Sıfır Kilometre Araba

17 3 36
                                    

Olga Naz

Gözlerimi yavaşça açtım. Yavaşça kalkıp etrafa bakındım. Yatağımda uyuyordum. Yavaşça doğrulup ayağa kalktım. Tam kapıdan çıkacakken aynadaki görüntümü gördüm. Bu gerçek olamaz!

Aynaya doğru daha çok yaklaşıp kendime baktım. Saçım erkek saçı gibiydi ve fosforlu yeşil rengindeydi. Gözlerim yaşlarla doldu. Bunu bana onlar yapmıştı. Dün gece yaşananlar aklıma teker teker gelmeye başladı.

Hayır daha fazla kendimi görmek istemiyordum. Masaya doğru ilerledim. Masayı ters çevirip ayaklarından birini kırdım. Elime kırdığım parçayı alıp aynaya saldırdım. Hem bağırıyor hem de aynayı paramparça ediyordum.

Birisi odamın kapısını tekmeyle kırdı. Bu kişi Berkti. Yaptığım şeyi görünce şaşırarak bana baktı. Ondan nefret ediyordum. Saçıma dokunmasının bedelini ödetecektim ona.

"Sakın bana yaklaşma! Yoksa bu parçayı kafanda ikiye ayırırım!"

Berk bi kahkaha patlattı. Yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı. Blöf yaptığımı sanıyordu.

"Sana yaklaşma diyorum!"

Tam dibimde durdu.

Bir hışımla elimden tahta parçasını aldı. Ezikleyici bir bakışla gözlerimin içine bakıyordu.

"Yapamayacağın şeyleri söyleme yeterince iğrenç görünüyorsun daha da iğrençleşme."

Arkasını dönüp çıkışa doğru ilerledi. Söyledikleri çok zoruma gitmişti. Yaşlar gözlerimden foşur foşur akıyordu. Gözüm yere düşen vazoya değindi. Hızlı bir şekilde vazoyu alıp Berk'in ensesine vurdum.

Berk hızlı bir şekilde arkasını döndü. Gemlik zeytini gözleri şaşkınlıkla beni izliyordu. Üstüme doğru geliyordu ben de geriye doğru gidiyordum. En sonunda yere düşüp bayıldı. Baygınken çok güzel görünüyordu. Yere eğilip yüzünü okşadım.

"Berk... Her şeye rağmen seninle olacaktım ama son yaptığın şey içimdeki aşkı nefret dönüştürdü. Çok güzel davrandın bana ta ki düne kadar. Elveda gidiyorum ben. Kalbime gömüyorum seni bir daha gün yüzüne çıkarmayacağım sana olan sevgimi..."

Sözümü bitirdikten sonra elimle gözyaşlarımı sildim. Berk'in cebinden araba anahtarını ve telefonunu aldım. Berk'i halletmiştim peki ya diğerlerini nasıl haledecektim?

***

Berk'in elini kolunu bağlamıştım ve ağzını da bantlamıştım. Hala uyanmamıştı. Diğerlerine olayı çaktırmamam gerekiyordu. Üstümü başımı değiştirip merdivenlerden aşağıya indim. Burak Han ve Hacker Emir Adam evde değillerdi.

Mutfağa doğru gittim. İçerden sesler geliyordu. Kapının arkasında durup dinlemeye başladım.

"Artık yemek yemelisin Derya merak etme ben çok dikkat ediyorum."

"Anlamıyorsun Leyla. Patron tekrar müshil koyacak diye ödüm kopuyor."

Sana bu az bile.

"Benim de rüyalarıma giriyor. Her gece rüyamda beni bodruma kilitliyor."

Aralık kapıdan içeri baktım. Leyla ve Derya birbirine sarılıp ağlamaya başladı. Fırsat bu fırsat evden kaçmalıydım. Yukarıdan zıplama sesleri geliyordu. Yoksa Berk mi uyanmıştı? Ses gittikçe yakınlaşıyordu.

Leyla radyoyu açmıştı arabesk bir şarkı çalıyordu birbirlerine sarılıp hem şarkıya eşlik ediyorlardı hem de ağlıyorlardı. Gelen sese doğru ilerleyecekken merdivenlerden birisi yuvarlandı. Bu kişi Berkti.

