Like A Diamond.

2.8K 143 26
                                    

Yazım hataları için şimdiden özür dilerim..

-İyi okumalar ^^

***

Harry ile kahvaltı ediyorduk.Gerçi Harry asıl kahvaltısını ben duştayken yapmıştı yani demek istediğim ben duştayken avlanmaya gitmişti.O geldiğinde birlikte kahvaltıyı hazırlamıştık,ve şimdi de bana eşlik etmek için o da yiyiyordu.

Ağzındaki lokmayı çiğneyip yuttuktan sonra doyduğunu belli edercesine arkasına yaslandı ve beni süzmeye başladı.''Doydun mu ?'' diye sorduğumda başını sallayarak beni onayladı.Bende ağzımdaki lokmayı yuttuğumda üzerimde gözlerini hissettiğim için ona baktım.''Hızlı ye''dedi gülümseyerek.''Seni bir yere götüreceğim.'' dedi,aniden yüzüme bir gülümseme yayıldı. ''Nereye ?'' diye sordum.''Gözlerden uzak bir yere.'' dedi.

Hemen bakışlarımı önümdeki ekmeğe çevirdim ve hızlıca onu yedim.Harry'e baktığımda bana kıkırdamaya başladı.''Ne ?'' diye sordum,ağzımdaki son lokmayı daha bitirememiştim.''Hiçbir şey,sadece komik gözüküyosun.''dedi.''Dağınık saçların ve ağzındaki lokmayla gülümsemene bir de o masum bakışların eklenince ... küçük bir kız çocuğuna benziyorsun.'' dediğinde ona gözlerimi devirdim ve lokmamı yuttum.Saçlarım dağınık değildi bi kere.Daha yeni taramıştım.

Ayağa kalktım ve mutfaktan çıkarken Harry'e seslendim ''Üzerimi değiştireceğim,masayı sen toplasan olur mu ?'' Bana yanıt vermedi ama mutfaktan gelen takırtılar onun masayı topladığı anlamına geliyordu.

Yatak odasına girdim ve dolaba yerleştirdiğimiz kıyafetlere baktım.Nereye gideceğimizi bilmiyordum.Ne giyebilirdim ki ? Gerçi nereye gidebilirdik ki bu adada ? Sonuçta burası tatil adasıydı.Rahat giysiler yeterdi.Hava fazlasıyla sıcaktı,bu yüzden dolaptan bayaz bir şort çıkardım.Üzerine de lacivert askılı bir kazak.Üzerimi giyindiğimde aynanın karşısına geçtim.Saçlarımı görünce gözlerimi sonuna kadar açtım.Sanlarım dağılmıştı ! Kururken tülermişlerdi.Biraz suyla ıslatıp tülerikliklerini yatıştırmaya çalıştım.Makyaj yapmama gerek yoktu.

Odanın kapısını açtığımda Harry'i karşımda görmemle irkildim.''Tanrım,aniden önümde belirmeyi kesmelisin.'' dediğimde önce beni süzdü sonra,

''Eğer sen de vampir olsaydın,bundan korkmazdın cünkü o zaman hislerin çok kuvetti olurdu ve yanına geldiğimi hissedebilirdin.Ayrıca bunu yapmak çok eğlenceli.'' dediğinde ona gözlerimi devirdim ve önünden geçerek mutfağa yöneldim o da arkamdan geliyordu.Mutfağı toplamıştı,bir bardak su doldurdum ve içtim. ''Bu arada,gideceğimiz yerde insan olmayacağı için bunu giymene izin veriyorum.Yoksa bu şortla ve üstüne dar bir kazakla  insanların arasına çıkamazsın.'' dediğinde bardağı tezgaha bırakıp ona döndüm ve kaşlarımı kaldırarak ''Neden ?'' dedim.Sesim hafif alaylı çıkmıştı,o da umursamaz bir şekilde cevap verdi. ''Çünkü,tüm erkekleri sana bakmamaları için etkim altına almak zor olur ve eğer erkekler sana bakarsa kendi mezarlarını kendileri kazmış olurlar.Onları o mezara koymak ta bana düşer.'' dedi,içimden ona gözlerimi devirme isteği gelse de kendimi tuttum.Ne çok göz devirir olmuştum ben böyle ? 

Konuyu değiştirmek için konuştum ''Gitmeyecek miyiz ?'' 

''Gideceğiz.'' dedi ve bana kapıyı işaret etti.Evden çıktık,ve evin arka tarafına doğru yürüdük.Harry bana döndü ve ''Küçük bir gezintiye çıkmaya ne dersin ?'' dedi kaşlarını indirip kaldırarak.Ona sırıttım.Bu,onun beni kucağına alıp vampir hızıyla bir yere götüreceği anlamına geliyordu.Harry bana sırtını döndü,ellerimle geniş omuzlarını kavradım ve sırtına atıldım,elleriyle bacaklarımı tutup düşmemem içim bana destek verdi.Ellerini bacaklarımda hissetmek içime bir ürperti yayılmasına sebep olmuştu ve dün geceyi hatırlatmıştı.Gözlerimi kapatıp açtığımda gelmiştik bile.

Harry'nin sırtından indim ve etrafıma bakındım.Her yer yemyeşildi.Bir sürü ağaç vardı.Bir sürü palmiye ağacı,ve bir de küçük bir şelale vardı.Suyun sesi insana huzur veriyordu..burası cennet gibiydi.Şelale'nin yakınında yere serilmiş bir kırmızı beyaz kareli kilim vardı,bir de piknik sepeti.Soru dolu bakışlarımı Harry'e yönelttiğimde açıkladı.'' Sen giyinirken buraya bunları getirdim.'' dedi,ben ortalama on dakikada giyinmiştim ve Harry bu sürede hem mutfağı toparlamış hem de buraya bunları getirmişti,bu hızdan bende istiyorum.

