Chuuya x Reader (Bsd x Reader)

Sarılır mısın bana?

🔪BEĞENİN🔪LÜTFEN🔪

"Nereye?"

"Ne nereye?"

Yolu işaret ettim, "Buradan gitmiyor muyduk eve?"

"Motorla gideceğiz."

"Motorun mu var senin?"

"Motorla gideceğiz dediğime göre?"

Hızlı adımlarla peşine takıldım, "Tamam be, ne kızıyorsun?"

Gözlerini bana çevirdi, "Kim kızdı? Ben mi?"

"Evet."

"Yo."

Derin bir nefes alarak omuz silktim ve önüme döndüm.

1-2 dakika sonra çok güzel bir motorun önünde durmuştuk. "Hassiktir..."

Motoru sevmem hoşuna gitmiş gibi gülümsedi, "Güzel, di mi?"

"Mükemmel."

Motorun önüne oturdu ve arkasını gösterdi, "Otur arkama."

Yavaşça arkasına oturduğumda kafasını hafifçe çevirerek bana baktı. "Elbiseni tut, yoldayken havalanır."

"Tamam."

Motoru çalıştırdığı sırada yine kafasını bana çevirdi. "Hızlı sürerim, düşmemek için beni de tut. Tutmayacağım diye inat edersen son hızla giderken kendini yerde bulursun ve muhtemelen arkadan gelen arabalardan biri de seni ezer."

Cümleyi tek nefeste söylemişti, kaşlarımı kaldırarak ona baktım ve güldüm. "Bu kadar kötümser olma, tutunacağım tamam."

Motor harekete geçtiğinde ben de iki elimle biraz Chuuya'nın belini tuttum.

Zaten hızlıydı ama resmen inadına daha da hızlanıyordu. Gerçekten düşeceğim diye korkmaya başlayarak sıkıca beline tutundum ve bağırdım.

"BELİNİ TUTAYIM DİYE Mİ BU KADAR HIZLISIN?!"

"NE MÜNASEBET CANIM? KEYFİM VE KÂHYAM HIZLI SÜRMEK İSTİYOR!"

"KEYFİNİ DE KÂHYANI DA SİKEYİM!"

Cevap vermedi, sadece kahkaha attı ve daha da hızlandı.

"OROSPU ÇOCUĞU!"

~~~~~~~~~~~~~~~

"Sinirli misin bana?" Sesi alaylı geliyordu.

Kaskı motorun üstüne bıraktım, "Ne siniri canım? Alt tarafı sana sarılayım diye motoru tanrı katına çıkaracak kadar hızlı sürdün."

O, gülmeye devam ederken binanın içine girerek kata çıktık ve evin önüne geldik.

"Doğru mu konuşmamı istersin yalan mı?"

"Ha, bir de soruyor musun?"

Anahtarı kapıya soktuğunda bana döndü, "Evet."

"Doğru."

Anahtarı döndürdü, kapının açılma sesi geldi ama içeri girmedi.

"Hızlanmasaydım bana sarılmayacaktın."

"E, evet?"

"Motora binmeseydik bana hiç sarılmayacaktın."

"Nereden biliyorsun, kâhin misin?"

Gülecek gibi oldu ama dudaklarını birbirine bastırarak gözlerini kıstı. "Bana sarılır mıydın?"

"Bok musun, neden sarılmayayım?"

Kapıyı hızlıca açtı ve bir anda elimden tutarak beni de içeri sürükledi, ardımızdan da kapıyı kapatarak beni kapıya yasladı.

"Şu an, kendi isteğinle bana sarılır mısın?"

Yüzünü inceledim, dalga geçiyor gibi değildi. Ne yani, istediği tek şey ona sarılmam mıydı? Bu zor bir şey değildi.

Öne doğru bir adım attım, Chuuya kaşlarını kaldırdı, şaşırmış gibiydi.

Sakince kollarımı boynuna doladım ve başımı da omuzu ile boynu arasına koydum.

Birkaç saniye hareket dahi etmeden öylece kaldı.

"Sen... Bana isteyerek mi sarıldın?"

"Neden bunu bu kadar abartıyorsun? Neden sana sarılmayayım?"

"Yani, sarılacak kadar seviyor musun beni?"

"İlkokul çocuğu gibisin, yemin ederim."

O da ellerini belime doladı ve başını boynuma gömdü. "Öyle miyim?"

Başı boynuma gömülü olduğu için sesi boğuk çıkıyordu, güldüm. "Öylesin."