5: "GEÇMİŞ."

4.6K 289 82
                                    

Bölüm Şarkısı: Halil Sezai - Paramparça


"Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur."

  - Cemal Süreya


5. BÖLÜM: "GEÇMİŞ."


                  

Sırılsıklam olmuştum.

Karanlık yoğun olarak parka çökmüş, etrafı yağan sağanaktan sonra park sisin altında kalmıştı. Soğuk tenimi yakıyordu; içime giriyor, hücrelerimi dıştan vuruyor ve üstüme yerleşen sisin arasından usulca süzülüp kalbime gidiyordu. Git gide artan soğuk içimi dondurup, ruhumu çırılçıplak bıraktığında, oturmaktan ve düşünmekten yorulan bedenimi banktan kaldırdım.

İşte tam o sırada beynime yerleşen katran karası bir hatıra benimle geçmişim arasında ince bir ipten oluşan köprü kurduğunda hıçkırıklarım adeta boş parkta yankılanıyordu. Nemlenen gözlerim oturduğum bankın sağ tarafında ölümün öncülüğünü yaptığı tarihe kaydığında karanlık gözüme artık daha da anlamlı görünüyordu.

"23.09.2014."

O gün ben bu parka gelmiştim. Zamanı yitirdiğim hatıraların göbek bağı eşliğinde, soğuğu ve karanlığı hissetmiş, eski Masal'ın varlığına son kez kadeh kaldırıp, yenisini dünyama getirmiştim. O tarihte ben buraya gelip, acılarımı bu güne döküp, parkta delice ağlamıştım ölüm gözyaşlarıyla birlikte. Anılar tekrardan gözümün önünden bir film şeridi gibi geçerken ben tekrar o günü yaşıyormuş gibi hissettim. Sarsak adımlarla ayağa kalktım ve terminalin olduğu caddeye doğru yürümeye başladım.

**

Bundan üç ay önceydi.

Onunla her zamanki gibi bizim sahiplendiğimiz yer olan sahildeki kayalıklarda bulaşacaktık. Orayı seviyorduk; ikimizin ortak yönü olan tek şey denizin kalbinde saklıydı. Deniz, ben ve dalgalar... Huzuru burada bulmuştuk ve hiç kimse Deniz'le olduğumdaki mutluluğu vermiyordu bana. Deniz benim geleceğimdi, dile getiremediğim hayallerimdi. Bir gözleri vardı... Ruhumu biçiyordu resmen. Masmaviydi gözleri, deniz gibi bir mavi. Ona bakarken gökyüzünü görüyordum resmen. O benim okyanusu bile önüme aldığım bir derinlikteydi. Gözleri sonsuzluktu benim için.

Deniz sonsuzluğa inanırdı, o yüzden benim de inanmamı sağlamıştı. Hatta bir keresinde o pürüzsüz dudaklarıyla kulağıma şu kelimeleri fısıldamıştı;

"Sonsuzluk vardır Masal. Eğer sonsuz olan hiçbir şey yok diyorsan, gözlerime bak. Masmavi bir umudun parçası değiller mi? Sonsuzluk bu işte. Mavi sonu olmayan bir gökyüzü... Okyanuslardan bile daha derinler öyle değil mi? İşte bu sonsuzluk prenses. Sonsuz olan tek şey bu, umut..."

Deniz bu güzel kelimelerin ardından, kalbimdeki umudu öldürüp gitti. Geride ruhu yaralı bir Masal ve eskiye saplantıyla takılıp kalmış birini bıraktı. Onun dediği hiçbir kelime yanımda değil şu an! Aslında bakarsan, Deniz'in söylediği hiçbir kelime o zaman da yanımda değildi!

Mutluluk göreceli bir kavramdır; sen ona inanmasan, ardına bile bakmadan seni terk eder. Ve sen, onun ardından ruhunu karanlığa teslim edersin.

Her mutlu anın bir sonu vardır. İşte bu olanlardan sonra bizim de bir sonumuz oldu. Çünkü mutluluk, gelip geçicidir. Seninle kalan daima acıdır. O sadıktır; sen istesen de o seni asla geride bırakmaz.

Bu düşünceler zihnimi siyaha boyarken, o anki zaman diliminde her şey tek düzeydi. Nefes alışverişlerim, soğuğun zeminde bıraktığı metalimsi tat, yüreğimin en derinlerinde sıkışıp kalmış birkaç duygu. Tüm bu olanlardan sonra, hayat tam tersine döndü.

KARANLIKWhere stories live. Discover now