz Krallık" kartlarının aynısını bulamadığım için farklı bir şey denedim. Umarım beğenmişsinizdir♥️İyi okumalar^^]

🍀|Gon

"Evet sıradaki durak neresi?" Denizden sahile indiğimiz zaman sorduğum soru üzerine Killua titredi. Gözlerimi hızlı hızlı açıp kapattım. Zira ilk defa Killua'yı bu kadar korkmuş görüyordum. "Cadı Krallığı" diye mırıldandı. Kafamı sola eğdim. "Neden seni bu kadar korkuttu?" Kaşlarını çatarak bana döndü.

"Ne korkması be?! Sadece tedirgin oldum..." Kıkırdadım. "O zaman neden bu kadar tedirgin oldun?" Kayalıklara doğru ilerlemeye başladı. Hemen peşine takılıp onun yanında ilerlemeye başladım. Kayalıklara doğru ilerlerken mırıldandı. "Cadı Krallığı Karanlık Krallıklar arasında bulunuyor. Karanlık Krallıklar genelde misafirleri sevmez." Kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Neden ki?" Gözlerini kısarak bana döndü. "Neden mi? Ah Gon. Sana laf anlatırken yoruluyorum resmen."

Kaşlarımı çatıp koluna vurdum. Kıkırdadı. "Gülme!" diyerek adeta tısladım. Gülüşünü durdurmaya çalışırken "tamam tamam" demeyi de ihmal etmedi. Kendini hızlıca kontrol altına alıp devam etti. "Şey gibi düşün. Simsiyah bir duvarda sadece tek bir beyaz nokta var. Bütün duvarı beyaza mı boyarsın yoksa noktayı siyah mı yaparsın?" Sorunun cevabı bariz ortadaydı. "Noktayı siyah yaparım." Elini şıklatıp işaret parmağını bana doğrulttu.

"Aynen öyle. Karanlık Krallıklar da siyah duvarlarını bozan beyaz noktalarını yok etmeye bayılırlar. Lakin diğer krallıklar ile anlaşma yapan Kraliçeler buna izin vermez. Buna rağmen ziyaretçilere hoş gözler ile bakmazlar." Kulaklarımdan dumanlar çıkmaya başladığına yemin edebilirim. Zaten Killua'nın bana olan bakışlarından bunun kesinliğini kanıtladım.

"Her neyse." diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım. "Peki Cadı Krallığı'na nasıl gideceğiz?" Elini çenesine koyup ovarak düşünmeye başladı. Bu sırada kayalıklara gelmiştik. Killua hızlıca tırmandı. Bende peşinden tırmandım. En tepeye oturup yüzümüzü gün batımına çevirdik.

"Bunu bende bilmiyorum. Şehirden birilerine sorsak iyi olacak." Onu başımla onayladım. Bacaklarımı kendime çekip kollarımı bacaklarıma sardım. Çenemi dizime yaslayıp gözlerimi batan güneşe diktim.

Element Krallığı'nda Killua ile birlikte uyumuştuk. Ona sarılıp o kadar yakın olmamın nedeni uzun zamandır vücudumda hissettiğim değişikliklerdi. Kalbim çok hızlı atıyor, nefesim daralıyor, rüyamda mavi lotus çiçeklerinin yapraklarının beni boğduğunu görüyordum. Bu yüzden test etmek istedim. Neydi beni bu kadar rahatsız eden şey? Killua'ya sarıldığım zaman anladım. Onun yanında bunları hissediyordum. En ufak hareketi nefesimi kesmeme neden oluyordu. Sanırım bunun da tek bir açıklaması vardı.

peri güzeli ⌘ killugon ✓Where stories live. Discover now