Gemlik zeytini gözlerinden alevler çıkıyordu. Zıplaya zıplaya buraya kadar gelmişti. Merdivenlerden düşmesine rağmen hala dinç görünüyordu.

Eğer Berk kurtulursa bu defa tam ölürdüm. Koşarak çıkışa doğru ilerledim ve koşarak arabaya bindim. Ellerim titriyordu arabayı çalıştıramıyordum. Bir gözüm kapıdaydı. Çıkan birisi görünmüyordu ama biraz daha oyalanırsam yakalanmam an meselesiydi.

Araba sonunda çalışmıştı. Rahat bir nefes verdim ama tam sürecekken Berk'in kapıdan çıktığını gördüm. Elini mendille sarmıştı sinirli gözlerle bana bakıyordu ve bi anda Usain Bolt gibi koşmaya başladı.

Arabayı sürmeye başladım. Berk arabanın üstüne atlamıştı. Şimdi ne yapacaktım. Arabanın üstünde arabayı yumrukluyordu.

Arabayı hızlı bir şekilde sürüyordum. Berk hala arabayı yumrukluyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bi fren yapsam Berk sümük gibi yere yapışacaktı ama yapamazdım. Berk cama doğru eğildi ve yumrukla camı kırdı. Yaptığı şey yüzünden aşırı korkmuştum ve frene basmıştım. Berk tahmin ettiğim gibi sümük misali yere yapışmıştı.

Yere düştüğü gibi kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Arabayı tekrar çalıştırmaya çalıştım ama yapamıyordum. Elim deli gibi titriyordu. Berk kırık camdan elini içeri sokup arabanın kapısını açtı. Beni tişörtümden çekip yere fırlattı.

Canım acıyordu. Berk yanıma gelip beni çenemden tuttu.

"Benden kurtulacağını mı sandın? Üstelik beni arkamdan vurmak ha? Bunun bedelini çok ağır ödeyeceksin Olga Naz!"

Bağırarak konuşuyordu. Gözyaşlarım akmaya başladı. Berk ağladığımı görünce elini çenemden çekip başımı göğsüne doğru çekip bana sarıldı. Ben de ona sıkıca sarıldım.

"Ağlama Olga Naz ben yanındaydım tamam mı şşşş geçecek."

Berk'e daha sıkı sarıldım. Berk kafama öpücük kondurdu. Ağlamam bittikten sonra konuşmaya başladım.

"Her şeye rağmen senin yanında oldum ama sen benim saçlarımı kestin ve fosforlu yeşile boyadın. B-Ben bunu affedemiyorum Berk. Evet bana karşı hep iyi oldun ama yaptığın son şey senden nefret etmemi sağladı."

Berk bana sarılmayı bırakıp ayağa kalktı. Sinirli gözlerle bana bakıyordu.

"Hiçbir şeyden haberin yok ufaklık. Kırıcı sözler söylemeyi bırak ve bir şeyler öğrenmeye çalış!"

Bu adama daha fazla katlanamıyordum. Ayağa kalkıp sinirli bir şekilde Berk'in üstüne yürüdüm.

"Sürekli beni küçümsüyorsun. Sevmiyorum artık seni sen o sevgiyi dün gece saçımla beraber kesip attın."

Elimle kafamı işaret edip konuşmaya devam ettim.

"Saçımı yeşile boyaman da tam oldu. Niye biliyor musun? Yeşil tertemiz bir sayfa demek. O tertemiz sayfada senin adın bile geçmeyecek anladın mı?!"

Arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Berk beni kolumdan tutup kendine çekti. Gemlik zeytini gözleri yaşlarla dolmuştu. Sinirden dişlerini sıkıyordu.

"Seni öyle kolay bırakmam Olga Naz. İkimizi sadece ölüm ayırabilir."

Sözünü bitirdikten sonra belinden silah çıkardı. Gözlerim korkudan büyüdü. Şarjörü çıkarıp tek mermi koydu. Sonra silahı tekrar beline koydu. Elini bana doğru uzattı.

"Ya sen ölürsün ya da ben. Bu hikaye böyle biter işte. Var mısın bitirelim bu hikayeyi burada?"

Gözümdeki yaşları elimle silip Berk'in uzattığı eli sıkıca sıktım.

"Hadi bitirelim."

SEN BENİMSİNWhere stories live. Discover now