Olaylı Karaoke Partisi Vol 1

12 3 42
                                    

Berk

Olga Naz biber gazı bombası yüzünden kendine gelememişti. O uyuyana kadar ve iyi hissedene kadar yanından ayrılmamıştım. Sonunda uykuya daldığında kendi odama geçtim. Babam çok sinirliydi. Karaoke partisi Leyla yüzünden iptal olmuştu.

Babam bi ara elinde telefonla bodruma inip bodrum lanetli bir yermiş gibi TikTok çekip paylaşmıştı. Keşfete düştü diye saatlerce dans etmişti. Babam beni çok yoruyordu. Kafadan hasta olması çok yorucu oluyordu.

Yatağımda bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum ama hala uykum gelmiyordu. Telefonu elime alıp saate baktım. Saat gece 12'ydi. Telefonumu geri bırakıp duvarı izlemeye başladım. Olga Naz'ı düşünmeye başladım. Olga Naz'a şırdanı sevdirmenin bir yolunu bulmalıydım. Kebap'a bir süre ara verip eve her gün şırdan istemeliydim. Belki böylelikle alışırdı.

Düşüncelere dalmışken odamın kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Daha ne olduğunu anlamadan yüzüm gözüm su içinde kalmıştı. Babam elindeki su tabancasını alnıma dayayıp konuşmaya başladı.

"O karaoke partisi bu gece yapılacak genç adam. Şimdi o poponu havalandır ve beni o delikanlının odasına götür. Yanlış hareket yaparsan bunu ödersin."

***

Olga Naz

Gözlerimi yavaşça açtım. Oda bahtımdan daha karanlık görünüyordu. Yerimden kalkmadım. Tavanı izleyip hayal kurmaya başladım. Hayal kurdukça gözlerim yaşlarla doluyordu. Yaşanması güç hayaller kuruyordum. Suşi yemenin hayalini kuruyordum. Boğazım düğümlendi. Hayal kurmamın bir anlamı yoktu. Çünkü hayaller suşiydi gerçekler ise şırdandı. Gözlerimden yaşlar foşur foşur akarken odamın kapısı açıldı.

Gelen kişi Berkti. Arkasında babası vardı ve Berk'in kafasına silah dayamıştı. Gerçek silah gibi görünüyordu. Kalbim güm güm atmaya başladı. Berk'i kaybedemezdim.

"Delikanlı hemen yatağından kalk ve üstünü giy birazdan parti başlıyor!"

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

"Lütfen silahı indirin. Oğlunuzu öldürmek istemezsiniz değil mi?"

Dediğimi duyunca Berk'in babası kahkahalara boğuldu. Berk konuşmaya başladı.

"Gülüm her geçen gün beni hayrete düşürüyorsun. Bu salaklık genetik olmalı."

Berk'in söyledikleri gözlerimde şelale etkisi yaratmıştı. Berk'in babası konuşmaya başladı.

"Gülüm mü? Benim oğlum gay mi yani!"

Berk babasından kurtulup odama yeni takılmış kapıyı tekmesiyle kırdı. Çok sinirli ve erkeksi görünüyordu.

"Baba o erkek değil kız! Seni umutsuzluğa düşüren adamın kızı."

Babası yanıma yaklaşıp bana bakmaya başladı.

"Alo bayan sana diyorum kalk hazırlan parti var."

Berk babasının yanına gelip bağırarak konuşmaya başladı.

"Sana bunu yaşatan adamdan intikam alıyorum. Hatırlamamazlıktan gelme baba!"

Babası Berk'e bakmadan şarkı mırıldana mırıldana odamdan çıkıp gitti. Berk dönüp bana baktı. Çok yakışıklı görünüyordu. Sinirli bir şekilde konuşmaya başladı.

"Hoşuna gitti değil mi Necati Can Şaşmaz kılıklı karı. Hadi kalk hazırlan aşağıda seni bekliyoruz."

Sözünü bitirip koşarak odadan çıktı. Kalbim acıyordu. Berk bana karı demişti. Karısı olmamı istiyordu ama ben olamazdım. Böyle büyük bir yükün altına giremezdim. Gözlerimden yaşlar süzüle süzüle hazırlandım. Beni karısı yapmak isteyen Berk'i nasıl reddedecektim?

