Aşk Ateşi

1.2K 131 111
                                    

Jeon Jungkook:

"LALİSAAAAAAA !!"

"LİSAAAAAAAAAA GÜZELİM DUYUYORSAN SES VER !!" Saatlerdir yürümenin ardından yine sadece duyulan yağmur sesi ...

"LİSAAA AİSH HADİ AMA LİSSAAAAAA !!"

Önümde yağan sağanak yağmurdan dolayı her yer çamurdu. Ve yürümek gittikçe zorlaşıyordu. Üstelik yüzümü çizen ağaç dalları sorun bile oluşturmuyordu şu durumda ...

"LİSAAA NERDESİ- !!?" Gördüğüm şey duraksamama sebep olmuştu çünkü  bu şey kolyedekinin devamına benziyordu.

Kolyedeki kanın devamına...

Ağaçta takılı t-shirt parçasına doğru ilerlerken duyduğum sesle başımı sola çevirmiştim. Yağmur sesinin yanında şelalenin sesi daha baskın çıkıyordu.

Bu durumda şelaleye oldukça yakındım. Ve Sehun da kolyeyi göletin yakınlarında bulduğunu söylemişti. Şelalenin suyu gölete akıyordu ve saklanmak için ideal mağaraları olan bir yerdi.

Sesimi daha da yükselterek su sesinin geldiği yere yönelmiştim.

İlk başta görüldüğünde sis gibi gelen duman, yaklaştıkça kokusuyla beraber ateş olduğunu her şekilde hissettiriyordu.

Yaklaştıkça artan dumanın yanına inceden duyulan kedi sesi eklendiğinde, Lisayı bulduğuma dair umutlarım artıyordu.

Tüm umudumu toplayıp oyuktan baktığımda kediyle konuşan bir Lisa beklemiyordum...

"Sence de arkadaşlar böyle hisseder mi Leo ?"

"Miaw" (Eşsiz bir cevap biliyorum :D)

"Nasıl mı ? Hmm daha fazlası olmak ister gibi ?"

"Miaw" (Eskiden kedimle çok konuşurduk...)

"Yanında olmadığım kadar iyi hissediyorum. Hey sen Leo beni dinliyor musun ?" Gülerek onu izlemeyi bırakıp içeri girdiğimde sorusuna ben cevap vermiştim.

"Ah şey evet dinliyorum."

"Jungkook ?" gülerek bana bakmış sonra da ellerini üstüne silerek ayaklanmış ve koşarak bana sarılmıştı. Ona biraz sıkı sarılmış olmalıyım ki ufak inlemiş ve benden ayrılmıştı.

Çantayı kedinin kenarına koyup ateşin karşısına geçtiğimde Lisa sadece beni izliyordu.

Uzun bir süre geçmişti. Sanırım bu sırada ısınmamı ve dinlenmemi beklemişti.

Ve sonunda, gözlerini benden çekmeden konuşmuştu.

"Neden geldin ?" Ona nazaran ben ona değil hala ellerimi tuttuğum ateşe bakıyordum.

"Canım çok sıkılmıştı bende seni arayayım dedim." Hafif kıkırdamıştı.

Gülümseyince yüzünde oluşan gülümseme, burnunu kırıştırması, hatları... o çok güzeldi.

Ona baktığımı fark edip gözlerimi geri yere indirdiğimde Lisa tekrar konuşmuş,

"Rosé için mi geldin. O mu söyledi ?" demişti. Buruk bir gülümseme sunarak.

"H-" konuşmamı bitirmeme izin vermeden sözlerine devam etmişti,

"Sen ne zamandan beri ondan hoşlanıyorsun ?"

Gözlerini benden çekerek tek nefeste sorduğu soruya daha ben sorduğu soruya şaşkınlığımı atlatamadan devam etmişti.

"Ya da ona aşık mısın ?"

𝘗𝘰𝘴𝘪𝘵𝘪𝘷𝘦 𝘓𝘰𝘷𝘦 / liskookWhere stories live. Discover now