Gon'u aramak

2.6K 200 127
                                    

Lütfen beğenin 😻

Kartlarımla oynarken ormanın içinde yürüyordum. Ormanın en ortasındaki "Anı Ağacı'na" gitmem gerekti.

En iyi avcılardan biri olan ve kolay kolay bulunamayan adam ile orada buluşacaktım. Ne için buluşacağımı bile bilmiyordum.

Kartları birbirine karıştırdım ve aradan birini çektim, Joker çıkmıştı.

Sessizce mırıldandım, "Joker..."

Joker; Başlangıç anlamına gelen karttı.

Ağacın yakınına geldiğimi fark edince hemen bir ağacın üstüne zıpladım ve saklanarak Anı Ağacı'na yaklaştım.

Ağacın üst dallarında oturan kişiyi görünce ben de hemen arka dallara zıpladım ve adamın bir üst dalından kendimi sarkıtarak boğazına kartımı dayadım.

Kendisi de hemen silahını kafama dayamıştı. Karşılıklı birbirimizi tehdit ederken mırıldandım, "Ne istiyorsun Ging?"

"Çabuk buldun."

Kartımı boynundan çektim ve onun durduğu dala atladım. Karşısına geçerek kendimi ağaca yasladım.

"Çabuk dediğin 2 gün sürdü. Direkt adres versen götün tutuşur değil mi?"

"Kime ne zaman tam adres verdiğimi gördün Aris?"

"Tamam, haklısın. Delinin tekisin. Ne istiyorsun?"

Ging en ünlü ve güçlü avcılardan biriydi. Uzun zamandır ortalarda yoktu, herkesten kaçardı. Bunu bir oyun olarak görürdü, birilerinin onu bulmasını isterdi.

Derin bir nefes alarak bir sigara yaktı, "Oğlum avcılık sınavını geçmiş."

Hafifçe kaşlarımı kaldırdım, "Gon mu?"

"Kaç tane oğlum var Aris?"

"Bilmem, senden her şeyi beklerim. Sen benim kızımsın desen bile şaşırmam."

"Abartma Aris."

"Tamam, tamam. Gon'un avcı olmasını ne yapayım?"

"Onu kontrol etmeni istiyorum."

Büyük bir kahkaha patlattım, "Ne?! Senin çocuğunu neden ben kontrol ediyorum? Bu kadar merak ediyorsan git kendin bak."

"Onu şu anda göremem, ayrıca beni kendisi bulmalı. Sadece ne kadar güçlü olduğuna bak, izle."

"Senin oyuncağın değilim, neden bunu yapayım? Payım ne olacak?"

"40.000 veririm."

Hafifçe gülümsedim, "Vayyy, oğlunu bu kadar önemsediğini bilmiyordum."

"O benim oğlum, neler yaptığını bilmek isterim."

"Ne oğul ama..."

Yaslandığım yerden doğruldum ve ellerimi cebime attım. Bir kağıt çıkararak ona uzattım. "Hesap numaram bu, parayı yollamayı unutma."

Tam ağaçtan atlayacakken tekrar ona baktım, "Gon'u kontrol ettikten sonra, sana nereden ulaşacağım?"

"Beni bilirsin, eğer zekiysen nerede olduğumu bulabilirsin."

Tek kaşımı kaldırdım, "Bulacağıma emin olabilirsin."

Ağaçtan atladım ve yürüyerek ormandan çıktım.

~~~~~~~~~~~~~~~

"Tamam... Bu veleti nasıl bulacağım?"

Oturduğum bankta telefonumu çıkardım ve avcı olan, aynı zamanda da gemi kaptanı olan kişiyi aradım.

"Aris? Merhaba!"

"Merhaba kaptan. Sana birini soracağım."

"Sor bakalım."

"Bu yıl avcılık sınavına giren bir çocuğu arıyorum, adı Gon."

"Ah, evet! Ging'in çocuğu olan!"

"Şükürler olsun ki senin teknendeymiş. Avcılık sınavına girecek olanları nereye bıraktın, sınav nerede olacaktı? Bana tam adres verebilir misin?"

Kaptan bana tam adresi vermişti ve 2 saatte orada olmuştum.

~~~~~~~~~~~~~~~

Avcılık sınavının ilk bölümünde rehber olan Satotz'un yanındaydım.

"Hadi ama Satotz, bu çocuğu bulmam gerek!"

"Nerede olduğunu bilmiyorum Aris."

"Bilen avcılar vardır!"

Satotz derin bir nefes verdi ve telefonunu çıkardı. Yaklaşık, 10 dakika boyunca telefonuyla uğraştı.

"Tamam, en son göründüğü yeri buldum."

"Güzel, söyle!"

"Yanında bir çocuk daha varmış."

"Çocuk? Başka bir veletin tekidir, adresleri söyle!"

~~~~~~~~~~~~~~~

Gon'un son görüldüğü şehirde dolaşıyordum. Hâlâ burada olmalılardı. Etrafta gördüğüm her avcıya onu soruyordum ve en sonunda nerede olduğunu bulmuştum.

En son yanındaki beyaz saçlı bir çocukla Cennet Arenası'nda görünmüştü. Cennet arenası'nda insanlar dövüşür ve kazanırlarsa para alırlardı.

Bu çocuk Cennet Arenası'nda dövüşebilecek kadar güçlü müydü? Gerçi Ging'in çocuğundan bundan farklı bir şey beklemezdim.

Cennet Arenası'na girdim ve yarış listesine baktım. 4. Sırada Gon vardı.

Hisoka x Reader (HxH x Reader)Onde histórias criam vida. Descubra agora