~ 7 ~

18 2 17
                                    

Arabadan inip eve girdik. Oturma odasına geçtik. Hepimiz yorulmuştuk.Herkes odasına çekildi, Su benimle birlikte kalacaktı.
- kanka ben bişey getirmedim ya bana giyicek birşeyler verir misin

Dolabımdan ikimiz için de kıyafet çıkardım. Üstümüzü değiştirip tekrar aşağı indik. Diğerleri de inmişti. Yarım saat kadar oturup, televizyon izledik, takıldık. Altı gibi Suga, J-hope ve Rm de geldi. Pizza almışlardı.

Suga : Hadi gelen yemek yicez.

Hepimiz mutfağa geçip masaya oturduk. Çok acıkmıştık. Yemekten sonra ben ve Su koltuğa uzanıp biraz daha yattık. Uyukluyoduk. Biri gelip ikimizi de dürtmeye başladı.

Jimin : Uyumayın, bakın ne getirdim.

Elindeki ince uzun kadehleri bize uzattı.

Su : oo ne bu. Tekila he. Valla eğlenceden anlıyorsunuz.

Beraber içmeye başladık. Ben kendimi bildiğimden ağırdan alıyodum ama Su, aldı başını gidiyordu.

Venüs : kanka sakin ol bak uğraşamam seninle.
Su: ya rahat bırak beni, bişey olmaz.
Venüs : iyi peki. Ama en son içtiğinde olanları hatırlatıyim.

Omzunu silkti. Jungkook bi anda atladı.

-Ne oldu ki. Anlat hemen.
Su: ya bişey olmadı, sarhoş oldum işte.
Venüs : Bişey olmadı mı? Heryere kusuyosun, herkesin üstüne atlıyosun. Kontrol edemiyorsun kendini.
Jungkook : iyi işte eğlenceli olur.
Su hala bizi umursamayıp içiyordu. Şişeyi kafasına dikiyodu resmen. Saat 10a kadar oturup içtik. Su çok kötü durumdaydı yine. Sürekli durup dururken Jungkooka bakıp kahkaha atıyo, ayağa kalkıp dolaşıp yere düşüyordu. Jungkook da onu kaldırıyodu.
En sonunda yorulup kendini yere bıraktı. Kafasını Jungkookun dizine koymuştu. Gözleri kapalı yatıyo, gülüyordu. Uykuya dalıp yine uyanıyodu.

Su: şş bana bak, yakışıklı
Jungkook : ben mi
Su: başka kim olcak, kim var burada en yakışıklı.
Jungkook kahkaha attı. Benim hiç umurumda değildi hem uykum vardı hem de uyarmıştım onu içmemesi için. Kendisi istemişti bunu.

Jk: ee ne dicektin.
Su: unuttum işte, ne gülüyorsun bana çok mu komik.
Jk:evet. Ama çok tatlısın böyle.
Su: sen daha tatlısın.

Dizlerinden kafasını kaldırıp kendi dizleri üstünde durmaya başladı. Bi anda kollarını Jungkookun boynuna sardı. İkisi de yere düştü. Ama kalkmadılar. Yerde yatıyorlardı, Jungkook Suyun saçlarıyla oynuyordu.
Jk:uyudu sanırım.
Venüs : uyusun o zaman napim.

Etrafa bakınmaya başladım. Taeyi gördüm. Bugünkü tavırları, niye böyleydi. İlk tanıştığımızda, konser alanında, arabayla yemeğe gittiğimizden çok farklıydı. Neden bi anda değişmişti. Buna kendi kafamda karar veremedim. Kendisine sormaya karar verdim. Yanına gittim.

Venüs: Neden böyle yapıyorsun ya.
Tae: ne demek neden böyle yapıyorum.
Vn: daha bu sabah harikaydı, bi anda soğuk davranmaya başladın. Hepsi yalan mıydı yani. Hiç mi umurunda değilim ben. Tek umursadığın noktam mafya tarafından bi görev olmam mı yani. İşin bitip Demet hanımdan bi aferin alınca atıcak mısınız bizi.
Tae: Venüs saçmalama, sarhoşsun bak.
Venüs : sen saçmalama asıl, sarhoş falan değilim ben. Ya bana düzgün davranırsın ya da olanları anlatırım.
Tae: ya gerçekten saçmalıyorsun sus artık ben susturmayayım.
Venüs : sustur bakalım ne yapıcaksın.
Bi anda kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. Önce merdivenleri çıktık. Tae'nin odasına gelmiştik. Beni içeri itti.
Venüs : ne yapıyorsun ya. Abartma istersen.
Tae: Zaten derdim başımdan aşkın, bide Venüs hanımın duygularını düşünemem.
O an, söyledikleri çok kırmıştı beni, bide sarhoş olmamla birleşince. Tokat attım.
Venüs : gerçekten iğrençsin. İnanamıyorum bunları söyleyebildiğine.

Yıldızların AltındaWhere stories live. Discover now