~19~

2K 205 98
                                    

Yine bir gün, yine bir garip uyanma.

Bu söz aşırı tanıdık geldi. Merlin nerden hatırlıyorum bunu ben. Dejavu oldum resmen.

Gözlerimi masada titreyen telefona doğru gitti. Zorda olsa acıyla doğruldum ve telefonu aldım. Kim beni sağlık için uyduğum uykudan uyandırdı.

"Her kimsen neden bu saatte arıyorsun?"

"Sakin ol ufaklık."

Gözlerim büyüdü. Lan bu Tony.

"Ben ufaklık değilim bay gıcık. Eğer bir şey yoksa telefonu kapıycam işim var."

"Hey tamam dur. Sadece kapıyı açmanı istiycektim."

"Ha-"

Kapı çaldı. Somurtarak ve sinirli bir ifade ile kapıyı açtım. Karşımda sırıtan bir Tony vardı. Hemen kapıyı yüzüne geri kapattım.

"Hadi ama Lena kapıyı aç."

"Playboy salaklarla işim olmaz benim."

"Helena Livingstone. Eğer kapıyı açmazsan patlatırım ve yaptırmam."

Bak bak tehdite bak. Sinirle açtım kapıyı. Sırıtarak içeri girdi.

"Ne diyiceksen de ve burdan git. İşlerim var."

Koltuğa oturdu ve etrafa baktı. Gözleri masanın üstünde durdu. Ben de masanın üstüne baktım. Lan mini bombalarım vardı. Hemen gidip önlerde durdum bakmaması için. Bana bakıyordu şu an sırıtarak.

"Demek kapşonlulu kahramanımız cidden senmişsin."

Yalan kuru iftira. Aaa kim dedi ck ck.

"Bunun kanıtı yok."

"Daha deminki şeyler neydi?"

"Onlar sadece bir proje. Yeni yapmaya başladığım bir görüntülü konuşma denemesi."

Kaşlarını havaya kaldırdı. Sonra bedenime bakarken.

"Yüzünde ve kollarında yaralar var. Neden peki?"

"Köpek kovaladı."

Yalan makinası nasıl olunur izleyelim görelim.

"Neden kabullenmiyorsun?"

İç çektim. Onun gözlerine baktım ciddi bir şekilde.

"Seni uyarmama rağmen bir şey yapmadın. Ona bakılırsa Peter da sizi uyarmıştı. Ama bakın sizler iki 'veledi' takmadınız."

O da ciddi oldu bir anda. Hu hu ciddi konuşmalar.

"O an bize haber verebilirdiniz ama."

Göz devirdim ve telefonumı çıkarttıp ona gösterdim.

"Seni on kere, Happy'i yirmi kere aradım. Ah ama bakan yok. Üzgünüm hattınızı da meşgul ettim."

Telefonu geri cebime koydum. Ona soğuk bakışlarımı atıyordum. O ise mahçup bir şekilde bana bakıyordu.

"Daha başka bir şey demiyorsan gidebilirsin Stark."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Bana bir baktı. Sonra aniden kollarını bana sardı. Şaşkınlıkla ellerim havada durdum. Kısık sesle.

"Napıyorsun?"

Biraz daha sıkı sarılınca ağzımdan bir inilti çıktı. Aga ben dedim sırtım gg. Adam sarılıyor ya. Acı bu.

Endişeyle geri çekildi ve bana baktı.

"Ne oldu? Bir şey mi yaptım?"

Elimi sırtıma koydum. Yüzümü ekşilttim.

Hacker/Peter Parker (Bitti)Where stories live. Discover now