***

Berk

Olga Naz'ın odasından koşarak çıktım. Merdivenleri hızlı bir şekilde indim. Babam ve Derya hazırlıklara koyulmuşlardı. Islık çaldım ve Derya yanıma geldi. Bodrumun anahtarını verip Leyla'yı çıkarmasını söyledim. Kulağına eğilip yapması gerekenleri fısıldadım. Şaşkın bir ifadeyle tamam deyip yanımdan gitti. Babama doğru ilerledim.

"Neden gecenin bir yarısı parti yapıyoruz. Neden uykumuzu bölüyorsun baba."

"Evlat çok fazla konuşuyorsun. Sesini karaoke partisine sakla. Şimdi sakın boşuna konuşma tek cevap dahi vermicem sana. Şimdi yok ol bir sürü işim var sinir hastası bir gençle uğraşmaya vaktim yok. Hadi hadi!"

Elimi yumruk yapıp sıktım. Tam babama yumruğu patlatacakken odaya Burak Han girdi. Siyah deri ceket ve dar bir deri pantolon giymişti. Parmağında bir sürü yüzük vardı. Gözüne siyah güneş gözlüğü takmıştı ve bir elinde elektro gitarını tutuyordu. Gözlüğünü çıkarıp babama göz kırptı.

"Hey moruk bu kıyafetler harikaymış. Tanıdığım en havalı ihtiyarsın.;)"

Babam Burak Han'ın yanına gitti ve kendilerine özgü olan selamlaşmayı yaptılar. Yaşanan olayları izlerken acaba ne gibi bir günah işledim de buna şahit oldum diye düşündüm. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım.

Leyla ve Derya'da gelmişlerdi. Derya sözümü dinlemişti. Leyla'ya palyaço elbisesi giydirip palyaço makyajı yapmıştı. Leyla bu gece bizi eğlendirecekti. Derya ise hizmetçi kostümü giymişti. Aslında kostüme gerek bile yoktu çünkü onun ruhu hizmetçiydi.

Gülümseyerek onları izlerken odaya Olga Naz girdi. Parlak ve simli bir elbise giymişti. Elbisesi çok abartılı görünüyordu. Başına ise peruk takmıştı. Peruğu sarı uzun ve kabarıktı. Yüzüne çok ağır bir makyaj yapmıştı. Ayağında uzun topuklu bir ayakkabı vardı. Ucuz görünüşünü görünce midem bulandı. Konuşmaya başladım.

"Ne bu halin? Sen kendini assolist mi sanıyorsun? Ucuz karı."

Odayı sessizlik kaplamıştı. Olga Naz'ın gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Arkasını dönüp gitmeye çalıştı ama kolundan tutup kendime çektim. Bu kadar güzel olması canımı sıkıyordu.

Islık çaldım Derya yanıma geldi.

"Derya mikrofonu bana ver. Bu bayan için bir şarkı söylücem."

Dedim kafamla Olga Naz'ı işaret ederek. Derya hemen mikrofonu getirip bana verdi. Kulağına şarkıyı fısıldadım ve başını tamam diyerek salladı ve gidip şarkıyı açtı.

Babam da koşup ışıkları kapattı. Herkesin eline el feneri verip bize tutmalarını söyledi. Resmen bir aşk filminin başrolleri gibiydik. Bütün herkes elindeki el fenerini bize tutuyordu. Mikrofonu ağzıma doğru götürdüm hala Olga Naz'ın gözlerinin içine bakıyordum. Şarkıyı söylemeye başladım.

"Sen benim için doğdun hemen mi benden soğudun? Güldürme beni n'olursun. İstersen daha yakın durabilirim
Yarın da yanında kalabilirim
Ben gelip yaralarını sarabilirim
Tüm şımarık oyunlara kanabilirim"

Ben şarkıyı söylerken Olga Naz hayran bir şekilde beni izliyordu. Daha çok kendime çekip şarkıya devam ettim.

"Ama var bi' şartım!
Kalbini verme kimseye o bende kalsın
Biz film gibiydik, gel var devamı
Yeniden başlayalım, söyle, nerde kaldık?"

Şarkıyı bitirdiğimde Olga Naz'ın dudaklarına yapıştım. Arkadaki topluluk deli gibi alkış tutuyordu. Ben babamın düşmanının kızını öpüyordum. Aklıma geldiği an Olga Naz'ı öpmeyi bırakıp kolundan tutup yere attım.

"Bir daha sakın beni öpmeye kalkma gurbetçi gülü! Bunu çok pis ödersin!"

SEN BENİMSİNWhere stories live. Discover now