3."GİZLİ ÇEKİM"

602 25 2
                                    

Genç kadın ellerini, sayıkladığı dua sorası yüzünde buluşturdu. Önündeki kara toprak ve başına saplanan tahtanın tam karşısındaydı. Karşısında olmak istediği kadının ismi yazıyordu. Berna Solmazlar.

Kızıl kahve saçları, rüzgarın ters yönde esmesiyle birlikte sürekli birbirine karışan bir hal alıyordu. Koca mezarlıkta yaklaşık kırk dakikadır tek başınaydı. Belli aralıklarla mezarlığı kontrol için gelen görevlinin bile garipser bakışlarına maruz kalmıştı.

Burası Ankara Sincan Çimşit Mezarlığı, Kimsesizlere ayrılan bölüm. 6. Parsel.  Ayak ucunda küçük bir tepelik gibi duran toprağın, yaklaşık bir metre kadarı kazılı. Kullanılan ceset torbası ve belki aylar sonra, kadavra olarak kullanılacak bir kadın cesediyle gömülmüştü.

Kızıl kahve saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve eğilerek çantasından bir peçete çıkardı. Avucuna serdiği peçeteye, diğer avucuyla aldığı toprağı bıraktı ve  ucunu katlayarak çantasına geri koydu.

''Yan yana olmak isterdim. Yapabildiğimi ve nasıl başardığımı, görmeni isterdim. Başka bir zaman veda etmeni...''

''Hanımefendi?''

Basık bir ses işittiğinde sesin geldiği tarafa, arkasına bakındı. Ona bakan genç bir çift göz vardı. Üstelik tepkisini ve tavrını yoklar gibi bakıyordu. ''İyi misiniz?''

Gülümsemesi çok yorgundu. ''Elbette. İçimden konuştuğumu sanıyorum.''

''Yaklaşık bir saattir mi?''

Eli anında, bileğindeki saate gitti. ''Olmuş mu o kadar sahi?''

''Uzaktan arada denk geldim, yerinizden bile kıpırdamadınız.''

Mezarlığın basamağından indi ve ada yoluna doğru yöneldi. ''Zamanın farkında değilim. Bir de bir şey sormak isterim.''

Adımlarını durdu ve karşısındaki genç adamın, renkli gözlerimle ilk kez karşılaştı. ''Üniversiteler kadavra örneğini rastgele mi alır?''

''Yani, isterse evet.''

''Sahipsiz oldukları için değil mi?''

''Doğrudur.'' Diyerek onayladı.  ''Siz yakını mısınız?''

Bir an duraksayarak cevap verdi. ''Kan bağım yok ama onun mezarını taşımak istersem, bu mümkün olur mu?'' Karşısındaki adamın ne söyleyeceği konusunda hiçbir tahmini yoktu. ''Yani neyse parası öderim.''

''Yakını olarak mezarını taşımanız, kan bağı yoksa mümkün değil.''

''Ben bir mezar taşı olsun istiyorum.''

''Ama kim olarak istiyorsunuz?'' Genç adam topraklı ellerini üzerine sürerek sildi ve ardından birbirine ovuşturdu. ''İsterseniz burada ona bir mezar taşı yaptırabilirsiniz. Maliyeti karşılığında mümkün.''

''O zaman kadavra için açmazlar değil mi?''

''Onu bilemem.''dedi kaşlarını kaldırarak. ''Sonuçta kadavra için kullanıldıkları bir gerçek ve yasa da bunun önüne geçmiyor.''

''Ben geçersem?''

Genç adam anlamsızca gülümsedi.''Nasıl yani?''

''Ne kadar tutar tahmini?''

''4 civarıdır.''

Çantasındaki telefonu çıkardı ve rehber kısmına girdi. ''Tutarı hazırlarsam, yardımcı olur musunuz?''

BEYAZLAR SÖNSÜNWhere stories live. Discover now