10. Bölüm ~ Noel ~

480 60 49
                                    

" Mutlu Noeller Hange."

Her ne kadar etrafındakilere kocaman gülümsüyor olsa da Hange için o kadar da mutlu bir noel sayılmazdı.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da karargah güzel süslerle donatılmıştı. Her zaman gri ve soğuk görünen koridolarlara bile kırmızı yeşil süsler asılmıştı. Ancak Hange diğer herkes kadar noel ruhuna girememişti. Levi iki haftadır onun konuşmuyordu ve sorunun ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

Laboratuvarda yaptıkları son tartışmanın buna sebep olduğunu düşünmüyordu. En azından Levi yı böyle şeylere kafayı takmadığını bilecek kadar iyi tanıyordu. Ardından o akşam Levi ın Erwin nin odasına geldiğini görür gibi olmuştu. Göz yaşları yüzünden görüşü bulanıktı. Hoş, ağlamıyor olsaydı da tanıyamazdı çünkü gözlükleri gözünde değildi. Nedense hisleri onun Levi olduğunu söylüyordu.

Ilk birkaç gün adama kızgın olduğu için konuşmaya yanaşmamıştı fakat Levi ın toplantılar dışında onunla laboratuvarda yalnız kalmaktan kaçındığını fark edince bir sorunun olduğunu fark etmişti. Onunla konuşmaya çalıştığında ise geçerli bir bahaneyle yanından uzaklaşıyordu.

Tüm terslikler sadece bununla bitmiyordu.

Erwin nin hastalığı günden güne kötüye gidiyordu. Her ne kadar hafıza teslerinden başarıyla geçse de Hange ufak tefek eşyaların adını unuttuğunu fark etmişti. Bu yüzden onu odasında ziyaret etmek yerine laboratuvara çağırıyordu.

Yine noel arifesi son kez onu test etmek için çağırdığı bir gün Erwin her zamanki gibi testler hakkında şikayet ediyordu.

" Hange, bu konuyu konuşmuştuk, gayet iyiyim-"

" Mike bugün toplantıya gelmediğini söyledi." dedi Hange, kaşlarını büzdü.
" Sen asla takvimindeki hiçbir toplantıyı kaçırmazsın. Saati unuttun değil mi? Hafıza kaybın işlerini şimdiden aksatmaya başlamış bile. Belki de birilerine söyleme zamanı-"

" Olmaz." Erwin itiraz etti. " Bana acıyarak bakmalarını ve sanki her an ölümcül bir reaksiyon gösterecekmişim gibi davranmalarını istemiyorum. Ayrıca hastalığım duyulursa görevden alınırım. Toplantıya girmedim çünkü kendimi katılamayacak kadar rahatsız hissediyordum."

Hange ona inanmadı. " Sen kolun yerinden çıktığında bile yedi saat ağrısına katlanıp görev başından ayrılmayan bir adamsın Erwin."

" Ve o adam yorgun hissediyor." dedi Erwin, bu kez söylediği gibi gerçekten öyle görünüyordu. " Ilk aşamanın belirtileri arasında sadece göz sulanması ve soğuk algınlığı olduğunu söylemiştin. Kas ağrısı normal mi?"

Hange oturduğu yerden ayağa kalktı.
" Olabilir... Kontrol etmeme izin ver."

Erwin, Hange nin söylediği hareketleri yaptı. Ondan birkaç tüp kan aldıktan sonra santrifüjden geçirdi.

" Nasıl? Bir problem var mı?"

Hange elinde tuttuğu tablete hızlıca gözlerini gezdirirken başını iki yana salladı. " Hayır hayie, endişelenmeni gerektirecek bir problem yok. Sadece kendini fazla yormuşsun hepsi bu." adama yalan söyledi.

Erwin rahat bir nefes verdi. " Başka bir sorun yoksa ben yukarı geri dönüyorum. Yarınki yılbaşı partisinden önce gücümü toplasam iyi olacak. Belki de bu görecegim son noel olabilir. Tadını çıkarmak istiyorum."

Hange başını salladı. Adama zoraki bir gülümseme verdi. " Görüşürüz."

Hange, adam gittikten sonra yeniden tabletindeki sonuçlara göz attı. Bu bir felaketti. Erwin 3. aşamanın belirtilerini gösteriyordu. Kas erimesi de bunlardan biriydi. Iyi ama daha hafızasını kaybetmemişti.

Love & Zombies [Levihan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin