Hacker/Peter Parker (Bitti)

~3-3~

Kısa da olsa size bir bölüm yazdım canlarım. Umarım okurken seversiniz.
*************

Tabletteki verilerileri hallederken bir yandan Scott'a bakıyordum.

"Hazır mısın karınca?"

"Ben her zaman hazırım."

İstemsizce güldüm ve makinanın son ayarlarını yaptım. Derin bir nefes aldım ve düğmeye basıcakken biri elimi tuttu. Anlamayarak başımı kaldırdım ve elimi tutan kişiye baktım. Tony?

"Seni en son inanmaya çalışırken izliyordum. Sanırım bir şeyler değişmiş."

Bana göz devirdi ve tableti elimden aldı.

"Dediklerinin bazıları mantıklı diye buradayım. Ama bazıları hala sorunlu. Mesela bu yaptığın şeyde eksikler var."

Göz devirdim ve tabletimi sertçe elinden aldım çekerek.

"Git kendine başka tablet bul. Bu benim! Dün inanmazken şimdi bana hava atma. Unutma ki planı sen bulmadın bundan ego yapamazsın. Yapacak varsa ben yaparım hı."

Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Burnu havada resmen. Ben Peter'ımı istiyorum. Onu özledim.

"Kardeşin olucak."

Duyduğum şey ile dondum kaldım. O ne dedi? Hayır tekrar edin ne dedi o cidden? Belki duymam zordur. Arkamı yavaşça döndüm ve Tony'e baktım.

"Kulaklarımda sorun var galiba. Sen az önce ne dedin?"

İç çekti ve yanıma geldi. Karşımda dikilerek bana baktı sıcak bir şekilde gülümseyerek.

"Kardeşin olucak dedim. Şu an iki aylık. Bu yapılanları o ve senin için yapıyorum. Peter'ı görün diye."

Has siktir be. Nasıl ikna etti Pepper'ı. Derin bir nefes aldım ve elimi şakaklarıma götürdüm. Yavaşça ovalamaya başladım. Bu kadar fazla aynı anda.

"Gidip kahve alıp odamdan çıkmıycam. Harika beynimi ağrıttın saol."

Kolumdan tuttu. Ona anlamayarak baktım. Beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Şaşkınlıkla sadece öylece durdum. Uh.. Sanırım duygusal patlamam olucak. Kendime hakim olmak zor.. Çok zor. Kollarımı yavaşça Tony'e sardım. Tony saçlarımı yavaşça okşamaya başladı. Kısık bir sesle.

"Özür dilerim bunca zaman seni tek bırakttığım için. Artık tek değilsin.. Her zaman yanında olucam Helena Stark."

********

"O TACO BANA VERİLMEZ İSE OLAY ÇIKARTIRIM!"

Sinirle Scott'ın peşinden koşuyordum. Gıcık tacomu çaldı. Canım yemeğimi vermiyor. Derin bir nefes aldım ve ayaklarımı birbirine vurup uçmaya başladım. Hızlıca giderken elinde saladığı tacomu aldım ve çatıya oturdum. Bahçede sinirle bana bakan Scott'a el salladım ve tacomu yemeye başladım. Lena 1-0 önde bebeğim.

"Helena! Çabuk aşağıya in ve bana yardım et!"

Tony'nin sesini duyduğumda tacomu ağzıma sokuşturdum ve uçarak aşağıya inip yanına gittim. Şu an bana bakıyordu anlamayarak. Derin bir nefes aldı.

"Makinanın her şeyi hazır sadece taşların nerede olduğu kaldı."

"Ah o iş kolay. Bütün bilgiler ben de."

Saatimi havaya kaldırdım ve parmağımı ekrana koyarak ileri ittim. Hologramlar odayı doldururken ellerimi hareket ettirip bir veriyi açtım.

"İlk olarak ruh taşı var. Bu taşı almak için bir gezegen gibi bir yere gitmeliyiz. Taş orada. İkinci olarak zihib taşı bunun için geçmişte Loki yüzünden çıkan savaşın olduğu zamana gitmeliyiz..."

Anlaymaya devam ederken Tony dediklerime başını sallıyordu. Bittiğinde derin bir nefes aldım. Ve Tony'e baktım.

"Bu kadar. Araştırmalarımdan bu kadar çıktı."

"Harika bir araştırma. Cidden beklenmedik. Hepsi işimize yarıyor."

Kıkırdadım ve yavaşça karşımdaki duvara yürüdüm. Saatimde birkaç ayar yaptıktan sonra duvar yavaşça açıldı ve kıyafetler gözüktü. Bunları kim yaptı? Tabii ki ben. Merlin ben harikayım. Ödülümü verin.

"Bunlar da ne?"

Tony'nin sesi ile ona döndüm. Gülümsedim ve bir kıyafetin önünde durdum.

"Bu görmüş olduğun Scott'un kıyafetinin benzeri. Hepsini on dört saatte kendim yaptım. Zor olsada harika oldular."

İnanamayarak bana bakıyordu. Bunu beklemiyordu sanırım. İç çektim ve onun koluna girdim.

"Şimdi lütfen şokundan çık ve toplantıyı hazırla. Uzun bir toplantı bizi bekliyor. Beynimiz ne kadar yansa da yapmalıyız."

*******