''Burası çok güzel.''dedim kocaman gülümsememle.O da bana gülümsedi.Yürüdüm ve kilimin yanına geldiğimde,oturdum.Harry'de yanıma oturdu.Bir süre ikimizde sessizce şelaleyi izledik.Hızla düşün su damlaları bazen üzerimize sırçlıyordu ve bu serinlememize sebep oluyordu.Harry'nin omzuna yaslanmıştım,çok değil sadece iki ay olmuştu o hayatıma gireli.Ve iki ay önce bana bu yaşayacaklarımı söyleseler sanırım onlara kahkahalarla güler,bir doktora görünmeleri gerektiğini söylerdim.Ama tüm bunlar gerçekti işte.Şu an tüm sorunları atlatmıştık ve ben,Harry'nin kollarında,cennet gibi bir yerde o kadar huzurlu ve mutluydum ki...

Beni düşüncelerden ayıran Harry'nin boğuk sesiydi ''Bir şeyler içmek ister misin ?'' diye sorduğunda sanki başka bir alemden geçiş yapmışım gibi hissettim.Başımı çevirip,etraftaki yeşilliklere uyum sağlayan gözlerine baktım.''Olur.Ne var ?'' diye sordum.Elini sırtımdan çekti ve piknik sepetine uzandı. ''Imm,su,kola,meyve suyu ve limonata var.'' dediğinde hiç düşünmeden ''Limonata.''dedim.Limonatayı severdim.Kendisine de bana da limonata aldı.Limonatamdan bir yudum aldım ve gülümsedim.''Imm,çok lezzetli.'' dedim.''Sen mi yaptın ?''

''Evet,''dedi kendisiyle gururlanır gibi bir ifadeyle.Gururlanmakta haklıydı da gerçekten güzel olmuştu.''Biliyor musun,vampir olmana rağmen nasıl bu kadar güzel yemek yaptığını merak ediyorum.''dedim.''Yani tamam,güzel yemek yapıyo olabilirsin ama sonuçta vampir olduğun için uzun süredir yapmıyorsundur.'' dediğimde sırıttı.'' Buna yetenek derler.'' dedi ve göz kırptı.''Ah,'' dedim ''Sanırım o yetenek bende yok.'' zaten genelde ya tost yapardım ya da dışarıdan söylerdim ama Harry ev yemeklerini bile çok güzel yapabiliyordu.Benim yapabildiğim tek ev yemeği ise çorbaydı.Hava çok sıcaktı,bu yüzden beni serinletmesini umarak limonatamı bir dikişte bitirdim.Bardağı piknik sepetinin yanına bıraktım ve uzandım. Harry'de beni taklit ederek uzandı,yan döndü ve elini başının altına koyarak destek aldı.Böylece bana daha yukardan bakıyordu,

''Bir şey denemek istiyorum.'' dedim kaşları hafifçe çatıldı.''Ne ?'' 

''Şu yüzüğün var ya,seni gün ışığından koruyan,onu çıkartır mısın ?'' diye sordum.Kaşları biraz daha çatıldı.''Neden bunu istiyorsun ?''

''Sadece..gerçek seni merak ediyorum.Yüzük olmadan,büyülü ve ya neyliyse işte o yüzük olmadan nasıl olduğunu merak ediyorum.'' dedim ve yutkundum.Bir süre yüzümü inceledikten sonra beni başıyla onayladı.Ve parmağındaki yüzüğü çıkardı.Yüzüğü elinden bıraktığı anda,yüzüğün etkisi gitmişti.

Güneş ağaçların yaprakları arasından süzülüp Harry'nin teniyle buluştuğunda Harry'nin vücudu parıldamaya başladı.Bu..çok güzeldi.Bir,bir elmas gibiydi.Beni dikkatle süzüyordu,vereceğim tepkiyi merak ediyor gibiydi.Işık hafifçe sağdan geliyordu bu yüzden teninin bir bölümü parlıyordu.Yüzünün ışık vuran kısmına hayranlıkla baktım,farkında olmadan elim parlayan yere gitti,hafifçe gülümsedim.''Elmas...gibi.'' dedim.Gümüşi tonlardaki parıltılardan gözümü alamıyordum.''Hayır Alice.Bu bir katilin teni.'' dedi.Hayır,yine bu triplere girmemeliydi.''Hayır Harry,Bu bir katilin teni değil.Bu senin tenin.Bu gerçek Harry'nin teni..maskesiz Harry'nin.Sen bir elmas kadar parlaksın,temizsin ve güzelsin.''Bir şey demesine izin vermeden onu kendime doğru çektim ve dudaklarımızı birleştirdim.

*****************************************************

Merhabalar ! :D

Özledim sizi ya nerdeyse bir hafta oluyo yazamadım.Ama oylardan çok memnunum,bende size layık bölümler yazmaya çalışacağım. 

Umarım bu bölümü sevmişsinizdir.Biraz sakin bir bölüm.Önümüzdeki bir kaç bölümde aksiyon olmayacak,sakin bir hayat yaşasınlar azcık değil mi ? Mutlu olsunlar :D 

Multi = Halice <3

Yorumlarınızı bekliyorum ^^ 

☯♥ Dark -Harry Styles-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin