15.FİNAL.15

19 3 13
                                    

(Choi Hyunsuk şöyle finale özel post attı az önce. Aşığım😍)

Maç başlamıştı. Bir heyecan vardı bende. İçeceğimi de cipsimizi de unutmuştum. 15.dakikada gol atmıştık.

-GOOL! WOAH! GOL GOL GOL! Diye haykıra haykıra kalkmıştım. Yoojin'e dönüp baktım. Birbirimize baktık. O çok sessiz sakindi. Maçla alakası olmadığı, benimle vakit geçirmek için maçı izlediği çok belliydi. Ama bu mutluluktan bunu umursamamıştım. Tekrar oturdum yerime. Maçın sonunda bulaşıkları yıkamak için kalktık. Bulaşıkları bitirdiğimiz zaman içeri geçip oturduk. Tekrar battaniyenin altına girdik. Bu sefer birbirimize sakince baktık.

-Film izlesek mi?

-Yurda gitsem iyi olur.

-Saat daha dokuz.

-Biraz daha mı kalmalıyım?

-Evet. Bir film izleyebiliriz. Dedi. Başımı salladım.

-Hadi o zaman bir film açalım. İzlemel istediğin bir film var mı?

-Hayır. Yok aslında. Senin?

-Korku filmi izler misin?

-Aslında korkuyorum ama seninleyken izleyebilirim.

-Açıyorum o zaman.

-Aç. Dedi. Gidip açtım. Yanına tekrar oturdum. Battaniyenin altına girdik. Koluma sarılıp başını omzuma koydu. Filmin fragmanının sonunda korkunç sahne yüzünden ikimiz de irkilmiştik. Birbirimizin üstüne gülmüştük. Ben tam filme dalmışken kafamda hissettiğim el ile irkildim. Filmi durdurup hemen Yoojin'e döndüm. O ellemişti saçıma. Sanırım okşuyordu.

-Korku filminin ortasında nedem saçlarımı okşuyorsun?

-Yani sonlarında okşayabilirim öyle mi? Dedi. Durup ona baktım. Bir an ne diyeceğimi şaşırmıştım.

-Peki o zaman. Filmin sonunda okşayacağım. Dedi. Önüme dönüp tekrar filmi açtım. Gülümsediğimi görmesini istemiyordum ama beni güldürmüştü. Tuhaf bir şekilde saçlarımı okşaması hoşuma gitmişti.

-Neden gülüyorsun?

-Ben mi? Ben? Gülmüyorum. Ne alaka? Güldüğümü ne zaman gördün ki? Hiç de bile.

-Sadece gülmedim demen yeterdi.

-Gülmedim ki.

-Gördüm ama.

-Hani sadece öyle demem yeterdi.

-Hiiç. Öylesine dedim ben onu. Ama güldüğünü gördüğüme eminim.

-İyi. Aferin. Dedim. Bu sefer o güldü ve önüne döndü. Tekrar girdi koluma. Kolumu kendine çekmişti. Biraz yamuk duruyordum ve kolum da onun üstüne gitmişti. Biraz sonra soru sordu.

-Yani şimdi bu kadınım kocası aslımda hayalet mi?

-Hayır. Adamın içinde hayalet var.

-Hayaletler ruh değil mi? Adamın içine girmişse adamın ruhu olur. Demek ki adamın zaten kendisi kötü.

-Adamın beynine hükmeden bir hayalet var. Çocukluğunda bir rüyada görürken bu hayalet ona musallat oldu. Ve adamla beraber büyüdü. Ama kimse bilmiyordu.

-Aaaa! Annesi de küçükken hayaletten kurtulduklarını mı sandı? Ama aslında kurtulmamışlardı değil mi?

-Evet. Şimdi de aynı şey adamın oğlunun başına geldi. O yüzden çocuğun büyükannesi kurtulamamaktan korkuyor.

DIFFERENT TRADITIONWhere stories live. Discover now