Poyraz'dan:
Oyun bittikten sonra akşama ünlüler takımı eleme konseyi olduğu için oyun alanında takımca oturup zamanın geçmesini bekliyorduk.
Tekneler bizi adaya götürmek yerine birkaç saat sonra gerçekleşecek olan konsey alanına götürecekti. O yüzden bolca dinlenme ve takımca sohbet etme imkanımız olmuştu.
Ünlüler takımı bizden biraz daha uzak bir tarafta oturdukları için Batuhanı pek gözlemleme şansım yoktu. Sadece her zamanki gibi İsmail ve Melis'in arasında çalılıklarda oturduğunu görebiliyordum.
Ancak yüzünü net göremesem de konseyden kaynaklı gergin olduğunu tahmin edebiliyordum. Merve Aydın'a haksızlık olmaması için bu akşam konseyde en yakın arkadaşı olan Melis'in potaya girmesi söz konusuydu.
Kendilerince bir adalet sağlamaya çalışıyorlardı ancak bu sözde adaletin Melis'i eleyebileceğinin de farkındaydılar. Gerginliklerinin sebebi de tam olarak buydu.
Bir an önce bir araya gelip ona sımsıkı sarılmak ve gerginliğini en aza indirmek istiyordum. Ancak bunun şu an mümkün olmayacağını bildiğim için kafamı yanımda konuşan arkadaşlarıma vermeye çalışıyordum.
Ayşe, Dora ve Berkay'in gündemi Batuhan'la olan ilişkim olduğu için bol bol bizden bahsedip konuşuyorlardı. Ne konuştuklarına dair en ufak bir fikrim yoktu ta ki Berkay'in sözleri dikkatimi çekene kadar.
"Evet ya Batu gerçekten öyle biri Dora abi. Üniversitede de böyleydi. Bayağı çapkın bir çocuk. Derslere gelmez tavladığı kızların notalarıyla geçerdi. Yüzme kulübünün en popüler üyelerini tavlayıp kendi pr'ını yapar kulüp başkanlığını kazandıktan sonra yüzlerine bakamazdi. Galiba burada da aynı stratejiyi uyguluyor. En büyük rakibini yakınında tutuyor ileride rahat harcamak için"
Ayşe de onayladı. "Boşuna çalışıp gelmiş demiyoruz. Ama dediğin gibiyse Poyrişimiz için çok sıkıntı , resmen kullanıyor demektir"
Gözlerimi devirip dalga geçen bir ifadeyle Berkay'a döndüm. "Yine ne saçmalıyorsun Beko ?"
Omuz silkti. "Düşündüğüm şeyleri dile getiriyorum "
Güldüm. "Mümkünse Batuhan ile ilgili hiçbir şey düşünme. O güzel kafanı yorma kardeşim. " diyip oturduğum yerden ayağa kalktım.
Son zamanlarda Berkay'in üstüne moral siken başka biri tanımam. Tatsızlık çıkmaması için sahile doğru yürümeye başladım. Ancak Berkay'in peşimden geldiğini hissedebiliyordum.
"Berkay sal beni babacım sal "
Ancak beni umursamayip yanıma kadar gelerek benimle birlikte yürümeye başladı sahilde. "Özür dilerim hoşuna gitmeyecek konulara girdiğim için."
Güldüm. "Hoşuma gidip gitmeyecek konulara girdiğin için değil gerçeklik payı olmayan bir iddia ile Batuhan'a iftira attığın için dilemelisin "
"İftira değildi ki gözümle defalarca gördüğüm, şahit olduğum olaylar. Anlattığım şey sadece ufak bir kısmı. Daha neler neler var? Mesela Batuhan homofobik birey. Üniversitedeki eşcinsel çiftler ile çok kavga etmişliği var. Ama burada seninle bir ilişkisinin olması çok sahte değil mi sence de? Homofobik olan biri neden kendi cinsinden biriyle sevgili olur ki ? Amaç senin duygularını kullanarak şampiyonluktan etmek olabilir. "
O kadar saçma ve asılsız konuşmuştu ki kahkaha atmadan edemedim. "Bütün bunlar doğru olsa bile , ki doğru da değil eminim. Diyelim ki doğru, sence ben bunları çözmeyecek kadar aptal mıyım?"
