9: "HAZIRLIK."

4.1K 242 38
                                    

Bölüm Şarkısı: The Fray - Never Say Never


"Dost uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek dost bulmak zordur."

  - Nazım Hikmet.


9. BÖLÜM: "HAZIRLIK."





Egemen, sesindeki otoriter havasını iğrenç bir gülüşle birlikte bana doğru sunmuş ve ben o sunumdan payımı oldukça alırken tek düşündüğüm şey nefretti. Hiçbir duygu bu kadar gerçek olmazdı. Hiçbir his, onların grubundan birine karşı duyduğum nefretin önüne geçemezdi. Nefret, ne çok buzla kaplıydı.

"Anlamadım?" dedim ona gözlerimi kısarak baktığımda.

"Anlamadın mı, yoksa anlamak mı istemedin?" Egemen sandalyesine yaslanarak saçlarını savurdu.

"Öyle mi?" Sandalyemden kalkarak, Rüya'nın yakınmalarını göz ardı ettim. Kantindeki yüzlere nefretle karşılık verdiğimde, tam olarak Egemen'in çaprazında, Kuzey'in yanında durdum. Gözlerim onları iğrenç bir şekilde süzerken donuk bakışlarımdan hepsine teker teker yolladım. "Sen bence fazla ukâlasın, bu yüzden söylediğin her kelimenin bir bedeli olmalı," dedim kısık sesle. Ardından sağ elimi hızla kaldırıp aynı hızla sertçe Egemen'in yüzüne indirdim. Avuç içlerim zonklarken yüzümde oluşan asabi tavır nefretle savaşıyordu.

Masaya serpilmiş herkes sessizlikle bütünleşirken onları iğrenerek bir kez daha süzdüm. Egemen, yanağını avucuyla tuttuğunda dudaklarından tek bir kelime dökülmemişti. Bunun verdiği kazanma hissiyle kendi masamıza yürüdüm. Bir parça kalmış poğaçamı keyifle ağzıma attım ve eşyalarımı toplayarak Rüya'ya gülümsedim.

"Kızım sen delirdin mi?" Sesindeki korku bayattı. "Ya o da sana vursaydı?"

"Bana o mu vuracak?" dedim donuk bir sesle.

"Gidelim!" dediğinde Rüya kolumu çekiştiriyordu. Bunda korkulacak bir şey yoktu, Egemen söylediği her şeyin bedelini ödemişti. Belki yanağı kızarmıştı ya da o kırmızılıklar tenini yakmıştı.

"Herkese mesaj atalım mı yılbaşı partisi için?" diye sordum. Rüya kafasını bana çevirdi ve gülümsedi.

"Vay canına, heyecanı şimdiden bastırdı dostum!" Rüya gülümsedi.

"Atalım o zaman?" dedim tek kaşımı kaldırırken. Ben de heyecanlıydım; sonuçta kendimden beklemediğim bir kalabalığa karışma durumu söz konusuydu. Bu güzel hissettiriyordu.

Sınıftaki yerlerimize uzanarak onun rehberiyle benimkini karşılaştırarak tüm tanıdıklarımıza, sevdiğimiz birkaç arkadaşlarımıza ve diğer eski sınıfımızın tamına yılbaşı mesajı çektik. İsmim ve soy ismimi sona büyük harflerle yazdım ve gönderme işaretini tıklayarak Rüya'yla ellerimizi tokuşturduk.

"Demir ve arkadaşlarına göndermeyeceğiz değil mi?" dedi Rüya sorarcasına bana bakarken.

"Tabii ki de çağırmayacağız," dedim sinsi bir gülüşle. "Demir'i yılbaşı partimde nefes almasını bile istemiyorum."

"Elbette!" diye şakıdı sevinçle.

Birbirimize şaka yaparak eğleniyorduk fakat hoca sınıfa yüksek topuklu ayakkabılarıyla geldiğinde ardında Demir ve Kuzey girdi. Oturduğumuz sıraya doğru yürüyen çatık kaşlı bir Kuzey gördüğümde ona dik dik baktım. Sıraya hiddetle çöktüğünde önümdeki defteri karalıyormuş gibi yaptım.

"Kantindeki gösterinde neyin nesiydi?" Burnundan soluyordu resmen.

Hâlâ defterimde olan bakışlarımı çekmeden, "Hiç," dedim onu sinir ederek. Eminim onun söylediği hiçbir cümleyi kaideye almadığımı fark edebiliyordur.

KARANLIKWhere stories live. Discover now