1. Bölüm ~ Tedavi ~

1.5K 90 206
                                    

" Zombi AU. Insanlığın en tehlikeli zombi avcısı Levi Ackerman nın, çılgın bilim insanı Hange Zoe ile tanışma hikayesidir. Zaman, mekan tamamen canondan farklı. O yüzden şaşırmayın diye uyarayım dedim."

Keyifli Okumalar...

......................................................................

4 Şubat, 2051

Her insan vücudunda soğuğu farklı şekilde hisseder. Kimisi hücrelerine kadar titrer, bir dokunsan cam bardak gibi bin parçaya ayrılır. Kimsinin vücudu da öyle dayanıklıdır ki sert bir kaya kadar güçlüdür. Soğuk kalbine bile işlemez.

Elbette bahsettiğimiz soğuk kavramı Paradis Adası sakinleri için biraz daha farklıydı. Onlar gök yüzünden düşen kan damlalarına, yürürken bakmadan yanlarından geçtikleri soğuk ölü bedenleri görmeye alışkındılar. Kaybetmeye o kadar alışkındılar ki kalpleri buz tutmuştu. Göz yaşı dökmeye izinleri yoktu.

Bu soğuk yüzünden kalbinin yerini unutanlardan biri de Levi Ackerman dı.

Hayatta kalma iç güdüsü diğer insanlara göre bin kat daha fazlaydı. Çevikti, güçlüydü ve konu savaşmaksa bu kısa boylu adam binlerce askerlik orduya bedeldi. Bu zamana kadar tek bir zombi bile ona bir metreden fazla yaklaşamamıştı. Kusursuzdu. Yalnızdı, kimseye ihtiyacı yoktu.

En azından kabuğuna bakan insanlar böyle düşünürdü.

Aslında içinde korkunç yaralara sahip olan kırılgan bir insan yatıyordu. Acılardan etrafına ördüğü kabuk o kadar kalındı ki kırmak imkansızdı. Bu yüzden gerçek kişiliğini kimse çözemezdi. Yıllardır da çözmek için kimse çaba göstermemişti.

Levi, ona verilen yeni odaya üstün körü bir bakış attı. Elden geçmesi gerekiyordu, her yer toz içindeydi. Askeri karargahta ne halt ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Günler önce bambaşka bir hayatı vardı. O asker bile değildi. Sadece hayatta kalmak için savaşıyordu.

Savaşırdı.

Ailesini kaybettiğinden beri gökyüzünde amaçsızca gezinen bir ruh gibiydi. Tesadüfen hayatını kurtardığı Erwin Smith denilen adam ona yaşamak için yepyeni bir amaç vermişti. Hala bu amacın ne olduğunu bilmiyordu ya da benimsediği söylenemezdi. Artık yaşamak için hiçbir sebebi yoktu.

Levi ın kötü olduğu tek konu da buydu zaten.

Ölmek.

Ölmek konusunda herkes ondan daha yetenekli gibiydi. Ne kadar çok denerse denesin dünya onu hayatta kalmaya zorluyordu. Bunun bir ödül mü yoksa lanet mi olduğundan emin değildi.

Odasının kapısı tıklatıldığında yatağının üzerinde duran çarşafları değiştiriyordu. Elindekileri bırakıp kapıya döndü. Levi, yine o sarışın adamın geldiğini fark etti. Ondan kurtulamayacağını görür görmez anlamıştı.

" Sanırım odana sandığımdan daha çabuk alışmışsın." dedi Erwin, Levi ın bir köşeye yığdığı çarşaflara ve paspasa şaşkın bir bakış atmadan edemedi. " Garip. Titiz birine benzemiyorsun. Bodrum katında yaşadığını sanıyordum."

" Kesinlikle bu bok çukurundan daha hijyeniktir." diye homurdandı Levi.

" Karargahtaki tüm odalar haftada iki kez sterilize edilir Levi. Sana verilen odanın da bu şartları sağladığından emin olabilirsin." dedi Erwin. " Diğer askerlerle odanı paylaşıyor da olabilirdin. Kendini şanslı saymalısın, hiçbir acemiye tek kişilik odalar tahsil edilmez."

Levi eldivenlerini çarşaf yığının üzerine atarken adama tek kaşını kaldırdı. " Ben senin götü boklu yeni yetmelerinden biri değilim. Buraya beni getiren sensin Smith. Savaşmayı kabul etmiş olmam kimseye itaat edecegim anlamına gelmiyor."

Love & Zombies [Levihan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin