~2-1~

1.8K 165 47
                                    

"Ya alt tarafı üç gün sonra gezi var Tony. Lütfen gidelim. Hem gitmezsek ayıp olur onlara."

"Kimlere ayıp oluyormuş?"

"Ya işte ııı... Tarihi eserlere. Çok ayıp olur."

Tony gazetedeki bakışlarını kaldırıp bana baktı gözlerini kısarak. Ben ise tatlı bir şekilde sırıtıyordum. Bıkmış bir ifade ile başını aşağa yukarı salladı.

"Tamam. Ama en ufak bir şey de haber verilicek. İzinlerinizden gidiyor haberiniz olsun."

"Teşekkürler Mr. Stark."

Mutlu mutlu oradan çıktım ve odamda bekleyen Peter'ın yanına gittim. Peter benim bilgisayarın ekranına bakmış gülüyordu.

"İzin tamamdır. Demiştim izin alıcam diye."

Başını aşağa yukarı salladı dalgınca. Onun yanına gittim kaşlarımı çatarak. Lan! Hemen ekranı kapayıp Peter'a döndüm. Kahraman taklitlerimi görmüş. Rezil olduk iyi mi.

"O şeyleri unutucaksın Parker."

Gülerek başını iki yana salladı. Gözlerimi daha da kıstım.

"Unutmazsan işin bitti demektir. Kostümüne ağrıza yapmam bir dakika bile sürmez."

"Tamam. Tamam... Sen kazandın."

Saçlarını karıştırdım ve yatağına oturdum. Peter'a bakmaya başladım.

"Geziye gitmek yerine evde oturabilirdim."

"Öyle bir şey yok! Hem bu aralar fazla bu işlerle ilgileniyorsun. Artı olarak yanımda se-"

Hızlıca ayağa kalktım ve ağzını kapadım hemen endişeyle büyüyen gözlerimle. Kulağına doğru eğilip kısık sesle.

"Sakın burda bahsetme. Dinleniyor olabiliriz. Unutma!"

Ondan uzaklaştım ve elimi ağzından çektim. Cidden işim çok zor.

*********

Gezi günü...

Çantamı son birkez kontrol ettim. Her şey tamamdı. Ah özür dilerim sizin bazı şeylerden haberiniz yoktu. Helena yine bir işlere bulaştı sadece. Çok kötü işlere hem de.

Üzerimi düzelttim ve odamdan çıktım. Tony'nin yanına gittim. Masada oturmuş sanırım son kostümünün üzerinde çalışıyordu.

"Beni takmayan patron ben gidiyorum. Unutmaki Mss. Potts ile randevunuz var. Bir hanfendiyi bekletmek çok ayıptır! O zırhı bırakın ve şu lanet olası buluşmaya gidin!"

Başını kaldırdı ve gözlüklerini düzeltti iç çekerek. Yanına gittim ve karşısına oturdum sırıtarak.

"Bazen seni üvey kızım yapmakta iyi mi yaptım yoksa kötü mü yaptım bilemiyorum."

Kahkaha atmaya başladım birden. Ah siz bunu da bilmiyordunuz. O zaman bir FlasBack alalım sayın yazariçe.

***********
FlashBack

Sinirle odamda dönüyordum. Kadın beni salmıyor yeniden yapıştı. Sal beni iğrenç garı.

Bu sefer o bana dava açmıştı ve açılan dava şu. Ben onu tehdit etmişim. Ben? Hani ben? Mükemmel ben. Lan ben melek gibi kızım ben ne tehdit etmesi. Buna artı olarak onun paralarını da çalmışım banka hesabından güya ben Robin Hood'muşum. Yav yoh öyle pişey. Merlin aşkına siz inanıyor musunuz buna? Ben yapar mıyım böyle bir şey? Bunun üstünede evden kaçtığımı ve başkasının yanına sığındığımı ve evden kaçmadan önce kocasına zarar verdiğimi yazmış. LAN BÖYLE YALANLARA BAK. GÜNAHIM NE. Bunun üstüne daha yaşım gelmediğinden onların yanında kalmalıymışım çalışmak yerine. Oraya gidiceğime ölürüm daha iyi.

Sinirle yatağa oturdum ve duvara bakmaya başladım. Ne yapsam ki?

"Tak tak. Dünyadan Lena'ya."

Duvara diktiğim gözlerimi kapıya yönlendirdim. Tony kapı pervazına yaslanmış bana bakıyordu kısık gözleriyle. Ben de gözlerimi kıstım.

"Ne oldu?"

"Yine o kadın mı?"

Başımı yavaşça aşağa yukarı salladım. Yanıma geldi yavaşça ve yatağa oturdu o da. Kolunu omzuma attı.

"Bu kadın çok olmaya başladı. Hala senin yetim paranı da alıyor bunun üstüne ama uslanmıyor."

"Evet. Nefret ediyorum ondan. Eğer davayı iptal edilmesini istiyorsam ona her ay para vermek zorundaymışım yüklü miktarda. Ama ben istemiyorum. Benim paramla kendi kumar borçlarını ödemesini istemiyorum. Sürünsün."

Tony iç çekti ve saçlarımı karıştırdı. Dava dosyasını aldı ve incelemeye başladı.

"Bunu kolaylıkla kazanabiliriz."

"Evet... Ama o yine bana muhattap olucak. Beni bırakmıycak."

"Yiğeni olduğun için değil mi?"

Başımı yavaşça aşağa yukarı salladım. Dosyaları kenara koydu ve ellerimi tuttu. Başımı kaldırıp onun o ciddi suratına baktım. Umarım saçma bir şey demez.

"Bak Helena... Uzun zamandır düşünüyorum... Belki de.. Bunu demek zor ama. Senin vasin ben olmalıyım belki de."

Gözlerim büyüdü. Saçma bir şey dedi ve komik şaka. Tony Stark mı dedi bunu? Komik.

"Ko-komik şaka Mr. Stark."

"Bu bir şaka değil Helena! Ben ciddiyim. Seni yanıma alırsam en azından bu işlerden kurtuluruz hem biz de onu şikayet edebiliriz. Bunun üstüne onlar senin paranı da alamazlar."

"Bu-bunu başka şekilde de çözebiliriz Mr. Stark."

"Helena... Zaten benim yanımda kalıyorsun. Elbette bunu başka yollada çözebiliriz ama bakınca bu en sağlıklı yollardan biri olarak gözüküyor."

FlashBackEnd

******

Sonra işte kabul ettim ne yazık ki. Dava açıldı ve biz kazandık. Beni üvey kızı olarak güya yanına aldı ama ben bir çalışanım aslında. Hala hem Tony'nin işlerini hem kahramanlık işini yapıyorum. Kahramanlık demişken onu da anlatmakdan zarar gelmez. Peter'ın yanında yüzü saklı ajan gibi görünen mavi ve mor saçlı birini görürseniz o benim işte. Saçımı boyalı göstermek pek zor değildi zaten. Ufak bir sihir. Ama tabi Tony bunu bilmiyor. Nasıl mı bilmiyor? Kolay oldu. Tony'e bir kahramanın stajer olarak onun yanında olmasını istediğini ama kimliğinin bilinmesini istediğini söyledim. Tony ilk merak etsede Friday'den bunu halletmesini istedim ve yardım etti. Güya Tony beni öbür evimde bilgisayar başında oturduğumu sanıyor. Hihi.

"Ben sana dedim istesen almazdın."

Kahve fincanını ona verdim ve onun gözlüklerini düzeltip yürümeye başladım.

"Pepper'ın yanına git hadi. Ben de gezime gidiyim ve rahatlıyim."

*************
Evet garip bir ikinci sezon girişi oldu. Böyle direkt girmek gibi oldu ama banne. Ekşınlı bölümler bizi bekliyor canım okuycularım.

Hacker/Peter Parker (Bitti)Where stories live. Discover now