6: "FARKLI."

4.4K 268 33
                                    

Bölüm Şarkısı: Skyler Grey - Final Warning


"Düşenin dostu olmaz der kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi."

  - Cemal Süreya


6. BÖLÜM: "FARKLI."





Gözlerimi kırpıştırarak yatakta doğruldum.

Dün geceden zihnimde kalan tek şey, akşamın ilerleyen vakitlerinde eve geldiğim ve annemden tonlarca azar yediğimdi. Aklım o kadar boşluktaydı ki, artık o boşluğun sonundaki beyaz noktayı göremiyordum.

Zamanımın çoğu geçmişteki en iğrenç güne gidip, beni o ayın köreltici ışığıyla boğmasından doğan iğrenç bir tabakaydı. Tabaka, zihnimin en gerilerine katran karası bir leke bırakıp beni yalnızlığa doğru savurduğunda boşlukta yankılan çırpınış seslerim kulaklarımda uğulduyordu. Tırnaklarım kırılmış, saçım başım dağılmış, gözlerimden akan siyah bir damla orada bulunan toprağı damgalıyordu. Çünkü o da biliyordu ki, bu acı yüreğimde gittikçe filizlenen bir acı yaratmıştı.

Acıyı hisseden her varlık gibi, umutsuzluk çöken yüz ifademle ayağa kalktım. Ev pabuçlarımı ayağıma geçirdiğim sıra lavaboya gidip elime yüzüme soğuk su çarptım. Soğuk tenimde yankılanırken ben o yankının çıkardığı şiddetli seste boğuluyordum. Sağır olmuştum; yüreğim diğer duyguları artık ruhunda işitemiyordu.

Okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim, saçlarımı yaptım, solgun duran yüzüme hafif bir parlaklık verdim. Ve daha sonra adımlarım komodinin üzerinde paraları alarak aşağı kata indi. O kadar cansızdım ki, evde yaşadığımı bile düşünemiyordum bazen. Eğer yaşamak, yemek tüketmek ya da uyumaktan ibaretse ben yaşıyordum; onun dışında kitaplarım da olmasa yaşayan ölü tabiri benim üzerimde güzel bir sıfatta noktalanabilirdi.

"Çıkıyor musun?" Annemin bir elinde laptopu diğer elinde ise kahve kupası vardı.

"Evet," dedim botlarımı ayağıma geçirirken.

"Kahvaltı yapmayacak mısın?" Merdivene yöneldi. "Ekaterina senin için güzel şeyler yapmıştır prenses."

"Anne," dediğimde sesimdeki hüznü yok edememiştim. "Prenses demeni istemiyorum."

"Hâlâ unutamadın mı Masal?" dedi annem acıyla gülümserken. "Sen benim biricik kızımsın. Deniz'i unutamıyor musun? Yeni birini sevmeye çalış. Eminim senin sevgine karşılık verecek birileri vardır."

Gözlerimi yumdum. "Deniz'i unutmamı istiyorsun." Bunu diyen herkesten nefret ediyordum. "...Bunu bana nasıl söylersin? Onu ne kadar çok sevdiğimi bildiğin halde! O hâlâ yaşıyor. Bedeni ölebilir ama..." diyerek elimle kalbimi gösterdim. "Ruhu burada. Ve benimle yaşıyor."

"Psikolog olmam işine hiç mi yaramıyor Masal?" Kapının kulpunu aşağıya indirdim. "Annene danışabilirsin."

"Deniz yaşıyor anne, o benim kalbimin karanlık değmemiş bir köşesinde tam olarak. Onun ruhu bana ait. Korkma ben ona asla veda etmem..."

Son cümlemi annem duymamıştı. Çünkü kendimi soğuğa atınca aklımdan birdenbire özgürlüğe kavuşan kelimeler fışkırmıştı dört bir yana sevinç nidaları atarak. Ben ise sadece soğuğun koruyucu kalkanına pustum. Eğer pusmasaydım bir kere daha soğuğu bünyemdeki acıyla bütünleştiremeyecektim.

Arabaya oturdum, kulaklığımı taktım ve camdan dışarıya izlemeye koyuldum. Deniz'i unutmamı söyleyen her varlık, benim içimde kopan amansız bir fırtınadan haberi olmasa dahi, neden böyle cümlelerle kalbimi deşebilirlerdi? İnsanlar neden canımı bu kadar çok yakıyordu? O canımı yakan her insan, benim nefretime muhtaçtı. Eğer benim kalbimi kırarlarsa, ben onların canlarını öyle acıtırdım ki, bundan sonra hiç kimse o varlığın canını acıtacak bir kalbe sahip olma fikrini aklına sokamazdı; bu kişi annem olsa dahi.

KARANLIKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن